- Haberler
- İSTANBUL FATİH'TEKİ TOPLU İNTİHARIN DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ!!!
İSTANBUL FATİH'TEKİ TOPLU İNTİHARIN DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ!!!
İstanbul Fatih'te 4 kardeşin birlikte İNTİHAR ETMELERİ, basit bir olay olarak geçiştirilemez.2001'li yıllarda ekonomik durumu protesto için bir esnaf vatandaş Başbakanlık önünde YAZARKASA FIRLATINCA kıyamet kopmuş, sonuç olarak hükümet düşmüştü.
İstanbul Fatih'te 4 kardeşin birlikte
İNTİHAR ETMELERİ,
basit bir olay olarak geçiştirilemez. 2001’li yıllarda ekonomik durumu protesto için bir esnaf vatandaş Başbakanlık önünde
YAZARKASA
FIRLATINCA
kıyamet kopmuş, sonuç olarak hükümet düşmüştü.
"Yazarkasa
eylemcisi Ahmet"
olarak tarihe geçen ve asıl adı Ahmet Çakmak olan Ankaralı esnaf, 2001 krizinin sembolü haline gelmişti. Bir esnafın ekonomik sıkıntılara isyan ederek kasa fırlatması hükümeti düşürdü ama 4 vatandaşın ekonomik sorunlar yüzünden intihar etmeleri kimselerin umurunda bile değil!
Fatih’te bir apartmanın birinci katında oturan Cüneyt (48), Oya (54), Yaşar (56) ve Kamuran Yetişkin (60) kardeşlerin evinin kapısında
’Dikkat siyanür var’
yazılı bir not bıraktıktan sonra notu gören komşularının durumu polise bildirmeleri üzerine olay yerine giden güvenlik güçlerinin ve sağlık ekiplerinin girdikleri evde 4 kardeş de ölü olarak bulunmuş ve intihar ettikleri anlaşılmıştı.
Konuyla ilgili başlatılan soruşturmalardan çıkan sonuç vahim. Çünkü 4 kardeşin mali sıkıntılar yüzünden intihar ettikleri ortaya çıkmıştır. Bütün bunların yaşandığı bir ortamda İstanbul elektrik dağıtım şirketi personellerinin borcu sebebiyle dairenin elektriğini kesmeleri
(insanlık nerede kaldı!)
istifhamını çağrıştırmıştır.
Aynı gün ve büyük bir ihtimalle aynı saatte intihar ettikleri otopsi raporuyla belirlenen dört kardeşin dördü de bekâr.
(NEDEN EVLENMEMİŞLER)
istifhamını biz
(NEDEN EV-LE-NE-ME-MİŞ-LER!)
olarak sorarsak, cevabı daha iyi anlaşılır. Günümüz şartlarında evlenmek başlı başına büyük bir problemdir. Evlenmek ve normal şartlarda evliliği sürdürmek için mali olanaklar lâzımdır. Şöyle basit bir hesap yapalım. Evlenecek bir kimsenin en azından yaşamını sürdüreceği, başını sokacağı bir evinin (daire) olması gerekir. Yine günümüz şartlarında evinde çamaşır makinası, buzdolabı, bulaşık makinası, televizyon, elektrik süpürgesi, karyola, koltuk, kanepe, gardrop, hatta telefon, bilgisayar gibi ev eşyalarının bulunması zorunludur. Minimum bir hesaplamayla bütün bunlar için 200 bin TL yeter mi, yetmez mi buna siz karar verin. Diyelim ki 200 bin TL yeterlidir. 200 bin TL demek bir asgari ücretlinin 100 aylığının toplamına eşittir. Yani, bir asgari ücretli 100 ay yemeden, içmeden, giyinmeden, aldığı bütün maaşlarını toplasa ancak 100 ayda, 200 bin TL para biriktirir! Bu bir gerçektir ki Türkiye’de, boşanmaların artmasının temel sebeplerinden biri de yaşanan ekonomik sıkıntılardır!
Bizim Müslüman geçinen yöneticilerimiz, hemen her fırsatta
Hazret-i Ömer’in (Allah ondan razı olsun)
bir vecizesini dillerine dolarlar. Ne buyurmuştur Hazret-i Ömer:
(Dicle kenarında bir kurt, bir kuzuyu kaparsa, İlahi adalet onun hesabını Ömer’den sorar!)
Peki, şimdi biz de Müslüman geçinen bu yöneticilere soralım bakalım. Dicle kenarında bir kuzuyu, bir Kurdun kapmasından dolayı hesabını Hazret-i Ömer’den soracak olan
HAZRET
-İ
ALLAH,
İstanbul’un Fatih semtinde 4 canın birden ekonomik sıkıntılar sebebiyle intihar etmelerinin sebebini sormayacak mı veya kimden soracak!
Her konuda, dini referans gösteren yetkililerimizin
Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun)
bir hadis-i şeriflerini de sık-sık kullandıkları bilinir. İslam dininin sosyal adalet konusuna verdiği önemi kanıtlamak açısından bu hadis-i şerif gerçekten çok önemlidir. Hadis-i şerifte mealen
(KOMŞUSU AÇKEN, TOK YATAN BİZDEN
DEĞİLDİR)
buyrulmaktadır. Peki komşusu açken tok yatan bizden değilse, milyonlarca vatandaşları aç yatarken tok yatan, keyif çatan, bir elleri yağda, bir elleri balda olan yöneticiler de bu kategoriye girmiyorlar mı!
İslam dinini referans gösteren yetkililere ve etkililere yeri gelmişken bir başka hususu da anımsatayım. Fakirden, borçludan, iki yakasını bir araya getiremeyenden alınan vergi, dinimize göre haramdır! En basiti, fırından ekmek alan fakirin ödediği KDV ile Koçların, Sabancıların ve diğer zenginlerin ödedikleri KDV aynıdır!
Her işlerinde dini referans gösterenler, ekonomik konularda da aynı hassasiyeti gösterseler ya!
ANEKDOT
Öyle anlatılır ki, bir kıtlık yılında gerçekten
ALLAH’TAN KORKAN
bir padişah, devletin hazinesini açarak tebasına her gün belli miktarda ödeme yapılması talimatı vermiş. Kendisi de, devlet hazinesinden halka dağıttığı kadar alarak onlar gibi sıkıntılara katlanmış.
İşte, Müslüman yönetici olmak budur!
TAŞLAMALAR
EKONOMİK SORUNLAR
İNTİHARA YOL AÇAR
GÖRÜNMEZDEN GELİNİR
NEDENSE BU OLANLAR
GEÇMİŞ YILLARDA ESNAF
KASA FIRLATTI DİYE
HÜKÜMET BİLE DÜŞTÜ
ŞİMDİ BU SÜKÛT NİYE
PEYGAMBER BUYURMUŞKEN
(KOMŞUSU AÇ, TOK YATAN
BİZDEN DEĞİL) SÖYLE KİM
SORUMLU İNTİHARDAN
DİCLE’NİN KENARINDA
KURT KAPINCA KOYUNU
ÖMER SUÇLU, PEKİ KİM
İNTİHAR SORUMLUSU
Bakmadan Geçme




