Haberler
MERHABA 4. MURAT!

MERHABA 4. MURAT!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sigaraya karşı tavrıyla bilinir.Bu konuda yaptığı konuşmalar, aldığı kararlar ve tedbirler Osmanlı Padişahlarından 4.

PAYLAŞ

21.10.2019 14:28
Güncelleme: 21.10.2019 14:28

Yahya KARAEditör

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sigaraya karşı tavrıyla bilinir. Bu konuda yaptığı konuşmalar, aldığı kararlar ve tedbirler Osmanlı Padişahlarından 4. Murat’ı aratmıyor! İstanbul'da 11. Rize Tanıtım Günleri kapsamında düzenlenen

'Bırakalım Sigarayı, İçelim Rize Çayı'

programına katılan Erdoğan yaptığı konuşmanın bir bölümünde: "Sigaranın elektroniği mi olurmuş? Bunun için bizden özellikle yer istiyorlar, müsaade istiyorlar. Vermedim, vermem. Marka olarak da söyleyeyim, radyo Philips değil, sigaranın da bir Philips'i var. Bunlar Türkiye'de yatırım yapacakmış. Adını da böyle koyuyorlar: 'Yatırım yapacağız.' O yatırımı siz başka yerde yapın" diyerek tavrını açık şekilde ortaya koymuş.

Hatırlanacağı üzere Sayın Erdoğan bundan bir süre önce özel araçlarında sigara içenleri görünce, buna da yasak getirilmesi gerektiğini açıklamış, bu konuşmayı yaptığının ertesi günü Trafik Polisleri tarafından özel araçlarında sigara kullandıkları tespit edilen 6 bine yakın araç sahibine ceza kesilmişti. Demecin ilk gün kesilen cezayı biliyoruz ama ondan sonrasını bilmiyoruz. Emir yüksek yerden geldiğine göre, herhalde özel araçlarında sigara içenlere ceza yazılımı işi devam ediyordur.

'Bırakalım sigarayı, içelim Rize çayı.'

Etkinliğinde sigaraya karşı adeta savaş ilan eden Erdoğan: “Bu melaneti bırakalım, kendi kendimize zarar veriyoruz. Hem kasaya, hem keseye, hem vücuda. Yazıktır, günahtır. Bu israf. Ben Cumhurbaşkanı olarak sevdiklerime diyorum ki; inanın bu haramdır. Diyanet İşleri Başkanımız da söyledi. 'Haramdır' dedi. Niye? Kasaya, emanet-i ilahi olan bu vücuda zararı var mı? Var. Doktorlar da burada. Öyleyse haram.”

Sigarada tek tip paket uygulamasını başlatacaklarını da vurgulayan Erdoğan "Artık sigara paketlerinin üzerinde hiçbir ilgi çekici, özendirici hiçbir unsurun bulunmasına müsaade etmeyeceğiz. Açık alan yerine açık sınırlanmış alan tarifi üzerinde çalışıyoruz. Yurt dışında oldukça yaygın olan ve 'duman odaları' diye tarif edilen sigara içme ortamlarını biz de devreye alacağız. Tütünle mücadelemizi gevşetmeden, geri adım atmadan, asla rehavete düşmeden kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor. Çünkü mücadele zayıfladığında kullanım oranlarının tekrar arttığını görüyoruz. Dünya genelinde günde 20 bin kişi başta akciğer kanseri olmak üzere sigaraya bağlı hastalıktan dolayı hayatını kaybediyor. Ülkemizde her sene binlerce kardeşimizi sigaraya kurban veriyoruz. Devlet olarak tek bir insanımızın dahi sigara illetinin pençesine düşmesine seyirci kalamayız. Bu süreçte gönüllü kuruluşlarımızın, ailelerimizin, üniversitelerimizin, gençlerimizin kendilerine rol model gördüğü sanatçı ve sporcularımızın bize destek olması çok ama çok önemli. Devlet ne kadar kararlı olursa olsun sivil toplumun omuz vermediği bir mücadelenin başarıya ulaşma şansı yoktur" buyurmuş.

Ben sigara içmem ve içilmesini de istemem ama Sayın Erdoğan’ın sigarayı haram ilan etmesi bana biraz abartılı geldi. Diyanet İşleri Başkanı da sigara için

HARAM

diyormuş. İyi de, sigaranın haram olduğuna ilişkin

Kur’an-ı Kerimde

kesin bir hüküm yoktur. Ama

İSRAFIN HARAM

OLDUĞU

konusunda kesin ayetler vardır. Hem, Diyanet İşleri Başkanı

(SİGARA HARAM)

diyor ancak, sigara içen çok sayıda din adamları bulunmaktadır. Hem de öyle-böyle din adamları değil. Adlarının önünde

(SEYDA), (HAZRET), (ALLAME)

gibi unvanlar bulunan hatta

ERMİŞLİKLERİNE İNANILAN DİN ADAMLARI!!!

Bilindiği gibi Osmanlılarda sigaraya, içkiye karşı olmakla ünlenen ve en ciddi mücadeleyi veren SULTAN 4. MURAT’TIR! Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanımızı (MERHABA 4. MURAT) diyerek selamladıktan sonra, sigarayla ilgili birkaç anekdot sunarak yazımızı noktalayacağız:

ANEKDOTLAR

Sultan 4. Murad, kendi devrinde İstanbul’da içki ve tütünü yasak etmiş. Kahvehaneleri yaktırmış, ısrar edip emrine karşı direnenleri şiddetle cezalandırmış. Dört bir yana hafiyeler zaptiyeler saldırmış bütün bunlar yetmezmiş gibi bizzat kendisi de sık sık, tebdil-i kıyafet edip halkın arasında dolaşırmış. Ancak içki ve tütün müptelâsının gözünü korkutmak için, ne ferman, ne ip, ne kazık, ne zaptiye, ne de sultanın kendisi yeterli olmamış.

Çeşitli semtlerde tütün içilen gizli yerler türediği haberi bizzat sultanın kulağına kadar gelmekteymiş! Bunlardan biri de, Üsküdar’daki meşhur miskinler tekkesi civarında, birinin içinden diğerine geçilen bir evmiş. Evin yola bakan kısmı, normal bir kahvehaneymiş. Amma içinden açılan bir başka kapı ile tütünhaneye (SİGARA İÇİLEN BÖLÜM) geçilirmiş

Sultan Murad, tebdil-i kıyafet ederek derviş kılığına girmiş ve sözü edilen mekâna gitmiş. Kahveci Sultan’ı tanıyamadığı için buyur etmiş:

-Baba erenler ne içersin?

diye sormuş.

Padişah da:

-Kahve içerim

demiş.

Kahveci:

-Tütün filan canın çeker mi?

diyerek üstelemiş.

Tebdil-i kıyafet padişah yine:

-Yok, içmem!

diye cevap vermiş.

Bu cevap üzerine kahveciyi bir telâş almış. Öyle ya, tütün içmeyen adamın burada işi ne. Ortalıkta padişahın tebdil-i kıyafet dolaştığı haberleri gezinirken, bu tedbirsizlik de olacak iş midir. Bir koşu, kahveyi hazır edip, dervişin yanına çöreklenmiş.

-Baba erenler ismi âliniz nedir?

diye sorunca;

Padişah:

-Murad

diye cevap vermiş.

Bunun üzerine kahveci büyük bir telâşla:

-Sonunda (HAN) da var mı?

demiş.

Sultan Murat:

-Evet, sonunda (HAN) da var!

deyince,

Kahvecide bet beniz atmış, eli ayağı titreyerek kahvehanede oturanlara dönerek: