KAFA KARIŞIKLIĞI
Ortadoğu üzerinde tezgahlanan çıkar senaryolarındaki gelişmeler kafa karışıklığına yol açıyor ve bu karışıklıkların muhasebesini çok dikkatli yapmanın kaçınılmazlık arz ettiğini dile getirmekte yarar var sanırım.Son günlerde sınırımızda ülkemizin bekasına
Ortadoğu üzerinde tezgahlanan çıkar senaryolarındaki gelişmeler kafa karışıklığına yol açıyor ve bu karışıklıkların muhasebesini çok dikkatli yapmanın kaçınılmazlık arz ettiğini dile getirmekte yarar var sanırım. Son günlerde sınırımızda ülkemizin bekasına tehdit niteliği arz eden oluşumlara ilgililerimizce gösterilen sert tepkiler, ABD’'li yetkililerin daha önce dile getirdikleri “30 bin kişilik Sınır Güvenlik Gücü” söyleminde değişiklik yapmalarına vesile olduysa da, bu değişikliğin bir çözüm olmayacağına yönelik tereddütlerimiz dile getirilerek, bu tutumun kafa karışıklığına yol açtığı vurgulanıyor.
Vatandaşlarımız, ülkemize tehdit teşkil edebilecek her türlü oluşumun karşısındadır ve sınırımızdaki gelişmeleri dikkatle takip eden Siirt’li hemşerilerim; “Müttefiklik ve dostluğun karşılıklı olması gerektiğine aldırış etmeyen ABD, sürekli olarak haklı beklentilerimizi görmezlikten gelmekte ve bunu yaparken gerek duyduğunda ağız değiştirerek hedeflerini gerçekleştirmek için zaman kazanmaya çalışmaktadır. Hem kafalarımızı karıştıran sadece ABD’nin bugünlerde gösterdiğimiz tepki nedeniyle ağız değiştirmesi değil ki…” demektedirler.
Suriye’de ve sınırımızda yaşanan gelişmeleri bir film şeridi gibi gözden geçirecek olursak, birçok hemşerimin belirttiği gibi, kafa karışıklığına yol açan sayısız durumlar olduğunu görmemek mümkün değildir. ABD’nin DEAŞ ile mücadele adına mevcut Esad yönetimine son verme hedefinde, ortak koalisyon güçlerinden biriydik. Bu hedefin gerçekleşmesini istemeyenlerin başında ise veto hakkına sahip Rusya geliyordu. Uçağını düşürdüğümüz Rusya ile dostluğumuzu yeniden pekiştirmeye gayret ederken üçlü garantör devletlerden biri olarak Suriye krizine siyasi çözüm bulma ittifakında da yer aldık. “stratejik ortak” ABD ise Suriye’de DEAŞ dışında yer alan diğer terör gruplarına silah ve malzeme yardımında bulunmamasına yönelik yetkililerimizce yapılan taleplere aylardır kulak tıkıyor ve diğer bazı beklentilerimizi de umursamamayı sürdürüyor. Afrin operasyonunda kararlı olduğumuzun anlaşılması üzerine ağız değiştiren ABD, bırakın verdikleri silahları geri almayı, silah yardımına devam ediyor. Rusya yetkilileri de ABD gibi zaman-zaman PYD’yi destekler mahiyette tutum sergiliyorlar. Suriye, ABD’nin oluşturmak istediği güce karşı tepki gösterirken Rusya ve İran ile birlikte kendileri için çözüm üretmeyi kabullenen ülkemizin uçak saldırıları olması durumunda karşılık verileceğini dile getirmekte ve haliyle bütün bunlar, kafa karışıklığına yol açmaktadır.
Afrin operasyonu için Suriye semalarında kullanmamız gereken hava sahasına ihtiyaç vardır ve bu konuda Genelkurmay Başkanımızın, MİT başkanı ile birlikte Rusya’da gerçekleştirdiği önemli görüşmelerin nasıl sonuç vereceği, ülkemizin bekasına zarar verebilecek her oluşuma karşı olan kamuoyumuz tarafından dikkatle izlenmektedir.
Bakmadan Geçme





