HERKES, KENDİSİNDE OLMAYANI İSTER!

Meşhur bir anekdot vardır.Bektaşi'nin biri camide biraz da yüksek bir sesle: -Ya Rabbi, bana bir şişe şarap parası gönder! diye dua etmekteyken, hemen yanındaki bir başkası da yine duyulacak bir şekilde: -Ya Rabbi bana din-u iman ver! diye dua etmekteymiş

Meşhur bir anekdot vardır. Bektaşi’nin biri camide biraz da yüksek bir sesle:

-Ya Rabbi, bana bir şişe şarap parası gönder!

diye dua etmekteyken, hemen yanındaki bir başkası da yine duyulacak bir şekilde:

-Ya Rabbi bana din-u iman ver!

diye dua etmekteymiş.

Camiin imamı her ikisini de duymuş. Bektaşi’nin yanına giderek biraz da öfkeli bir ses tonuyla:

-Bak yanındaki adam nasıl dua ediyor, Yüce Allah’tan ne istiyor, sen ise ne istemektesin

demiş.

Bektaşi, sükûnet içinde cevap vermiş:

-Herkes, kendisinde olmayanı ister. Bende rakı alacak para yok, onda din iman!

Şimdi, bu anekdotu neden naklettim derseniz konuya açıklık getireyim. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın

(AHDİM OLSUN)

dediği ve seçilmesi durumunda taahhüt ettiği hususlara bir baktım.

Sayın Erdoğan taahhütnamesinde özetle:

*Ekonomiyi düzelteceğim,

*Adaleti sağlayacağım,

*Enflasyonu düşüreceğim,

*Cari açığı indireceğim,

*İhracatı yükselteceğim,

*Vergileri düşüreceğim,

*Efendilik yapmayacağım,

*Özgürlükleri koruyacağım demektedir.

Bu ahitnameden yola çıkarak ve yukarıda naklettiğimiz anekdottan esinlenerek diyebiliriz ki Türkiye’de ekonomi bozuktur, adalet istenilen kıvamda değildir. Enflasyon ve cari açık yüksektir, İhracat düşüktür. Bunun için, bu konularda taahhütler verilmektedir.

HERKES ZENGİNE VERİR!

Kalender tipli bir Siirtli olan Ammo Abdullah (Abdullah Amca) şöyle dermiş.

-Allah; zengine; zengin, zengine; fakir de zengine verir.

Açıklamasını da şöyle yaparmış.

-Allah, zaten zengine vermiş. Zengin de zengine verir. Bakın, fakirin biri, gidip bir zenginden borç isterse vermez, ama, zengin biri gidip borç istese, hemen verir. Yani, zengin de zengine vermiş olur. Gelelim, fakirin de zengine vermek işine. Diyelim ki, bir fakir genç ile bir zengin genç, fakir bir ailenin kızını istesinler. Fakir genç, zenginden daha yakışıklı, ahlakı daha iyi bile olsa, fakir yine de kızını zengine verir. Yani kural bu “ALLLAH, ZENGİNE; ZENGİN, ZENGİNE; FAKİR DE, ZENGİNE!”

Ammo Abdullah’ın bu tespitine kim

(ÖYLE DEĞİL!)

diyebilir!

Bakmadan Geçme