İLK HAMLEYİ YAPAN, HER ZAMAN KÂRLIDIR!

Zeytin Dalı harekâtı büyük bir başarıyla devam ediyor.Mehmetçikler, tarihimize yakışır destanlar yazmakta kararlı.

Zeytin Dalı harekâtı büyük bir başarıyla devam ediyor. Mehmetçikler, tarihimize yakışır destanlar yazmakta kararlı. Bugün itibarıyla etkisiz hale getirilen terörist sayısının 1528 olduğu, Genelkurmay Başkanlığı açıklamalarında yer aldı. Yine bugün itibarıyla harekâttaki şehit sayımız 31 olarak açıklanmış bulunulmaktadır. Keşke, hiç şehidimiz olmasaydı diyeceğiz ama savaş elbette şehitsiz olmaz.

Diğer taraftan Afrin harekâtı devam ederken TSK unsurları, gerginliği azaltma için yeni bir ateşkes gözlem noktası oluşturmak üzere İDLİB’E konuşlandılar. Yeni gözlem noktası Türkiye-Suriye sınırından yaklaşık 70 kilometre derinlikte yer almakta. Konuşlanan noktanın yaklaşık 10 kilometre karşısındaki hatlarda, Beşşar Esed rejimi ordusu unsurları ve İran destekli gruplar bulunuyor. Kazakistan'ın başkenti Astana'da garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran arasında sağlanan anlaşma çerçevesinde, TSK, 12 Ekim 2017'de İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki ateşkes rejiminin takibi için gözlem noktaları oluşturmaya başlamıştı.

Sınırımıza konuşlandırılan terör örgütlerinin Mayıs ayında doğrudan Türkiye’ye saldıracaklarına dair bilgiler üzerine Afrin harekâtına başlandığı belirtilirken, bu suretle, çatışmaların Türkiye dışına taşınmasının sağlandığına dikkatler çekilmekte.

Sözün özü, 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı harekâtını başlatmasaydık, Mayıs ayında çok daha zor şartlar altında ve sınırlarımız içinde  savaş durumuna girecektik. Unutmamak gerekir ki, ilk hamleyi yapan, her zaman için kârlıdır.

(Kahraman Mehmetçiklere selâm, operasyonlara devam) diyerek yazımızı noktalıyoruz.

“YİNE G.TÜ BOKLU BİR TAVUK OLSUN!”

Soyadı

“UYANIK”

olan ve soyadı gibi uyanık biri olduğu belirtilen Siirtli Müteahhit, bir menfez yapımı ihalesini almıştı. Menfez inşaatına başlarken, yakın köyden işçiler tutmuştu. Köyün Muhtarını da işçilerin başında çavuş yapmıştı ki işçileri çalıştırabilsin…

O zamanlar, doğru dürüst yol olmadığı için (şimdi de yok ya) Siirt’e gelip gitmek sorundu. Muhtar, Müteahhit için evinde bir oda tahsis etmişti. Yemesi, içmesi, yatması da Muhtarın evinde. Netice itibarıyla, Muhtar da biliyordu ki, Müteahhit bu yapılanların altında kalmayacak, istihkakını aldığı zaman yeme, içme, konaklama ve çavuşluk ücretlerini fazlasıyla ödeyecek.

Muhtarın evinde, hemen her akşam bir tavuk kesilerek müteahhidin önüne konulmaktaymış. Uyanık müteahhit, bu durumdan gayet memnunmuş.

Bir gün Müteahhitle birlikte akşam yemeği sırasında yine yemek yerlerken Muhtar Hanımına seslenerek söylenmiş:

-Hanım, arık tavuk yemekten bıktık. Bu kıymetli misafirimize her gün tavuk yedirmemiz doğru olmaz. Yarın akşam için bir KUNDIRE MERA kır da pişir, değişiklik olsun!

demiş

.

“KUNDIRE MERA”

Siirt yöresindeki köylerde

BAL KABAĞININ

adıdır. Kelime anlamı ise

“EMİRLERİN YEMEĞİ”

demektir. Uyanık müteahhit, ertesi gün için

KABAK YEMEĞİ

pişirilmek istendiğini anlayınca,

KUNDIRA MERA’NIN

ne olduğunu bilmiyor gibi yaparak söylenmiş:

-Yok! Yok! BANA ÖYLE EMİRLERİN YEMEĞİ GEREKMEZ! Ben kendi halinde, mütevazi bir müteahhidim. Zahmet edip sakın ola ki EMİRLERİN YEMEĞİ yapmayın. Yine GÖ.Ü BOKLU BİR TAVUK PİŞİRİN, yeter!

Bakmadan Geçme