• Haberler
  • KRİZLERİ FIRSATA ÇEVİRMEK!

KRİZLERİ FIRSATA ÇEVİRMEK!

Krizleri fırsata çevirmek akıllı yöneticilerin işidir.Bugün bölgemizde yaşanan bir değil, birçok kriz var.

Krizleri fırsata çevirmek akıllı yöneticilerin işidir. Bugün bölgemizde yaşanan bir değil, birçok kriz var. İran ile ABD arasında yaşanan krizi, Türkiye’nin lehine sonuçlandırmak mümkündür. Aynı şekilde, Libya’daki iç savaşı da lehimize çevirebiliriz. Suriye bataklığından, akıllıca çıkabiliriz.

Türkiye, İran ve Libya’da yaşanan durumlara doğrudan müdahil olmak yerine, arabulucu olmak yöntemini seçseydi, elbette krizleri lehimize fırsata çevirebilirdik. Libya’ya asker göndermek yerine, tarafları barıştırmak için heyetler gönderilse, daha iyi olmaz mıydı. 35 asker yerine, 35 kişilik

BARIŞ HEYETİ

gitse, Hafter’e ve Ulusal Mutabakat hükümeti taraftarlarına

(aklınızı başınıza alın,

bölünüp, parçalanmayın)

denilerek yol gösterici ve uzlaştırıcı olunsa, her iki tarafın da sempatisini kazanmaz mıydık.

İran’la, ABD arasında gerilen iplerin barış yoluyla sonuçlanması için çaba sarfetmek, ortamı yumuşatmak Türkiye’nin

(Yurtta sulh, cihanda sulh)

ilkesine uygun düşmez mi!

Bu ülkeyi yönetenler bilmelidirler ki, günümüzde

CİHAT YAPMAK değil, BARIŞ

YAPMAK ESASTIR.

Suriye ile giriştiğimiz kavga Türkiye açısından bir yarar sağladı mı. Sağladı diyen varsa, tek bir sebep göstersin! Hala ve ısrarla Esad’la barışı konuşmaktan neden kaçıyoruz. Suriye’de yaşanan durumdan zarar gören sadece Türkiye ve Suriye’dir. ABD, Rusya ve diğer devletler petrolü, üsleri paylaşırlarken, bizim kısmetimize düşen 7 milyon göçmene bakmak olmadı mı!

Oysa Suriye’yle, Libya’yla, Irak’la, İran’la kuracağımız sıcak diyaloglarla çok iyi mesafeler alabilirdik. Durduk yerde Şam’da Emeviye camiinde Cuma namazı kılmak hayaline kapıldık. Trablus’u eski Osmanlı eyaleti zannederek, üzerimize vazife olmayan işlere kalkıştık. İranlıları, Şii mezhebine mensup diyerek, hor, hakir gördük. Hiçbir zaman gelmeyecek olan MEHDİ’NİN geleceğini varsaymak gafletinde bulunduk. Bir Avrupa ülkesi olmak yolunda mesafe almaktayken ve iyi de bir yol katetmişken, döndük, dolaştık

ORTADOĞU BATAKLIĞINA

SAPLADIK.

Bu bataklıkta çırpınmağa devam edersek, daha da batacağız!

Bunu kesin olarak bilelim ki, MEHDİ diye biri asla gelmeyecektir. Çünkü öyle biri yok! Bizim akıllı liderlere, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN (yurtta sulh, cihanda sulh) parolasını sahiplenecek yöneticilere ihtiyacımız var. Sahte Mehdilere değil!

TAŞLAMALAR

KRİZLERİ FIRSATA

ÇEVİRMEKTEDİR HÜNER

BUNUN İÇİN KİŞİ DE

CEVHER OLMALI, CEVHER

ORTADOĞU DENİLEN

BATAĞA SAPLANMIŞIZ

ELİMİZDEN TUTAN YOK

TEK BAŞIMIZA KALMIŞIZ

TÜRKİYE’NİN BİR DOSTU

KALMIŞ O DA KATAR’DIR

TANK PALET FABRİKASI

HATIRINA NORMALDİR

KANAL İSTANBUL’UN DA

ÇEVRESİNDEN ARAZİ

ALMIŞ BU DOSTLARIMIZ

BİZLER OLDUK NİYAZİ

Bakmadan Geçme