KEFEN PARASI!

Kültürümüze yerleşmiş (KEFEN PARASI) olarak tabir ettiğimiz bir deyim vardır.Geçmiş yıllarda Sosyal Güvenlik Kurumu diye bir kurum yoktu.

Kültürümüze yerleşmiş

(KEFEN PARASI)

olarak tabir ettiğimiz bir deyim vardır. Geçmiş yıllarda Sosyal Güvenlik Kurumu diye bir kurum yoktu. Bu bakımdan özellikle kendilerini artık ölüme yakın görmeğe başlayan yaşlı kişiler, ölecekleri zaman cenazeleri ortada kalmasın diye, bir cenazenin teşiyesi için kendi mali durumlarına göre para, ya da altın tedarik eder, sandıklarının bir köşesinde saklarlardı. İşte buna halk dilinde

(KEFEN PARASI)

denilirdi.

Gerçi, geçmiş yıllarda

KEFEN PARASI

tedarik edememiş kimselerin cenazeleri pek öyle yerde kalmazdı. Hamiyetperver vatandaşlar, ölen fakirlerin cenazelerini kaldırmak için gerekli himmeti gösterir, bunu

ALLAH RIZASI

için yaparlardı. Kefen Parasını, genelde onurlarına düşkün orta halli insanlarımız  düşünür, hayattayken, kimseye el açmadıkları gibi, öldüklerinde de, cenazelerinin kimsenin yardımına ihtiyaç duyulmadan kaldırılmasını temin için  tedbirlerini alırlardı. İşbu kefen parasından vasiyet sahibi şahsın en yakını iki-üç kişinin haberi olurdu. Vasiyet sahibi öldüğü zaman,

(sandığında bu kadar para/altın olması gerekir, bize vasiyet etmişti) denilerek KEFEN PARASININ ortaya çıkması ve kullanılması yoluna gidilirdi.

Şimdi, durduk yerde bu can sıkıcı

(KEFEN

PARASI)

muhabbeti de nereden çıktı, diyenler olabilir. Doğrudur, ölümü anımsatan bu konu gerçekten de can sıkıcıdır. İnsanlar gibi, büyük şirketler ve hatta devletler bile bir nevi

(KEFEN PARASI)

sayılacak miktarda parayı

(İTİYAT AKÇESİ)

olarak, ancak çok zor duruma düştüklerinde kullanmak üzere ayırırlar. Savaş olur, büyük bir deprem yaşanır veya ülke benzeri büyük afetlerle karşı karşıya kalırsa, o zaman bu

(İTİYAT AKÇESİ)

devreye sokulur. İşte, ülkeler bazında da bir nevi

(KEFEN PARASI)

sayılacak bir para mutlaka bulundurulur. Bu paraya

(İTİYAT

AKÇESİ)

denilir. Nitekim Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasında da

40 milyar liralık ihtiyat akçesi bulunduğu,

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın, bütçenin daha fazla bozulmaması için TCMB'nin 40 milyar liralık ihtiyat akçesini merkezi yönetim bütçesine aktarmayı planladığı ve bu konuda gerekli yasal düzenleme üzerinde çalışıldığı iddia ediliyor. Ancak bu konuya yetkililer tarafından henüz açıklık getirilmiş değil.

Türkiye’nin ekonomisi

İTİYAT AKÇESİNİN

kullanılmasını zaruri hale getirmişse,  ekonominin geldiği durumu varın siz düşünün.

ANEKDOT

Mahalli lisanlarımızdan

KÜRTÇE

ile vurgulanan güzel bir deyim vardır.

“RAHMET SER KEFENDİZ!”

deriz. Bunun anlamı,

“KEFEN HIRSIZINA RAHMET”TİR.

Bu deyime sebep olduğu söylenen olayı anlatalım. Çünkü, bütün atasözlerinin, deyimlerin mutlaka bir hikâyeleri vardır. İşte

“RAHMET SER KEFENDİZ!”

deyiminin sebebi olan hikâye:

Öyle anlatılır ki, geçmiş yıllarda, işi

KEFEN HIRSIZLIĞI

olan biri varmış. Adına

NEBBEŞ

de denilen bu

KEFEN HIRSIZI,

yeni ölenlerin mezarlarını açar, kefenlerini çalarmış. İşte, bu kefen hırsızı, ölüm döşeğindeyken, oğlunu çağırmış ve vasiyette bulunmuş. Demiş ki:

Oğlum, ben çok günah işledim. İş olarak sana KEFEN HIRSIZLIĞINI devrediyorum. Çünkü, başka ne bir sermayem var, ne bir hünerim. Ancak, bana rahmet okunması için Baban olarak bir vasiyetim olacak. Kefenlerini çaldığın mevtaların kıçlarına bir de kazık çakacaksın ki, millet bu durumu görüp, bana rahmet okusun!

Adam ölmüş, oğlu da vasiyeti gereği, mezarlarını eştiği ve kefenlerini çaldığı mevtaların kıçlarına birer kazık çakmağa başlamış. Bu durumu gören ve eski

KEFEN SOYUCUNUN

yerini yenisinin aldığını fark eden Şehir halkı da, eski

NEBBAŞA

gerçekten de rahmet okumağa başlamışlar. Ve

“RAHMET SER KEFENDİZ”

demeğe başlamışlar. Çünkü, eski

NEBBAŞ

hiç olmazsa, mevtalarının kıçlarına kazık çakmıyormuş. İşte,

“KEFEN

HIRSIZINA RAHMET”

okutulması şeklindeki deyimin vücut bulmasının hikmeti buymuş!

TAŞLAMALAR

KEFEN PARAMIZA DA

GÖZ DİKTİKLERİ BELLİ

EKONOMİ ÇIKMAZDA

NE YAPIP NE ETMELİ

DÖVİZ-ALTIN FİYATI

ÇILDIRMIŞ GİBİ İNAN

ÜLKE ARTIK KURTULSA

BU SEÇİM KAYGISINDAN

BÜTÜN DERTELİRİ SEÇİM

VE İSTANBUL’U ALMAK

İSTANBUL’U KİM ALSA

FATİH DE O OLACAK

BU YARIŞ EKREM İLE

BİNALİ ARASINDA

DEĞİLDİR RECEP VARDIR

ASLINDA BU YARIŞTA

Bakmadan Geçme