- Haberler
- İŞTE, KOMUTAN BUDUR!
İŞTE, KOMUTAN BUDUR!
Türkiye Cumhuriyetinin 26.Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptıktan bir müddet sonra bilindiği gibi İlker Başbuğ paşa Ergenekon davasından tutuklanarak cezaevinde uzun süre yattıktan sonra suçsuz olduğuna hükmedilerek tahliye edilmişti.
Türkiye Cumhuriyetinin 26. Genelkurmay Başkanı olarak görev yaptıktan bir müddet sonra bilindiği gibi İlker Başbuğ paşa Ergenekon davasından tutuklanarak cezaevinde uzun süre yattıktan sonra suçsuz olduğuna hükmedilerek tahliye edilmişti. Başbuğ Paşa, bundan birkaç gün önce yaptığı konuşmada TBMM’nin bazı üyelerini FETÖCÜLÜKLE itham edince, yeniden şimşekleri üzerine çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamalarından kızdığı Başbuğ hakkında bütün milletvekillerine dava açmaları konusunda telkinde bulundu. 26 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Başbuğ, bu arada 3 de kitap yazmıştı.
Başbuğ Paşa’nın cezaevine konulmasına karar veren hâkimlerin Fetöcü oldukları ortaya çıkmış, bilahare o hâkimler de cezaevlerini boylamışlardı. Geçmiş yıllarda askerler, askeri mahkemelerde yargılanırlarken, 2012 yılında çıkarılan yasayla, askerlerin, sivil mahkemelerde yargılanmalarının önü açılmıştı. İşte, Başbuğ Paşa hafta içinde yaptığı açıklamada, bu yasa değişikliğinin o yıllarda Mecliste bulunan Fetöcü milletvekillerinin işi olduğunu söylemişti.
AKP’li milletvekilleri Başbuğ Paşa hakkında suç duyurusunda bulunurlar mı, bulunmazlar mı bilemeyiz ama Genelkurmay Başkanlığı döneminde yaptığı en büyük hatalardan birinin, kozmik odanın açılmasına kesin olarak çıkmaması olmuştur. Türkiye Cumhuriyetinin haremi ismeti olan ve bütün askeri sırların bulunduğu kozmik odanın açılması kararı verildiği zaman, tepkisini tam anlamıyla ortaya koyacak ve gerekirse
(Ben, kozmik odanın açılmasına göz yuman genelkurmay başkanı olarak anılmak istemiyorum)
diyerek istifasını verecekti. Ancak, İlker Paşa bunu yapmadı, sivil otoriteye boyun eğdi. Oysa istifa etmiş olsaydı, bütün milletin gönlünde taht kuracaktı. Bunu yapmadı. Türkiye’nin gizli sırlarının Fetöcüler kanalıyla ABD’ye gitmelerine yol açıldı.
İlker Paşa, sadece kozmik odanın açılmasına müsaade etmese ve istifa etseydi halkın gözünde gerçekten bir kahraman olurdu. Sözün kısası rütbeleri omuzundayken göstermesi gereken karşı duruşu sergilemedi. Şimdi, her ne konuşursa, boş havanda su dövmek gibidir. Kişi, gerektiği zaman konuşmalı, susması gerektiğinde de susmalıdır.
Bakın, size bir hususu daha vurgulayayım. İlker Paşa tutuklanıp cezaevine konulduğu zaman Türkiye’de kılını kıpırdatan olmadı. Zaten, çevreyi Fetöcü paşalar sarmışlardı. Yıllarca Komutanları olan bir genelkurmay başkanı tutuklanırken, askerlerde en ufak bir hareketlilik olmamıştı.
Konumuza ilgisi açısından yazımı, tarihi bir anekdotla noktalamak istiyorum:
İstiklal Savaşı Kahramanlarından Kazım Karabekir Paşa, İstiklal Mahkemesine verilmişti. İstiklal Mahkemesinde yargılananların tümüne yakını idam cezasıyla cezalandırılarak infaz edilirlerdi.
Mahkemeye çıkarılacağı gün, yıllarca komutanlıklarını yapan Kazım Karabekir Paşa için, subaylar sivil elbiselerle ve silahlı olarak mahkeme salonunu doldurmuşlardı. Kapının önünde, Paşanın getirilmesini bekleyen yine sivil bir subay vardı. Karabekir Paşa Mahkeme salonuna girecekken, kapının önündeki subay içeriye girerek
(DİKKAT)
komutu vermiş mahkeme salonundaki bütün subaylar esas duruşa geçerek, Paşa yerini alıncaya kadar esas duruştu beklemişlerdi.
Mahkemede yaşanan bu durum, hâkimleri bir hayli etkilemiş ve belki de korkutmuş olacak ki, Kazım Karabekir Paşanın ev hapsinde tutulması şartıyla tahliyesine karar verilmişti.
İşte, komutan budur!
Bakmadan Geçme





