KAVL-İ LEYYİN!

'KAVL-İ LEYYİN' dinimizin kurallarındadır.Arapça bir ibare olup, 'yumuşak sözle anlatma, kırıcı olmama, suçlamama, hakaret etmeme, bağırıp çağırmama, nazik ve kibar olma, gönül okşayıcı olma' demektir.

“KAVL-İ LEYYİN”

dinimizin kurallarındadır. Arapça bir ibare olup, “yumuşak sözle anlatma, kırıcı olmama, suçlamama, hakaret etmeme, bağırıp çağırmama, nazik ve kibar olma, gönül okşayıcı olma” demektir. Yani sert ve enaniyetli olmayan söz anlamındadır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere; sert olmayan, muhatabı kırmayacak ve muhatabın sözü söyleyen kişiye karşı sert ve kırıcı tavır almamasını sağlamak

KAVL-İ

LEYİN

ile mümkündür. Peygamber

Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun)

dini yaymaya başlayınca bu metodu en iyi şekilde uygulamış ve bu sayede en katı gönülleri bile fethetmiştir. Bu konuya işaret edilerek

Kur’an-ı Kerim’de

mealen şöyle buyrulmaktadır:

“İşte Allah’tan bir rahmet iledir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Hâlbuki kaba, katı kalpli olsaydın, elbette (onlar) etrafından dağılırlardı.”

Yine Kur’an-ı Kerim’de Hazret-i Musa’nın, Firavun’a gönderilmesiyle ilgili ayet-i kerimenin meali alisi şöyledir:

“Sen ve kardeşin, ayetlerimi götürün, Bana imana çağırmakta gevşeklik etmeyin. Firavuna gidin, çünkü o azdı. Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar.”

Şimdi, durduk yerde bu

(KAVL-İ LEYİN)

deyimi de nereden çıktı, diye düşünenler olabilir. Konuya açıklık getirelim. Seçim havasına girilen Türkiye’de özellikle siyasi parti liderlerinin kullandıkları üslup çok kırıcıdır. Kırıcı sözler kullanan siyasilerin başında ise AKP Genel Başkanı ve CUMHURBAŞKANI Sayın Recep Tayyip Erdoğan gelmektedir. Oysa konumu itibarıyla

KAVLİ LEYYİNİ

en iyi uygulayan kişinin Sayın Erdoğan olması gerekir. Çünkü O sadece AKP’nin veya Cumhur ittifakının değil, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yani 81 milyonun cumhurbaşkanıdır. En basit bir örnek olarak CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na küçümseyerek

(BAY KEMAL!)

diye hitap etmesi bile kırıcı olmak açısından yeterlidir. Oysa

(KARDEŞİM KEMAL)

diye hitap ederse, halkın gözünde büyüyecek olan kendisidir. Yine örnek olması açısından belirtelim. Yaşa Takılan Emekliler (YTE) konusuna getirdiği yorum da kırıcıydı.

(Emekli olup, başka işte çalışacaklar, çift dikiş olacaklar)

demek yerine

(Keşke imkânımız olsa da yapsak. Ancak, ülkenin ekonomik şartları müsait

değil)

deseydi çok daha iyi olmaz mıydı! İYİ Parti genel Başkanı Sayın Meral Akşener için

(Zilli Meral, Kemal’in

eteklisi)

diyecek yerde

(MERAL BACI)

deyimini kullansa, halkın gözünde daha da büyümez miydi.

Millet ittifakı için

(ZİLLET-İLLET)

ittifakı diyeceğine

(Cumhur ittifakı

MİLLET için de vardır)

deyimini kullansa, halkın gözünde makes bulmaz mıydı!

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Sadece sayın Erdoğan’ın değil, diğer parti liderlerinin de kırıcı sözler kullandıkları bir gerçek. Keşke, böyle kırıcı konuşmalar yapmak yerine, bir yerde

ALLAH’IN EMRİ

olan

KAVL-İ YEYYİNİ

kullansalar da, milleti germeseler, 81 milyonu kucaklayıcı bir dil kullanmayı deneseler…

TAŞLAMALAR

KAVL-İ LEYYİN GEREKTİR

HALKA HİTAP EDERKEN

KAVL-İ LEYYİN ALLAH’IN

EMRİ GİBİ İNAN SEN

BAĞIRMAK VE ÇAĞIRMAK

OLMAMALI ÜSLUBUN

FAYDASI YOK, ZARARI

VARDIR BİLESİN BUNUN

KAPILARAK GURURA

MUHATABIN HOR GÖRME

SEN ORTAMI YATIŞTIR

SAKIN OLA Kİ GERME

MUHATABIN KİM OLSA

SAKIN ALMA ALAYA

SEN SEN OL DOSTUM SAKIN

AMCA DEME HALAYA

Bakmadan Geçme