• Haberler
  • MAKLUBEYE KAŞIK SALLAYANLAR!

MAKLUBEYE KAŞIK SALLAYANLAR!

Yargıtay'a ve Danıştay'a yapılan son atamalar üzerine AKP içinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e yönelik FETÖCÜLÜK İTHAMLARI yandaş gazetelerde yer alınca yer yerinden oynadı.Adalet Bakanıyla ilgili suçlamaları AKP içinde (PELİKANCILAR) olarak adlandırılan

Yargıtay’a ve Danıştay’a yapılan son atamalar üzerine AKP içinde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'e yönelik FETÖCÜLÜK İTHAMLARI yandaş gazetelerde yer alınca yer yerinden oynadı. Adalet Bakanıyla ilgili suçlamaları AKP içinde (PELİKANCILAR) olarak adlandırılan bir grubun çıkardığı ve yaydığı söyleniyor.  Bu pelikancılar, Ahmet Davutoğlu’nun da ipini çekmişlerdi. Birkaç gündür Adalet Bakanı Abdulhamit Gül üzerinden devam eden yargıda FETÖ yapılanması tartışmaları boyut değiştirerek

"Pelikancılar"

tartışmasına dönerken sosyal medyada büyük destek bulan Abdulhamit Gül'e bir destek de Şamil Tayyar'dan gelmişti. Tayyar, "Parti içindeki Pelikan çetesine ve artıklarına sizi yedirmeyiz" sözleriyle Gül'e desteğini açıklamıştı.

AKP içindeki PELİKANCILARIN kendisini FETÖCÜLÜKLE itham etmeleri üzerine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de kendisini müdafaa etmek mecburiyetini hissederek önemli bir söz etti ve dedi ki

"Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı MAKLUBEYE kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar."

Peki, Abdulhamit Gül’ün dillendirdiği

MAKLUBE NEDİR!

FETÖCÜLERİN

en meşhur ve makbul yemeğinin

MAKLUBE

adı verilen bir çeşit

SİİRT PERDE PİLAVI

olduğu söylenir. Bu yemeği, ancak çok özel misafirleri için yapar ve ikram ederlermiş! Bunu Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün söylemlerinden anlıyoruz.

FETÖ

ile mücadeleye ilişkin önemli açıklamalar yapan Bakan Gül,

"Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı MAKLUBEYE kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar"

derken, dolayısıyla bu yemeğin önemine de vurgu yapmıştır.

Biz Siirtliler hatırlı misafirlerimize nasıl öncelikli olarak

PERDE PİLAV

yapmaktaysak, meğer

FETÖCÜLER

de hatırlı misafirlerine

MAKLUBE

ikram ederek, verdikleri kıymeti gösteriyorlarmış.

Hani

(KALBE GİDEN YOL

MİDEDEN GEÇER)

şeklinde bir deyimimiz var ya! Anlaşılan

FETÖCÜLER DE, KALBLERİNDE YER EDİNMEK İSTEDİKLERİNE MAKLUBE İKRAM EDİYORLARMIŞ!

Peki, Abdulhamit Gül

"Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı MAKLUBEYE kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar"

derken kimleri kastetmektedir.

“FETÖ döneminin kumpasları ile delil uydurmaları ile devletin belli kademelerinde hiyerarşi bozmak adına delil üreten

FETÖ

zihniyetindeki yargı yaklaşımlarını gördük” diyen Abdulhamid Gül, adeta günah çıkarır gibi mahkemelerin getirildikleri duruma vurgu yaparcasına “Bir delil yok ama ‘Benim şuna ceza vermem lazım, benim bu hiyerarşiyi bozmam lazım, yargı benim olmalı’ anlayışıyla insanlara iftira atan, insanları yargı sopasıyla hizaya getirmek isteyen

FETÖ

anlayışıyla da bu ülke çok acı hatıraları, olayları yaşadığını’ itiraf etmiştir.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül sözlerine şöyle devam etmiş:

“40 yıl devletin hücrelerine sızmış bu terör örgütüyle, 40 günde bu örgüt mücadelesini bitirdik şeklinde bir rehavete asla kapılmadan, kriptolarıyla A tipik bu terör örgütüyle mücadelemizi kararlı bir şekilde ve her alanda elbette sürdürmek boynumuzun borcudur.

Ucu nereye değerse değsin, kime değerse değsin bu konuda asla ama asla hukuktan sapmadan mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmek Türk yargısının elbette onurlu bir mücadelesidir ve onu da yapmaya devam etmektedir.

Örgüt özellikle yargı, emniyet ve orduya sızmıştır, ancak nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilinmelidir ki bu

FETÖ’nün

bir tezahürüdür.

Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya, töhmette bulunmaya kalkmasınlar.

Türk yargısı bu mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürmektedir. Bunu yaparken

FETÖ’cülerin

yaptığı gibi aynı çuvala herkesi koyarak değil, sadece ve sadece hukuktan ve Anayasadan emir alarak yapmaktadırlar. Farkı budur. Pensilvanya’dan emir alanlar, vesayetçiden darbeciden emir alanlar değil, Anayasadan ve hukuktan emir alarak yargılama yapan bir Türk yargısı var. Kim rahatsız oluyorsa olsun, Türk yargısı bağımsızlığını, tarafsızlığını sürdürmeye devam edecektir.

