NASIL ÇÖZÜLECEK?
Suriye'deki iç savaştan en çok zarar gören ülkelerden biriyiz ve bu nedenle halkımız 'garantör ülkeler' olarak bir araya gelen Türkiye-Rusya ve İran'ın, üretmeyi hedefledikleri siyasi çözümün ne zaman hedefine ulaştırılacağını merak ederlerken meydana gel
Suriye’deki iç savaştan en çok zarar gören ülkelerden biriyiz ve bu nedenle halkımız “garantör ülkeler” olarak bir araya gelen Türkiye-Rusya ve İran’ın, üretmeyi hedefledikleri siyasi çözümün ne zaman hedefine ulaştırılacağını merak ederlerken meydana gelen bazı gelişmeler, zihinlerinde soru işaretlerine yol açıyor.
Komşu ülkede birkaç yıldan beri yaşananlar, Ortadoğu üzerinde tezgahlanan senaryoların halkalarından biridir ve bölgede güttüğü hesap doğrultusunda Suriye’ye de el atan ABD yönetimi, kısa zamanda Beşşar Esad yönetimini devirerek kendisine riayet edecek bir yönetim oluşturmayı hedeflemişti. ABD’nin bu tutumuna karşı cephe alan Rusya veto hakkını kullanarak söz konusu hedefi engelledi ve ABD ile birlikte hareket eden ülkemizle yeniden teessüs ettirilen işbirliği sonrasında kalıcı bir siyasi çözüm üretmek için Türkiye ve İran ile işbirliği yaptı.
Rusya, bölgedeki çıkarlarının muhasebesi doğrultusunda, Esad’ı korumuş ve halen korumaya devam etmektedir. Türkiye-Rusya ve İran’ın el birliği yaparak Suriye krizine siyasi çözüm üretme çalışması başlattıkları açıklaması, Türkiye’nin Suriye’deki yönetime takındığı tavrı değiştireceği düşüncesini çağrıştırmıştı. Çünkü, ABD ve müttefiklerine karşı Esad’ı savunan Rusya’nın üretmek istediği çözümde Esad’a yer vereceğine, muhakkak gözü ile bakılıyordu. İşte bu nedenle de “Çözüm görevini üstendiklerini dile getiren garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran arasında görüş ayrılığının olmaması gerekir” diye düşünürken, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Esad için ifade ettiği sözler, sorunun yeniden çözüm üretilemeyecek bir noktada bırakabileceğini düşündürmeye başlamıştır.
Yılların müttefiki olarak ifade edilen ABD ile aramızda yaşanan gerginlik, sanırım Rusya ile olan ilişkileri güçlendirmeye yönelmenin en önemli nedenidir ve S-400 füzelerini bu ülkeden almaya karar vermemizin ABD’yi rahatsız ettiği de biliniyor. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklama, Esad’ın korunmaya devam edildiğinin açık bir göstergesidir ve bu bakımdan ülkemiz, Rusya ve İran tarafından Suriye krizine arandığı belirtilen siyasi çözümün çıkmaza girebileceği düşüncesine hak vermemek mümkün değildir.
Ortadoğu’ya yönelik senaryoların bundan böyle de devam edeceğinin sinyallerinden söz eden bazı hemşerilerim; “ABD Başkanının, Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak tanıdıklarını ifade etmesi de bir senaryodur ve durdurulan vize işlemlerinin yeniden serbest bırakılması da boşuna değildir... Mutlaka yine çıkarlarına yönelik bir hesapları vardır. Rusya’ya gelince, bu ülke de çıkarlarının dışında başka bir şeyi umursamayacak ve Suriye konusunda birbirlerine karşıymış gibi görünen ABD ile Rusya’nın çözüm için birlikte hareket ettikleri görülürse hiç şaşmamak gerekir…” diyorlar.
Bakmadan Geçme





