- Haberler
- İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya Açık Mektup (2)
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu'ya Açık Mektup (2)
Sayın Bakanım Gazetemizin dünkü sayısında zatıalinize bir açık mektup yazarak, bazı konuları arz etmiştim.Bugünkü mektubumda ise Siirt'in özel bir sorununa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Sayın Bakanım;
Gazetemizin dünkü sayısında zatıalinize bir açık mektup yazarak, bazı konuları arz etmiştim. Bugünkü mektubumda ise Siirt’in özel bir sorununa dikkatlerinizi çekmek istiyorum.
Jandarma Genel Komutanlığı, İçişleri Bakanlığına bağlandığına göre, Bakanlığınızca bu sorunun çözümlenmesi mümkündür.
Siirt Jandarma Alay Komutanlığının bulunduğu alan, Şehrin tam ortasına düşmüş bulunmaktadır. Alay ilk kurulduğunda, etrafında bir tek bina yokken, Şehrin gelişmesi sonucu, dört tarafı binalarla kaplanmış bulunmaktadır. Üstelik bir tarafında tepeler ve tepelerde kurulmuş binalar mevcuttur. Terör tehlikesi açısından stratejik bir konumda olmaktan çıkmıştır. Allah korusun, bu tepedeki evlerden atılacak bir havan mermisinin meydana getirebileceği tahribatı düşünmek bile ürküntü vericidir.
Şehrin ortasına düşmüş Alayın etrafı korunma amaçlı ve haklı olarak beton bariyerlerle çevrelenmiş bulunmaktadır. Alayın bulunduğu caddedeki beton bariyerler, hem trafiği aksatmakta, hem de işgal altında bir kesim hissi uyandırmaktadır. Bu açıdan, Jandarma Alayının Şehrin içinden çıkarılması stratejik açıdan da zaruri hale gelmiştir.
DOĞU KIŞLA olarak bilinen mevkide yine askeriyeye ait geniş ve boş araziler bulunmaktadır. Daha önce Siirt’te Tümen düzeyinde askeri birlik vardı. 12. Tümen Siirt’ten ayrılınca ve yerine Tugay gelince, arazileri boş durumda kaldı. İş bu Doğu Kışla olarak tanımlanan askeriyeye ait boş araziler, Şehrin hakim bir noktasında bulunmaktadır. Yani, stratejik açıdan da, Alay olarak kurulmaya çok müsaittir.
Daha önceleri, Siirt’te bir üniversite kurulacakken, kampus alanı için arazi arandığında bir fikir olarak Jandarma Alayının Şehrin ortasından çıkarılmasını ve Doğu Kışlaya Kaydırılmasını, Jandarma Alayından boşalacak arazinin de Üniversiteye kampus alanı olarak devredilmesini önermiştim. Hatta bu önerimi kuvveden fiile çıkarmak için o denemin Genelkurmay Başkanı Sayın Hilmi Özkök Paşa’ya yine (SİİRT) gazetesinde bir açık mektup yazarak, konuyla ilgilenmesi istirhamında bulunmuştum.
Hilmi Özkök Paşa, Siirt’te Tugay Komutanı olarak görev yaptığı için Şehrimizin ve Jandarma Alayının konumunu çok iyi biliyordu. Yazdığım açık mektup üzerine Siirt’e bir askeri heyet göndererek konuyu inceletmişti. Heyet de, Şehrin ortasına düşmüş ve dört tarafı sivil yapılaşmalarla çevrilmiş bulunan Jandarma Alayının Doğu Kışlaya kaydırılmasını ve arazisinin Üniversite kampusu için tahsisinin uygun olacağı yolunda rapor düzenlemişti. Ancak, bunun için yerine getirilmesi istenen tek talep, Alaydaki mevcut binaların eş değerlerinin sivil irade tarafından Doğu Kışlada inşasının sağlanmasıydı.
İşin doğrusu, siyasi irade Siirt Üniversitesi için kampus alanının Kezer yerleşkesinde olması doğrultusundaydı. Bunun için de, Genelkurmay Başkanlığının teklifiyle ilgilenen olmadı. Böylece, Jandarma Alayının Şehrin dışına, yani Doğu kışlaya taşınması işi de yattı.
Ancak şehrin tam ortasına düşmüş ve dört yanı sivil yapılarla çevrilmiş Jandarma Alayının bir an evvel Şehrin dışına çıkarılması stratejik açıdan da büyük önem taşımaktadır. Şimdi adına TOKİ denilen bir kuruluş bulunmaktadır. Jandarma Alayına ait arazinin TOKİ’YE DEVREDİLMESİ durumunda, bu alan üzerinde en az 5 bin daire kurulabilir. TOKİ DE Jandarma Alayı için DOĞU KIŞLADA modern tesisler kurarak, stratejik bir alanda yapılaşmasına katkı sağlar, hem de çok kazançlı bir iş yapmış olur. Siirt’te de TOKİNİN kuracağı evler sayesinde konut sıkıntısında büyük bir rahatlama yaşanır.
Teklifimin değerlendirilmesi dileklerimle. Selam ve saygılarımı sunarım.
ŞEREFE GÖRE ÇEYİZ!
Orta halli bir Siirtli aile, kızını nişanlamıştı. Kız tarafı olmak, Şehrimizin Arap kesimi için mali açıdan adeta yıkımdır. Çünkü çeyizin hazırlanması ve masrafları kız tarafının görevleri arasındadır! Siirt’in Arap kesiminin başlık almak gibi bir adeti de yoktur.
Kızını nişanlayan orta halli baba, her eve geldiğinde, hanımı tarafından eline bir liste tutuşturularak:
-Çeyiz için bunların alınması lazım!
denilir.
Adamcağız, başlangıçta istenilenleri alsa da, çeyiz için alınması gereken listelerin sonu bir türlü gelmez. Artık, borç gırtlağa dayanmıştır!
Bir gün, eve gelen adamcağızın eline hanımı yine bir liste tutuşturarak:
-Kızın çeyizi için alınacak!
deyince, adamcağız, dayanamayarak:
-Yahu, yetmedi mi artık!
diyecek olur.
Bunun üzerine kadın:
-Ben senin şerefini, itibarını düşünüyorum. (Kızına doğru dürüst çeyiz çıkaramadı!) demesinler diye…
Karısının bu cevabı üzerine, zaten borç batağına batmış olan adamcağız, dam başına çıkarak, bütün mahalle halkının duyacağı yüksek bir ses tonuyla bağırır:
-Komşular duyun, benden daha şerefsiz olan yine benim! Kızıma çıkaracağım çeyize bakarak bana itibar edecekseniz, itibar etmeyin!!!
Evet, gücü olmayan için itibar ve şeref işte böyle bir şeydir!!!
Bakmadan Geçme