FETÖ ile mücadele, FETÖ yöntemleriyle yapılamaz. Herkes FETÖ’cü ise FETÖ’cü yoktur.

Bu FETÖ’nün bir stratejisidir. Masumla suçluyu ayırt etmek kuru ile yaşı ayırt etmek işte Türk yargısının görevidir. Ve Türk yargısı bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Bugün bu mücadelede elbette sadece hâkim savcının önüne dosyayı atarak da mücadele olmaz.

O dosyanın yine hazırlık aşamalarında delilleriyle dosyalarıyla topyekûn bütün kurumlarıyla mücadeleyi yapmak lazım. Yoksa burada kahramanca FETÖ mücadelesi ya da diğer terör örgütleriyle mücadele yaparken bu ülkenin bekası, birliği, beraberliği için kahramanca özveri ile çalışan hakim savcılarımızla beraber tüm topyekûn ortak mücadeleyi elbette sürdürmeye devam edeceğiz. Ve burada özellikle bu mücadeleyi sürdürürken mücadele verirken sabahlara kadar adliyede çalışan yargı mensuplarımız onlarla beraber çalışan adliye çalışanlarımız yetmedi evine dosya götüren yargı çalışanlarımızı buradan sevgi ile saygı ile selamlıyorum, Türk yargısı eski yargı 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'taki brifingçilere selam duran yargı değil artık.

Şu benim gibi düşünmüyor, Pensilvanya'ya itaat etmiyor. O zaman buna ceza vereyim tutuklayayım anlayışıyla hukuk dışı bir yargılamaya giden bir yargı değildir.

Sadece ve sadece hukuka ve anayasaya göre karar veren mücadele eden bir yargıdır. Elbette Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk sisteminde eksik kararlar yanlış kararlar yeni giren deliller bilgiler olabilir. Bu konuda da sistem işlemektedir. Bir diğer mahkeme, bir üst mahkeme Yargıtay’ı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ı bu mücadeleyi de elbette sürdürmektedir. Yargı mensupları sadece kararı ile konuşuyor diye kimse asil, şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın. Çünkü Türk yargısı konuşamaz çıkıp bir şey söyleyemez diye bu konuda haksızlığı da asla kabul edemeyiz.

Yargı reformu belgemizi de stratejimiz de işte bu anlayışın bir ürünüdür. Güven veren ve erişebilir adalet bu millete bizim boynumuzun borcudur. Herkesin ne olursa olsun hangi düşüncede hangi inanışta olursa olsun işte bu Ankara Adliyesi’nin önünden geçerken de içeriden çıkarken de ben adil bir yargı sistemine sahibim diye bir özgüvenle ve inançla bu kapıya girmeli bu kapıdan çıkmalı. Bütün çabamız budur. Bu anlamda FETÖ'cüler tasfiye edildikçe Türkiye'de yargı sistemi de yörüngesine oturmak üzeredir. 2019 yılı bu anlamda çok önemli bir milattır. Elbette FETÖ'cüler tasfiye edilmiştir tasfiye edilecektir, bu süreç devam etmektedir. Çünkü kripto bir örgüttür. Ama hepsini temizledik diye bir düşünce de olmadan HSK bu konuda büyük bir titizlikle her en ufak bir delil bile olsa bunu inceleyerek bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir, devam edecektir. Tüm bu çalışmalarda tutukluluk süresinde azami bir süre getirerek tutuklamayı bir tedbirden ziyade cezalandırma aracı olarak görmekten uzaklaşacağız. Bu çerçevede yine kamuoyunda cezasızlık algısı oluşturan uygulamalardan da vazgeçilmesini bu dönemde bekliyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı da yaptık. Meclisimizin de takdiri ile yapanın yanına kar kalıyor anlayışının algısının da ortadan kalkacağına inanıyoruz.”

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün konuşması çok güzel de, acaba

FETÖ’NÜN MAKLUBESİNE KAŞIK SALLAYANLAR KİMLERDİR.

Aralarında bugün milletvekili, bakan olanlar var mı, yok mu! Keşke bunu açıklasa da FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkmasına yardımcı olsa!

Hem merak ediyoruz. Adalet Bakanı Sayın Abdullah Gül acaba hiç MAKLUBEYE KAŞIK SALLADI MI!

TAŞLAMALAR

ŞİMDİ EN BÜYÜK SORUN

İŞSİZLİKTİR ELBETTE

HAD SAFHADA İŞSİZLİK

ŞAŞMIŞ KALMIŞ GENÇLER DE

ÜNİVERSİTE MEZUNU

2 MİLYON İŞSİZ VAR

SORMAK GEREKMİYOR MU

NEDEN OKUDU BUNLAR

İŞSİZ KALACAKLARSA

FAKÜLTE MEZUNLARI

BUNCA ÜNİVERSİTE

NEDEN, NİÇİN AÇILDI

KAÇA MAL OLMAKTADIR

BİR FAKÜLTE MEZUNU

YARIM ADAM ETTİNİZ

İŞSİZ BIRAKIP ONU

Bakmadan Geçme