- Haberler
- İSLAMİ AÇIDAN, İŞÇİ HAKLARI!
İSLAMİ AÇIDAN, İŞÇİ HAKLARI!
Cuma günü 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günüdür.Yaygın adıyla İŞÇİ BAYRAMIDIR.
Cuma günü 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günüdür. Yaygın adıyla İŞÇİ BAYRAMIDIR. 2020 yılının 1 Mayıs’ı elbette bayram olmaktan çok uzak bir ortamda gerçekleşmektedir. Koronavirüs belâsı yüzünden milyonlarca vatandaşlarımız işlerini kaybetmişlerken ve sırada daha da kaybedecekler varken,
(BAYRAM GELMİŞ İŞÇİNİN NEYİNE)
demekle yetineceğiz.
Biz, bugünkü yorum yazımızda işçi haklarını bir başka açıdan ele alalım istedik. Kimilerimiz zannediyorlar ki, İşçi hakları gerçekten de Batı âleminin ataklarıyla belirlenmiş, İslam dini, işçi hakları konusunu es geçmiştir! Elbette öyle değildir. İşçi haklarıyla ilgili kurallar İslamiyet’in ilk yıllarından beri gündeme getirilmiştir.
Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na, al ve ashabına salat ve selam olsun) bir hadis-i şeriflerinde mealen:
“İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz”
buyurduğu bilinen gerçeklerdendir. Yani, işçi haklarına ilk sahip çıkan da bizzat İslam dinidir ve din-i İslam’ın büyük önderidir. Bu hadis-i şerifle işçinin alın teri adeta kutsanmıştır.
Bir hadis-i kutside: “Allah Teâlâ buyurur ki: Üç kimse vardır ki, Kıyamet günü ben onların hasmıyım. Ben, her kimin hasmı olursam, onu helak ederim. O üç kimse şunlardır:
1.Bana karşı söz verip, sonra vaadinden dönen,
2.Hür bir kimseyi (köle gibi) satarak parasını yiyen,
3.Bir işçi çalıştırarak ondan istifade edip de ücretini vermeyen kimsedir”
Bunlardan üçüncü şık, işçi haklarına verilen öneme açıkça vurgu yapmaktadır. Bilinmelidir ki, merkezinde insan ve insanlık olmayan, refahı topluma yayma amacından uzaklaşmış, sadece ülke ekonomisini veya işverenin servetini büyütmesine kilitlenmiş bir iktisat politikasının uygulandığı, vergi yükünün en ağır kısmının emekçilerin sırtına yüklendiği, işçilerin yarısına yakınının asgari ücretle çalışmaya mahkûm edildiği, bir yanda yüksek işsizlik oranları, diğer yanda kadınların ve çocukların ucuz işgücü olarak görülüp sömürüldüğü, yetersiz tedbirler ve elverişsiz çalışma şartları nedeniyle meydana gelen iş kazalarının her yıl arttığı, bu kazalar nedeniyle binlerce işçinin hayatını kaybettiği veya sakat kaldığı bir memlekette sosyal barış tesis edilemez!
Dinimizin kesin hükümlerine rağmen, itiraf etmeliyiz ki, günümüzde hem Müslümanlar, hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak işçi haklarını teslim konusunda Batılıların çok gerisine düşmüş bulunmaktayız. İslamiyet denince mangalda kül bırakmayanlar, her nedense işçi hakları konusunda da oldukça cimridir! Taşeron denilen sistemle, adeta işçileri köle konumuna sokmak peşindedir.
Patronlara destek çıkan, mevcut hakları bile kısmak ve kısırlaştırmak peşinde olanların, İslam dininin işçilere bakış açısından hiç mi haberi yok! Hesaplarına geldiği zaman mı Müslüman oluyorlar!!!
Milli gelirin dağılımında, işçilere düşen hisse nedir! Bir de bunu irdelemek lazım! Asgari ücreti zorlamalarla 2020 TL’ye çıkardılar, şimdi, ondan bile dönüş yapmanın yollarını arıyorlar. Eğer işçi aylıklarını üretime iştirak oranında belirlemek gerekirse, en müreffeh zümrenin işçiler olması gerekmez mi? Sanayileşmenin dinamosu işçidir. İşçi olmazsa, sanayileşme olmaz. Paylaşımın adil olmadığı düzenlerde, işçi rantabl çalışmaz.
Elbette, işçi ücretleri arasında bir fark olmalıdır. Ücretin, verilen emeğe göre olması esastır. Yeraltında çalışan ve çalıştığı müddet zarfında gün ışığı görmeyen işçiyle, resmi bir kurumda çaycı olarak çalışan işçiye verilen ücret arasında fark olmalıdır. Ama ve maalesef bu ülkede tam tersi olmakta, yeraltında çalışan işçiye, işi, kurumunda çay servisi olan işçiden daha düşük ücret verilmektedir. Oysa ücretin emeğin karşılığı olması ve verilen emeğin ölçüsüne uygun olması gerekir.
İşçiyle, işveren arasındaki ilişkilerin kardeşçe ve insani olması, işçinin beden ve ruh sağlığının korunması için işverenin gerekli tedbirleri alması gerekir. İşten ayrılan işçinin haklarının korunması ve kıdem tazminatının ödenmesi esastır.
Unutulmamalıdır ki yaşamımızı, işçilerin alın terlerine borçluyuz. Bunun için Dinimizin büyük önderi, işçilerin alın terlerini kutsamıştır. İşçi haklarının en iyi düzeye geldiği bir ülke olmamız temennisiyle tüm işçi kardeşlerimizin yaklaşmakta olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günlerini peşinen kutluyoruz.
Bakmadan Geçme





