KİTAP YAZMAK, KİTAP OKUMAK!

Kütüphane Haftası kutlamaları çerçevesinde Şehrimizde Valiliğin himayesinde, Belediye tarafından düzenlenen 5. Kitap Fuarı etkinlikleri devam ediyor.

K

itap fuarlarının kurulmasının asıl amacın, kitap okumayı teşvik etmek olduğu muhakkaktır. Şehrimizde düzenlenen kitap okuma yarışmasında bir ara yıl içinde 1 milyonun üzerinde kitap okunduğu iddia edilmişti. Kitapla ve kütüphaneyle ilgili her çabayı yürekten desteklemek durumundayız. Çünkü inanıyoruz ki, bir milletin gelişmesi, inkişafı ancak ve ancak bilime ve tekniğe verdiği önem kadardır.

Ülkelerin, toplumların okuma oranı, medeniyetin göstergesidir. Bir toplum ne kadar çok okuyorsa, o kadar çok medeni demektir. Bunun böyle olduğu yapılan istatistiklerden de ortaya çıkmıştır. Dünyanın en güçlü ülkelerinde okuma oranının yüksek olması, elbette tesadüfi değildir.

Tabii, okumak kadar hatta ondan çok, kitap yazmanın önemli olduğunun altını çizmekte yarar var. Evet, bir yerde yazmak, okumaktan da çok daha önemlidir. Yazılan bir şey olmayınca, neyi, nasıl okuyalım! Başka ülkelerin yazarlarını okuduğumuzda onların kültür emperyalizmi ağına düşmüş olmaz mıyız!

Yine belirtmekte yarar görüyoruz. Medeni ülkelerde yazar oranı, geri kalmış ülkelere göre yüksektir. Millet olarak, başka ülkelerin yazarlarının yazdıklarını okursak, o ülkelere bağımlı hale geliriz. Bir ülkede okunan kitap sayısı kadar, yayınlanan kitap sayısının da önemli olacağını anımsatalım. Az yazan ve başka ülkelerin yazarlarının kitaplarını okuyan milletler, her zaman için kültür emperyalizmine maruz kalmak tehlikesiyle karşı karşıyadırlar.

Büyük ve güçlü ülkelerin büyük yazarları vardır. Dünya klasiklerine bakınız. Aralarında

(BİZİM)

diyebileceğimiz kaç isim bulabiliriz. Neden ülkemizde Dünya çapında yazarlar yetişmiyor! Bir de bunun muhasebesini yapmamız gerekir.

Ne zaman gerçek anlamda kudretli bir devlet olabiliriz diye bir soru yöneltirseniz, cevabım şudur.

-Ne zaman ki, yazarlarımızın kitapları dünya klasikleri arasında yer alır, işte o zaman!

Bu açıdan, kitap okumak kadar, hatta ondan çok kitap yazmayı teşvik etmek gerekir. Kendi kültürümüzü, kendi benliğimizi kavrayabilmemiz için, kendimizden olan yazarlara, şairlere ihtiyacımız vardır. Yazarlarımız, kitap üretecekler ki, çocuklarımız, gençlerimiz okusunlar. Yabancı yazarların kültür hegemonyasından kurtulmamızın temel kuralı budur. Evet, yabancı yazarlara ait klasik eserleri de okuyacağız amma, öncelikle kendi yazarlarımıza ait olanlarla işe başlamalıyız.

Kitap yazmak zor bir iş! Hele, yazılan kitabı bastırmak ve piyasaya sürmek daha da zor bir durum. Bu açıdan, kitap yayınlayacaklara destek çıkmak, aslında milli kültürümüze destek çıkmak anlamındadır.

Türkiye genelinde kültür bakanlığının, illerde valiliklerin ve il kültür müdürlüklerinin, bu açıdan yazarlara destek olmak gibi bir görevleri olmalıdır. Bu ülkede fazla kitap yazılmasını istiyorsak, yazarlara teşvik getirmek zorunluluğu vardır.

BİR ANEKDOT

Genç yazar, yazdığı kitabı bir yayınevine götürmüş. Bastırılıp bastırılamayacağını sormuş. Yayınevi yetkilisi:

-Bir okuyalım da, öyle karar verelim. Şimdi git, 1 hafta sonra gel, sana sonucu söyleriz

demiş.

Aradan 1 haftalık süre geçmiş, genç yazar tekrar yayınevine giderek neticeyi sormuş. Yayınevi yetkilisi samimiyetle cevap vermiş:

-Bak genç kardeşim. Kitabın gerçekten güzel, ancak, şöhretin yok! Bu kitap, şöhretsiz birine ait olduğu için satılmaz! Şöhretli olmak için daha iyi kitap yazmak gerekli! Bu kitabı da sakla, şöhretli olduktan sonra bastırırsın ve de çok satarsın!!!

Sözün özü: Şöhretsiz genç yeteneklileri, şöhrete kavuşturmak için ellerinden tutmak lazım!

TAŞLAMALAR

DOLAR 4 LİRA OLDU

VE EURO 5 LİRA

EKONOMİ İYİYE

GİDİYOR DERLER HALA

ONLARDA DÖVİZ GANİ

HALKI SORACAK OLSAN

(CEP DELİK, CEPKEN DELİK)

HALLER YAMANDIR YAMAN

NE OLACAK BU GİDİŞ

HER GÜN ZAM VAR BENZİNE

BENZİNE ZAM GERÇEKTE

HER BİR ŞEYE ZAM DİNLE

TUVALETE BİR MİLYON

LİRA VERDİĞİM ZAMAN

DAHA RAHAT ÖDERDİM

BUGÜNKÜ 1 LİRADAN