• Haberler
  • İŞTE DEMOKRASİ! İŞTE ADALET! TBMM'NDEN, CEZAEVİNE!!!

İŞTE DEMOKRASİ! İŞTE ADALET! TBMM'NDEN, CEZAEVİNE!!!

Her zaman olduğu gibi TRT 3 televizyonu tarafından canlı olarak yayınlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun çalışmalarını izliyordum.Gündemdeki asıl konu (Çarşı ve Mahalle Bekçileri Yasa Tasarısı)ydı.

Her zaman olduğu gibi TRT 3 televizyonu tarafından canlı olarak yayınlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun çalışmalarını izliyordum. Gündemdeki asıl konu

(Çarşı ve Mahalle

Bekçileri Yasa Tasarısı)ydı.

Yasanın çıkmasını geciktirmek amacıyla Muhalefet partileri, çeşitli konularda önergeler veriyor, bir daldan, bir dala geçiliyordu. Zaman-zaman yoklama talepleri yapılmakta, yeterli sayı olmadığı tespit edilince Başkanlık divanı da mecburi olarak çalışmalara ara vermekteydi.

Bir ara ne olduysa oldu, AKP’li Meclis Başkan Vekili

Süreyya Sadi Bilgiç, Meclis Başkanlığına bir Cumhurbaşkanlığı teskeresi geldiğini ve okutulacağını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Fuat Oktay imzasıyla gelen teskere

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin  düşürülmesiyle ilgiliydi.

Bilgiç, Cumhurbaşkanlığı tezkeresini okumaya başlarken

TBMM Katip üyesi

, CHP

Afyonkarahisar

Milletvekili

Burcu Köksal

, elindeki metni yırtarak TBMM Başkanlık Divanı kürsüsünden ayrıldı ve CHP sıralarına geçti. Çünkü teskerenin okunmasıyla Berberoğlu’nun, Güven ve Farisoğulları’nın milletvekillikleri otomatikman düşecekti.

Durum anlaşılınca Meclis Genel Kurulu biranda karıştı. Muhalefet partilerinin milletvekilleri masalara vuruyor, Meclisin kutsal çatısı altında

(HAK, HUKUK,

ADALET)

sloganları yankılanıyordu. Muhalefet tarafından sorgulanan iki önemli konu vardı. 18 aydan beri okutulmayan teskereler, ne olmuştu da birden bire raftan indirilmiş ve okunmak üzere Meclis Başkanlığına gönderilmişti. Meclis Başkanlığına gönderilen teskerelerde imzası bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bir atanmıştı. Bir atanmışın imzasıyla Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığına emir mahiyetinde bir yazı nasıl gönderilebiliyordu. Bir atanmışın, seçilmişlere, hem de doğrudan TBMM Başkanına emir verme yetki ve salahiyeti var mıydı!

Bütün engelleme çabalarına ve protestolara rağmen, meclis başkan vekili teskereleri kâtip üyelerden birine okuttu. Teskerelerin okunmasıyla üç  milletvekilinin milletvekillikleri düştü. TBMM Genel Kurulunda arbede koptu. 1 CHP’li ve 2 HDP’li vekil ile ilgili teskerelerin aynı gün ve aynı saatte okunmalarında bir kasıt var mıydı! CHP ve HDP’nin aynı çizgide olduğu vurgusu mu yapılmak isteniyordu.

CHP’nin alkışlı protestosunun devamlılığı üzerine Meclis Genel Kurulunun çalışamayacağı anlaşılarak Meclis Başkan Vekili tarafından 9 Haziran 2020 Salı günü toplanmak üzere çalışmalara ara verildi. 48 günden beri tatil olan Meclis böylece 5 günlük bir tatile daha girmiş oldu.

Evet, dokunulmazlıkları kaldırılan 1’i CHP’li, 2’si HDP’li üç vekil Türkiye Büyük Millet Meclisinin kutsal çatısı altından çıkarılarak cezaevine gönderildiler. İşte, Türkiye’de adaletin işlemediğini iddia edenlere verilecek en güzel cevap budur! Türkiye’de bütün vatandaşlara eşit mesafede olan

ADALET

sayesinde Milletvekili bile olsa kişilerin cezalandırılacakları ve millet meclisinden atılarak cezaevine gönderilmeleri, Türkiye’deki demokrasinin kanıtı değil mi! Yaşasın demokrasi! Yaşasın, Milletvekillerini bile Türkiye Büyük Millet Meclisinin kutsal çatısı altından bile alarak, cezaevine tıkan

TÜRK ADALETİ!!!

ANEKDOT

Nasrettin Hoca Kadı olarak  görev yaparken, bir komşusu huzuruna çıkarak maruzatta bulunmuş ve:

-Kadı Hazretleri, sizin KARAKAÇAN, benim BOZ EŞEĞE tekme attı. Nalları dikmesine sebep oldu. Hüküm nedir?

diye sormuş.

Hoca da gayet sakin bir şekilde cevap vermiş:

-Bir eşek, bir eşeği tepmiş, eşeklerden biri ölmüşse bunun ne hükmü olacak. Sonuç itibarıyla bunlar dilsiz mahlukatlar. Bundan dolayı da işledikleri fiillerden bir sorumlulukları olmaz!

Hoca’nın bu beyanı üzerine beriki müdahale ederek duruma açıklık getirmiş ve:

-Kadı Efendi, galiba yanlış söyledim. Benim BOZ EŞEK, sizin KARAKAÇANA tekme attı. Yani, mevta olan sizin KARAKAÇAN!

deyince, Hoca sakalını sıvazladıktan sonra söylenmiş:

-Bak, şimdi iş değişti. Kara kaplı kitaba bakalım. Bu konuda hüküm nedir!

TAŞLAMALAR

TÜRKİYE’DE ADALET

TIKIR-TIKIR İŞLİYOR

MİLLETVEKİLİ BİLE

CEZASINI ÇEKİYOR

MİLLETİN MECLİSİNDEN

CEZAEVİNE DÜŞMEK

ADALET DENEN BUDUR

AYRICALIK YOKTUR BAK

VEKİL DİYE SEÇMİŞSE

BİR TERÖRİSTİ MİLLET

BU İŞİ DÜZETMENİN

YOLU ADALET ELBET

MECLİSE NASIL SIZMIŞ

BU TERÖRİST VEKİLLER

HÂKİMİYET KAYITSIZ

ŞARTSIZ MİLLETİN BEYLER

Bakmadan Geçme