KUZU MASALI! ÂLEM-İ İSLAMIN LİDERİ TÜRKİYE'DİR!
Türkiye, geçmişte olduğu gibi, bugün de İslâm âleminin gerçek lideri olduğunu bir kere daha ispatlamıştır.ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesine en büyük tepki bu yüzden Türkiye'den gelmiştir.
Türkiye, geçmişte olduğu gibi, bugün de İslâm âleminin gerçek lideri olduğunu bir kere daha ispatlamıştır. ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesine en büyük tepki bu yüzden Türkiye’den gelmiştir. Ülkemizin dört bir yanında düzenlenen protesto mitingleri bu iddiamızın en önemli kanıtıdır. Devlet olarak da Trump’ın haksız kararına tepki olarak İslam İşbirliği Teşkilatı’nı İstanbul’da olağanüstü toplantıya davet eden Türkiye, Kudüs konusunda tarihi bir kararın alınmasına önderlik etmiştir. Alınan bu tarihi kararda
"Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devletini tanıdığımızı ilan ediyoruz. Dünyayı Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyoruz"
denilmektedir.
İstanbul'da düzenlenen zirveye 48 ülkeden temsilciler katılmıştı. Bunlardan 16’sı liderler düzeyinde katılırken, kendisini her fırsatta İslâm âleminin lideri konumunda sunan Suudi Arabistan’ın Bakan Yardımcısı düzeyinde katılması büyük tepkilere yol açtı. ABD’nin güdümünde hareket eden Suudi Arabistan, İslam âlemine bir kere daha ihanet etmiştir. Elbette ABD’nin güdümünde hareket eden tek Müslüman ülke Suudi Arabistan değildir. Mısır da, ABD’nin güdümünde yer alan Müslüman ülkeler arasında yerini almış görünüyor.
Kurtuluş savaşları sırasında bazı Arap Kabilelerinin, İngilizlerin yanında yer aldıklarını ve Osmanlı Devletine ihanet ettiklerini anımsayalım. Maalesef, her zaman bu böyle olmuştur. Önemli davalarda Müslümanlara zarar vermek, başta Suudi Arabistan olmak üzere, bazı Müslüman ülkelerin işleri olmuştur.
10’uncu yüzyıldan beri İslam âleminin bayraktarlığına yapan hep Türklerdir. Haçlı savaşlarında başı çekenler de hep Türkler olmuştur. Bir yerde Müslüman olmak ile Türk olmak özdeşleşmiş gibidir. Müslüman denilince akla ilk gelen Türk; Türk denilince de akla ilk gelen Müslüman’dır.
Türklerin, İslam âlemine önderlik edeceklerine ilişkin hâdis-i şerifler vardır. İşte
Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat
ve selâm olsun)
Türklerle ilgili hâdis-i şeriflerinden bazılarının meali alileri:
“Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir. (bunlardan biri de) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir.”
Hadis-i Şerifte geçen KIRMIZI KAVİM tabirinin TÜRKLERE işaret olduğu belirtilmektedir.
“
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi götürdüğü günlerde (kırmızı çehrelilere) müjdeler olsun! Allah’a yemin ederim ki insanlar çatlasa da patlasa da Allah onları, hem bu dünyada, hem de öbür dünyada kesinlikle mükafatlandıracaktır.”
Hadis-i şerifte geçen (KIRMIZI ÇEHRELİLER) tabiri de Türk’lere işarettir.
“Şanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde) İran’ı ve Bizans’ı ele geçirmeyi vaat etti. Bundan da öte; onların karılarını, çocuklarını, kölelerini ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi.”
Bu hâdis-i şerifte de bahsi geçen KIRMIZI ÇEHRELİLERİN, TÜRKLER olduğu kesindir. Bunu nerden biliyoruz derseniz, Bizans’ı (İstanbul’u) alanın Türkler olmasından belli değil mi…
Evet, 10. Yüzyıldan beri İslam âleminin lideri hep Türklerdir ve bu kıyamete kadar da öyle devam edecektir.
Biz, sadece Doğusunu değil, tümüyle Kudüs’ü, Filistin’in başkenti olarak görüyor ve eksik karara rağmen, İslam İşbirliği Teşkilatını kutluyoruz.
ĞEYR ĞAMMUM!
Buzdolaplarının bulunmadığı, bulunup da yaygınlaşmadığı yıllarda, Siirtli hemşerilerimiz et ve sair kokuşabilecek gıdaları, kuyulara sarkıtarak, bir süre için tazeliklerini muhafaza etmeye özen gösterirlermiş.
İşte o yıllarda, zengin bir aile, ev ihtiyacı için aldıkları eti kuyuya sarkıtmış ve aradan birkaç gün geçtikten sonra çıkarmışlar. Bu durum, Yaz mevsiminin en sıcak günlerinin yaşandığı bir ortamda gerçekleştiği için, etin hafifçe koktuğu anlaşılmış.
Evin sahibi Hacı Ahmet, Hanımına:
-Et hafif kokmuş, en iyisi bunu kedilerin önüne koy, yesinler, demiş.
Hanımı ise:
-Bence, komşularımız olan Ammo Mahmut’lara verelim. Onlar fakir, zaten, ette çok hafif bir koku var. fark etmezler bile. Onlara gönderelim. Muhakkak pişirir, yerler!
diyerek fakir komşularına vermeyi teklif etmiş.
Kocası:
-Ayıp olmasın, sonra bize kokmuş et gönderdiler! Diye bizi rezil etmesinler!
demişse de, kadın bildiği gibi yapmış ve hafif kokmuş olan eti, kapı komşuları olan Ammo Mahmut’lara götürmüş.
Ertesi gün, Ammo Mahmut’la, zengin komşusu Hacı Ahmet yolda karşılaşmışlar. Ammo Mahmut, Hacı Ahmet’e Arapça (Siirt’çe) olarak söylenmiş:
-Ems, kekilbeeften arroh ımmatken, ĞAYR ĞAMMUM! (Dün ölülerinizin ruhuna kokuşmuş bir hayır göndermiştiniz!”
Haliyle, Hacı Ahmet de cevap verecek söz bulamamış ve başını önüne eğmiş…
Bakmadan Geçme





