• Haberler
  • İSTANBUL'DAKİ SİİRTLİLER!

İSTANBUL'DAKİ SİİRTLİLER!

İstanbul'da resmi istatistiklere göre 300 bine yakın Siirtli olduğu belirtilmekle birlikte, biz İstanbul'daki Siirtli sayısının bundan çok daha fazla olduğu ve en az 500 bin dolayında Siirtlinin İstanbul'da ikamet ettiği kanaatindeyiz.Nedenine gelince, 70

İstanbul’da resmi istatistiklere göre 300 bine yakın Siirtli olduğu belirtilmekle birlikte, biz İstanbul’daki Siirtli sayısının bundan çok daha fazla olduğu ve en az 500 bin dolayında Siirtlinin İstanbul’da ikamet ettiği kanaatindeyiz. Nedenine gelince, 70-80 yıl öncesinden Siirt’ten ayrılarak İstanbul’a yerleşen birçok hemşerimiz, nüfus kayıtlarını da İstanbul’a taşımış olduklarından resmi rakamlara göre İstanbullu olarak görülmektedirler. Bu durumda olan sadece benim tanıdığım 40-50 aile var. Yaşlı hemşerilerimizi konuşturursanız, her birinin de tanıdığı bir o kadar aile olduğu ortaya çıkacaktır.

Malum, İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri yenilenecektir. Bu durumda siyasi partilerin yetkilileri, özellikle CHP ve AKP İstanbul’da ikamet eden taşralılara ulaşmak için derneklere, vakıflara koşuşturacaklardır.

İstanbul’un nüfusu 16 milyonun üzerinde ama bu nüfusun 12 milyondan fazlası Türkiye’nin 81 ilinden, 919 ilçesinden 400’e yakın beldesinden ve bine yakın köyünden İstanbul’a gidenlerden müteşekkildir. Öyle tahmin ediyoruz ki, bu mega kentte en az 5-10 hemşerisi olmayan köy dahi yoktur. İstanbul’da varsa-varsa azami 4 milyon İstanbullu ya var, ya yok!

İşte iller, ilçeler adına İstanbul’da ve diğer büyük illerde kurulan vakıfların, derneklerin önemleri bundan kaynaklanmaktadır. Örnek olması açısından konuya açıklık getirelim. Siyasi parti temsilcileri İstanbul’da ikamet eden hemşerilerimizin oylarını almak için Siirt adı altında kurulmuş vakıflara, derneklere gidecek, yöneticileriyle konuşacak, partilerine oy verilmesi için talepte bulunacak, belki pazarlıklar yapacaklardır.

Gerçi hiçbir vakıf, hiçbir dernek ismini aldığı bir il halkının tümünün temsilcisi olduğunu iddia edemez. Ancak

(Birlikten kuvvet doğar)

prensibi çerçevesinde siyasilerin bu gibi vakıflara, derneklere itibar etmeleri kaçınılmazdır.  İlk çalınacak kapılar da dernekler ve vakıflardır. Dernekler ve vakıflar için her ne kadar siyaset yapamazlar denilse bile,

yüzde yüzüne yakınının

siyasetin içinde olduklarından ve bu kuruluşları siyaseten etkili olmak amacıyla kullandıklarından şüpheniz olmasın!

İstanbul’da ikamet eden, amcazadelerimiz olan, soyadları değişik olanlar hariç

(ARITÜRK)

soyadını taşıyan 50 kadar aile var. Gelin pazarlık yapalım!!!

ANEKDOT

Seçimlerle ilgili bir anekdot sunacağız. Yerel seçimlerde, köy muhtarlığı için adaylığına koyan köylüye sadece tek bir oy çıkmış. İşin gerçeği, kocasının muhtar olmasını istemeyen hanımı bile oy vermemiş ama sandıktan

TEK BİR OY ÇIKACAĞINI DA NASIL TAHMİN EDEBİLSİN Kİ…

Seçimin sonuçlanmasından sonra sadece kendi oy’unu aldığını gören ve hiddetlenen aday, bu hışımla eve  gelmiş. Karısına:

-Sen kime oy verdin?

diye sormuş.

Durumdan habersiz kadıncağız:

-Elbette ki sana!

demiş.

Bunun üzerine, adamın kafasının tası atmış:

-Ulan kaltak, bana oy vermiş olsaydın, sandıkta en az iki oy çıkması lâzımdı. Çıka, çıka bir tek oy çıktı. O da benim kullandığım. Hele Babanın evine git de istirahat et, bakalım!

diyerek evden göndermiş.

***

Buna benzer bir anekdot da, parti müşahitleri için anlatılır. Bilindiği gibi, siyasi partiler, sandık başlarına, partilerinin haklarını gözetlemek amacıyla müşahitler yazdırırlar. Bütün sandıklara müşahit göstermiş bir siyasi partinin, kendi müşahidi de, kendi partisine oy kullanmayınca o sandıktan, o siyasi partiye (0) oy çıkmış.

TAŞLAMALAR

DOLAR İLE SADAKA

YAPMAK DAHA KARLIYMIŞ

DEĞERİ YÜKSELDİKÇE

SEVAP DA ARTMAKTAYMIŞ

ARTIK SADAKANIZI

DOLAR İLE YAPINIZ

SEVABINIZ ARTACAK

FETVA BUDUR BAKINIZ

BİR DİN ADAMI VERMİŞ

BU FETVAYI BİLİNİZ

FETVA VERMEK KİM BİZ KİM

FETVAYA NE HADDİMİZ

RAMAZAN’DA GÜN DOĞAR

BİL DİN ADAMLARINA

GÜLMEKTEYİZ ÇOĞU KEZ

GARİP FETVALARINA

Bakmadan Geçme