NE İKTİDARDAN UMUT VAR, NE MUHALEFETTEN!

Karanlık bir tablo çizmek istemem ama işin gerçeği budur.Güzel ülkemde işlerin düzeleceğine ve rayına gireceğine dair bir umut ışığı görünmüyor.

Karanlık bir tablo çizmek istemem ama işin gerçeği budur. Güzel ülkemde işlerin düzeleceğine ve rayına gireceğine dair bir umut ışığı görünmüyor. 24 Haziran’da yapılacak 27. Dönem milletvekili seçimleri için siyasi partiler listelerini Yüksek Seçim Kuruluna verdiler.

(Tas aynı tas, çalan eller

değişecek)

deyiminde olduğu gibi partilerdeki siyasi liderler sultasının bir tezahürüyle karşı karşıyayız. Liderler, dama taşı gibi adayları istedikleri yerlere serpiştirmişler. Aday gösterilenlerin hiç biri, gerçekte halkı temsil etmiyorlar, çünkü onları belirleyen halk değil, liderlerdir. Adaylar da elbette liderlerinin hakkını ödeyecek ve asla emirlerinden çıkmamak asaletini göstereceklerdir…

Türkiye’de, çarpık bir sistem var. Siyasi parti genel merkezleri, daha doğrusu siyasi parti liderleri aday tespiti yapıyorlar ve

(kötülerin en iyisini seçin bakalım)

diyerek seçmenlerin önlerine koyuyorlar. Bunun adına da

DEMOKRASİ

diyoruz…

Liderlerin sultasında hazırlanan aday listeleriyle gidilen hiçbir seçim, halkın iradesini yansıtmaz. Böyle seçilen milletvekili de gerçekte halkın adamı olmaz, liderinin adamı olur! TBMM’nin televizyondan yayınlanan oturumlarını izleyenler bilirler. Genel kurula bir kanun teklifi sunulur. Siyasi parti liderlerinin verdikleri direktifler doğrultusunda eller kalkar veya iner. Liderinin emrine muhalif oy kullanmak, hiçbir milletvekilinin haddi değildir, Bunun adı da milli irade(!) olur!

Siyasi partiler, liderler sultasından kurtarılmadıkça, ülkemize gerçek anlamda bir demokrasinin geleceğinin hayalini boşuna kurmayalım. Muhalefet, AKP iktidarını

TEK ADAM DİKTASIYLA

suçlarken, onların da yaptıkları farklı bir durum yok. Anlayacağınız, iktidarın da, muhalefetin de durumu aynı. Mevcut seçim sistemiyle ne iktidardan umut var, ne de muhalefetten. Denilebilir ki,

(madem öyle, iktidarı neden

değiştirelim.)

Onun cevabını vereyim. Hani

(TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK

VARDIR)

deriz ya! Beklenti bundan ibaret…

ANEKDOT

Liderlerinin emirlerine muhalefet edebilecek cesur milletvekillerinin olduğu dönemler elbette vardır.

(1 Mart teskeresi)

olarak tarihe geçen TBMM Genel Kurulu kararını anımsayalım. 2003 yılında, ABD’nin teşvikiyle Irak’a girmek kararı alınacaktı. Ancak, o zamanki mecliste, karara direnecek namuslu milletvekilleri vardı. O gün Irak’a girmeye ve ABD askerlerinin Türkiye’ye yerleşmelerine geçit verilseydi, belki bugün Türkiye işgal altındaydı.

TAŞLAMALAR

ADAYLAR ARZ-I ENDAM

EDECEK PİYASAYA

ÇAĞIRALIM BAKALIM

OTURSUNLAR MASAYA

LİDER KİMİ DEDİYSE

ADAYLAR ONLAR OLDU

DEMOKRASİ DEDİĞİN

BİLİN BİZDE BUDUR BU

SİMALAR DEĞİŞECEK

MECLİS GENÇLEŞECEKMİŞ

BU MECLİSLE BAŞKANLIK

SİSTEMİ GELECEKMİŞ

DEMOKRASİ DEĞİL BU

LİDERLER SULTASIDIR

TUTTUĞUMUZ YAS BİZİM

DEMOKRASİ YASIDIR

Bakmadan Geçme