'HELVA YAPSANA!'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin Kızılcahamam Kampında ekonomiyle ilgili sözleri, altı doldurulmak şartıyla elbette ki yerindedir.Ancak, yapılan konuşmaları kuvveden fiile çıkarmak gerektir ki, bir anlamı olsun!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin Kızılcahamam Kampında ekonomiyle ilgili sözleri, altı doldurulmak şartıyla elbette ki yerindedir. Ancak, yapılan konuşmaları kuvveden fiile çıkarmak gerektir ki, bir anlamı olsun!

Gerçek olan şu ki, ekonomisi güçlü olmayan ülkeler, her zaman için emperyalist güçlerin tehditlerine hedef olurlar. Hani, amiyane bir tabir vardır.

(Paran kadar konuş!)

denilir ya! Ekonomisi güçlü devletler de, ekonomik yönden güçsüz devletlere lisan-ı hal ile

(ekonomik gücün kadar konuş)

demek hakkını hep kendinde görmüşlerdir. İşin gerçeği de budur. Ekonomik gücü zayıf ülkeler, ekonomik gücü kudretli ülkelere her devirde ve her dönemde aba altından sopa göstererek bunu hep ihsas etmişlerdir.

Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal

ATATÜRK

de bu gerçeği bilerek ekonomiyle ilgili mesajlar vermiştir. Önce Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomiyle ilgili mesajlarından kesitler sunalım, sonra yazımızı sürdürelim. İşte Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomiyle ilgili özdeyişlerinden kesitler:

*Tam bağımsızlık, ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca, o devletin bütün hayat ışıklarında bağımsızlık felç olur.

*Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım.

*Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz.

*Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.

*Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner.

*Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır.

***

20. yüzyılın deha lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomiyle ilgili tespitlerine vurgu yaptıktan sonra, gelelim Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu duruma. Kim aksini iddia ederse etsin, Türkiye bugün ekonomik açıdan bir çöküntü içindedir. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan her ne kadar

"Ekonomik teröre teslim olmadık,

olmayacağız"

dese bile, Türkiye’nin ekonomik açıdan da kuşatma altında olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasının bir bölümünde bu gerçeğe vurgu yaparak:

Son 6 yılda neredeyse kesintisiz bir şekilde ardı ardına maruz kaldığımız saldırılar, güvenliğimizle birlikte ekonomimizi de hedef aldı. 15 Temmuz darbe girişiminin amacı ülkemizin sadece yönetimini ele geçirmek değildi, aynı zamanda ekonomimiz de sabote edilmeye çalışıldı. Son olarak geçtiğimiz ağustos ayında kur ve onunla bağlantılı olarak faiz ve enflasyon üzerinden ekonomimizi çökertmeye yönelik bir saldırıya uğradık"

demekte.

Erdoğan sözlerine devamla: "Bir dönem sınırlarımıza atılan füzeler, bombalar, sıkılan kurşunlar neyse son aylarda ekonomimize yapılan saldırılar da aynıdır. Hatta bir ay öncesinde de benzer girişimler oldu. Hemen tedbirlerimizi alıp kimse farketmeden önünü kestik. Silahlı ve diplomatik teröre nasıl teslim olmadıysak, ekonomik teröre de teslim olmadık, olmayacağız. Geçtiğimiz zorlu sınamalar bize büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa davasından asla taviz veremeyeceğimizi tekrar hatırlatmıştır. Bir kez daha gördük ki ya olacağız ya öleceğiz, bunun başka yolu yok" diyen Erdoğan Türkiye'nin potansiyelinin kullandığından kat be kat fazla olduğuna dikkati çekerek: "Şayet biz vatandaşıyla iş dünyasıyla devletiyle birlik beraberlik içerisinde olursak karşımızda duracak hiçbir güç yoktur. Bir kutu kibritin içindeki çöpleri tek tek kolayca kırabilirsiniz ama kırkını birden kırmaya kalkarsanız başaramazsınız. Biz de işte böyle olmalıyız, hep birlikte hangi hedefe yönelirsek yönelelim, başarmama ihtimalimiz yoktur. Yatırımı artırmaya, üretimi çoğaltmaya, ihracatı katlamaya, istihdamı yükseltmeye mi ihtiyacımız var? Hep birlikte buna yüklenirsek yıl bitmeden işi bitiririz" diye konuştu.

Sözün özü “Türkiye’de un var, yağ var, şeker de!” Peki, helvayı yapmak kimin işi. Sayın Erdoğan’ın önünde 4,5 yıllık seçimsiz bir süreç var. Biz de diyoruz ki,

(HELVA YAPSANA!)

HELVA YAPSANA

BAKKAL AMCA BAKKAL AMCA

NE VAR

YAĞIN VAR MI

VAR VAR

UNUN VAR MI

VAR VAR

ŞEKERİN VAR MI

VAR VAR

NE DURUYORSUN

NE YAPAYIM

HELVA YAPSANA

TAŞLAMALAR

NE OLACAK BU DURUM

DOLAR YİNE YÜKSELDİ

VE DÖVİZ KARŞISINDA

TÜRK LİRASI ERİDİ

EKONOMİK ANLAMDA

BAĞIMLIYSA BİR ÜLKE

DOSTUM O ÜLKE İÇİN

BAĞIMSIZ ÜLKE DEME

EKONOMİK ZAFERLE

ASKERİ ZAFERLERİ

TAÇLANDIRMAYAN ÜLKE

GERİ KALMIŞTIR, GERİ

EKONOMİK TERÖR VAR

DEMEKTE YETKİLİLER

SÖYLEYİNİZ BİLELİM

KİMDİR BU TERÖRİSTLER

Bakmadan Geçme