(KUN TAZİ, TAMPOR DIĞVAZİ)
Mahalli lisanlarımızdan Arapça ve Kürtçe ile söylenmiş çok güzel deyimlerimiz ve atasözlerimiz vardır.Zaman-zaman yorumlarımızda bunlara yer vermekteyiz.
Mahalli lisanlarımızdan Arapça ve Kürtçe ile söylenmiş çok güzel deyimlerimiz ve atasözlerimiz vardır. Zaman-zaman yorumlarımızda bunlara yer vermekteyiz. Bugün de bu yorumumuzda bir Kürtçe deyimden yola çıkarak hal-i pürmelalimizi vurgulamağa çalışacağız. Bugünkü yorumumuzda işleyeceğimiz deyim
(KUN TAZİ, TAMPOR DIĞVAZİ, NAN TINİNE
GELİPAÇA DIĞVAZİ)
şeklinde söylenenidir. Önce bu deyimin Türkçe karşılığını sunalım, sonra da ne anlama geldiğini ve günümüz yaşantısıyla olan irtibatını vurgulamağa çalışalım. Deyimi Türkçeye:
(Götü açık ‘giyeceği donu bile yok anlamında’ bağlama çalıyor. Yiyecek ekmeği
yok, kelle paça yemek derdinde)
şeklinde tercüme edebiliriz.
Bunu günümüze uyarlamak için yapılanlara bir göz atmamız yeterlidir. İşsizlerin sayıları çığ gibi büyürken, millet ve özellikle genç işsizler
(nasıl iş bulacağım, nasıl ekmek kazanacağım)
derdindeyken, bizim yetkililer ve etkililer, işsizlik sorununa çözüm bulacak yerde, gençleri gezilere göndererek, tiyatro, sportif aktiviteler ve benzeri etkinlikler düzenleyerek oyalamanın, uyutmanın derdindeler. Hani Türkçe bir deyim vardır
(Aç ayı oynamaz)
denilir. İşte, tam da bunun gibi bir durum.
Şehrimizin yeni kesimindeki cadde ve sokaklarına bakıyorsunuz, her taraf çiçek bahçelerine dönüştürülmüş. Işıklandırma sistemleri derseniz, gerçekten fevkalade. Ama Şehrimizin öncelikli ve gerçek sorunlarına el atıldığı yok. İşsiz gençleri iş sahibi yapacak tesislerin kurulması konusunda en ufak bir çaba gözlemlenmiyor. Şehrin eski kesimine dokunulduğu yok. Mübarek sanki asar-ı atika hükmünde. Oysa bu kesimin
KENTSEL
DÖNÜŞÜM
çerçevesinde çoktan ele alınması ve silbaştan imar edilmesi gerekiyordu.
Gerçekten bir oyalama, uyutma ve göz boyama dönemi yaşanmaktadır. Hani, tarihimizde meşhur bir
(LALE DEVRİ)
var ya! Koca Osmanlı İmparatorluğu çöküş süreci içindeyken, Şehri Stanbol’a Lale bahçesine dönüştürülmüştü. İşte, bugün de yaşanan durum bundan ibarettir…
KEFEN HIRSIZINA RAHMET!
(
RAHMET SER KEFENDIZ)
Mahalli lisanlarımızdan
KÜRTÇE
ile vurgulanan güzel bir deyim vardır.
“RAHMET SER KEFENDİZ!”
deriz. Bunun anlamı,
“KEFEN HIRSIZINA RAHMET”TİR.
Bu deyime sebep olduğu söylenen olayı anlatalım. Çünkü, bütün atasözlerinin, deyimlerin mutlaka bir hikâyeleri vardır. İşte
“RAHMET SER KEFENDİZ!”
deyiminin sebebi olan hikâye:
Öyle anlatılır ki, geçmiş yıllarda, işi
KEFEN HIRSIZLIĞI
olan biri varmış. Adına
NEBBEŞ
de denilen bu
KEFEN HIRSIZI,
yeni ölenlerin mezarlarını açar, kefenlerini çalarmış. İşte, bu kefen hırsızı, ölüm döşeğindeyken, oğlunu çağırmış ve vasiyette bulunmuş. Demiş ki:
-Oğlum, ben çok günah işledim. İş olarak sana KEFEN HIRSIZLIĞINI devrediyorum. Çünkü, başka ne bir sermayem var, ne bir hünerim. Ancak, bana rahmet okunması için Baban olarak bir vasiyetim olacak. Kefenlerini çaldığın mevtaların kıçlarına bir de kazık çakacaksın ki, millet bu durumu görüp, bana rahmet okusun!
Adam ölmüş, oğlu da vasiyeti gereği, mezarlarını eştiği ve kefenlerini çaldığı mevtaların kıçlarına birer kazık çakmağa başlamış. Bu durumu gören ve eski
KEFEN SOYUCUNUN
yerini yenisinin aldığını fark eden Şehir halkı da, eski
NEBBAŞA
gerçekten de rahmet okumağa başlamışlar. Ve
“RAHMET SER KEFENDİZ”
demeğe başlamışlar. Çünkü, eski
NEBBAŞ
hiç olmazsa, mevtalarının kıçlarına kazık çakmıyormuş. İşte,
“KEFEN
HIRSIZINA RAHMET”
okutulması şeklindeki deyimin vücut bulmasının hikmeti buymuş!
TAŞLAMALAR
(CUMHUR İTTİFAKI)NA
ALTERNATİF İTTİFAK
(MİLLET İTTİFAKI)DIR
DÜŞÜN DE KARAR VER BAK
VATAN PARTİSİ VARDIR
İTTİFAKLAR DIŞINDA
AKLI HAYLİ KARIŞIK
BİLİN VATANDAŞIN DA
CUMHUR, MİLLET, VATANDAŞ
AYNI KAPIYA ÇIKAR
BİR DE HDP VARDIR
BAŞKA TELDEDİR ONLAR
24 HAZİRAN’DA
MİLLET KARAR VERECEK
BEKLEYELİM BAKALIM
SEÇMENLER NE DİYECEK
Bakmadan Geçme





