KÜTÜPHANELERİN TARİHÇESİ
Ülkemizde 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta (KÜTÜPHANE HAFTASI) olarak kutlanır.Haftanın amacı, öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok faydala
Ülkemizde 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta (KÜTÜPHANE HAFTASI) olarak kutlanır.
Haftanın amacı, öğrencilerde okuma alışkanlığını ve zevkini geliştirmek, kitap sevgisini artırmak, okuyucuların kitaplardan daha çok faydalanmalarını sağlamak ve halkı kütüphanelerin gelişmesi için bilinçlendirmektir. Hafta süresince kütüphanenin önemi, kütüphaneciliğin sorunları kamuoyuna duyurulur. Okullarda kütüphanenin yararlarından söz edilir. Kütüphanelerde uyulması gereken kurallar öğretilir. Bu yıl 26 Mart günü start alan Kütüphane haftası 1 Nisan gününe kadar devam edecek.
Yaşadığımız yüzyıl bilgi ve iletişim çağıdır. Kitaplar bilime giden yoldur. Çağımızın buluşlarını kitap, dergi gazete gibi yayın organlarından izleriz. Okuduğumuz kitaplar, dergiler, gazeteler bilgilerimizi artırır. Bizi dünyadaki gelişmelerden, değişmelerden haberdar eder.
Kütüphane haftası kutlanırken, tarihte kütüphanenin yerinin ne olduğu konusunu ele almak istedik. Tarihte ilk kitaplığın Asurlular tarafından kurulduğu, kurulan ilk kitaplığın da Bani Pal Kitaplığı olduğu söylenir.
Asurlular zamanında Nivie’de İ.Ö. 626 tarihinde kurulan Asur Bani Pal kitaplığı ilk kütüphane sayılır. Daha sonra Ozymandias Teb’te dinsel yazılar için ayrı bir kitaplık daha kurulmuştur. Bu kitaplığın 20.000′den çok papirus tomarı bulunduğu sanılmaktadır. Eski Yunan’da ilk kitaplık İ.Ö. 540 yılında Pisistratus’un Atina’da kurduğu kitaplıktır. Daha sonraları tapınaklara bitişik pek çok kitaplık kurulmuştur. Bunların en önemlileri İskenderiye’de Musaion Anadolu’da Efes ve Bergama kitaplıklarıdır. İlk büyük Hıristiyan kitaplıkları Kayseri, Urfa, ve İstanbul’da kurulanlardır.
Müslüman ülkelerde de kitaplara ve kütüphanelere büyük önem verilmiştir.
“De ki; hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
ve
“Şayet bilmiyorsanız ilim ehline sorunuz!”
buyruğunun yer aldığı, Kur’an-ı Kerimin ilk emrinin de
(OKU)
olduğunu unutmamak gerekir.
“İlim ve hikmet, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın”
,
“İlmi beşikten mezara kadar tahsil ediniz.”
ve
“İlmi yazarak kaydediniz.”
Mealindeki hadis-i şerifler, ilim öğrenmenin önemini belirtmek ve yazmak suretiyle muhafaza edilmesi gereğine işaret etmek açısından çok önemlidir.
İslamiyette ilk kütüphaneler Emevi’ler zamanında kurulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında da müstakil ve düzenli kütüphaneler kurulmuş, ilim mirası sonraki nesillere bu şekilde nakledilmiştir. Padişahlar tarafından İstanbul’da ve Anadolu’nun çeşitli merkezlerinde kütüphaneler kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde de kütüphaneler kurulması konusuna büyük önem verilmiştir. Bugün Türkiye’de bine yakın devlet kütüphanesi bulunmaktadır. Bunların yanında hemen her okulun, her fakültenin, her üniversitenin kütüphanesi bulunmaktadır.
Bu arada, önemi dolayısıyla hatırlatmakta yarar var. Geçmiş yıllarda kahvehane, çayhane ve benzeri yerler de bir nevi kütüphane görevi görürlerdi. Bunun için de adlarına
KIRAATHANE
denilirdi. Kıraathaneler, kitap okunan, edebi konuların tartışıldığı, şiirlerin okunduğu mekânlardı.
İlk kıraathanenin 16. yüzyılın ortalarında İstanbul'da kurulduğu bu gibi yerlerde, okuryazar ve zamanın entellektüel kesiminden insanların toplandığı, edebiyat üzerinde konuşmalar yapıldığı satranç gibi zekâ geliştirici oyunların oynandığı belirtilir.
Görüldüğü gibi, kitap ve kütüphane konusu hemen her dönemde büyük ilgi görmüştür. Gerçekte, kütüphane insan tarihinin en eski konularından biridir. Yani ömrü binler yıla dayanır. Bütün kitap dostlarının kütüphane haftalarını kutlayarak, yazımızı noktalıyoruz.
MARİFET GAZETEYİ TERS OKUMAKTA
Okuryazarlığı olmayan Siirtli, misafir gittiği bir Anadolu kasabasındaki kıraathanede çoğu emeklilerden oluşan müşterilerinin ellerinde birer gazete olduğunu görünce, onlardan geri kalmamak için ikinci gidişinde bir gazete satın almış ve sözde okuyor gibi yapmış.
Gazeteyi ters tutmuş olan Siirtliye, müşterilerden biri uyarmak amaçlı:
-Amca, gazeteyi ters tutuyorsun!
deyince, Siirtli bozuntuya vermeyerek:
-Oğlum, gazeteyi herkes düzünden okur. Marifet, tersten okumakta!
diye cevap vermiş.
Bakmadan Geçme





