NİSAN YAĞMURLARI

Bu yıl, kış mevsimini hiç yaşamadık gibi. Ne kar düştü, ne doğru dürüst yağmur yağdı. Bu yüzden olacak vatandaşlarımızı ve özellikle de çiftçilerimizi bir kuraklık endişesi sarmış bulunmaktadır. Elbette, yağmur rahmettir. Hele Nisan yağmurları. Eski takvime göre, 13 Mayıs’a kadar olan zaman dilimi Nisan ayına dahil sayılır. Bunu da unutmamak lâzım.

Nisan yağmurlarının rahmet ve bereket vesilesi oldukları bir gerçektir. Ama bardaktan boşanırcasına yağmur yağarsa ve bunun sonucu olarak Şehrimizin ara sokaklarında çamurlar yüzünden yürüyemezsek, bunun günahı, vebali, elbette ki, bereketli yağışlar olmayacaktır. Yollarımız, yol olsa, yağışlar, çamur deryalarına dönüşmez, hatta yolların yıkanmalarına ve tertemiz hale gelmelerine  yol açar.

Şehrimizin eski yıllarını anımsayan hemşerilerimiz anlatırlar, yağmur yağdıktan sonra, Eski Siirt’in yolları pırıl, pırıl olurmuş. Hani, derler ya

“Üstüne bal dök, yala!”

20-30 yıl öncesinin, Siirt’inin özlemini duyan hemşerilerimize hak vermemek mümkün değil…

Bugünlerde havalar bir açacak, bir kapanacak gibi. Bu gibi durumlar bahar mevsiminin cilvelerindendir. Toprağın Nisan yağmurlarına hasret olduğunu belirtilmekte yarar var. Bunu bizler değil, çiftçilerimiz söylüyorlar. Biz de dua edelim de, kurak geçen kış mevsiminin boşluğunu, Nisan yağmurları doldursun.

Nisan yağmurları, bereketli bir hasat mevsiminin işareti olarak yorumlandığından çiftçi hemşerilerimiz yağışlara hayli sevinmektedirler. Ancak, istenilen oranda yağış düşmediğine dikkatler çekilerek yağışların hem de bardaktan boşanırcasına devamı temenni edilmektedir.

Bilindiği gibi halk arasında yağmurun bir adı (

RAHMET)

tir. Yağmur veya kar yağınca “

RAHMET YAĞIYOR”

deyimini kullanmamızın sebebi de budur. Çünkü yağan karlar ve yağmurlar olmazsa,  akarsular kuruyacak, topraklar çölleşecek, üretimlerde rekolte büyük ölçüde düşecektir. Özellikle Nisan yağmurlarının bolluğa ve berekete yol açtıklarının idrakinde olalım.

Kuraklık yüzünden çok sayıda ağaç fidanlarının kurudukları, ekinlerden beklenen verimin sağlanamadığı bilinen gerçeklerdendir. Çevremizde ve yüksek kesimlerde kar yağışlarının, yağmur yağışlarına göre daha etkin oldukları meteoroloji kaynaklı haberlerden öğrenilmekte. Yağmur için “

RAHMET

” deyiminin kullanılmasına karşılık, kar için kullanılan Arapça deyim

“ĞEMİRİTIL KARF”

şeklindedir. Bu kelimenin Türkçe karşılığı ise

“TOPRAĞIN MAYASI”

demektir. Bu açıdan bakıldığında, kuraklığın önlenmesi açısından, kar yağışlarının, yağmur yağışlarına tercih edildiği gerçeği ortaya çıkar.

Bir yerel deyimimiz daha vardır:

“Matar ın Nisen iy semmen il insen!”

deriz. Deyim,

Siirtçe

bir deyimdir. Bu deyim, geçmiş yıllarda sık, sık kullanılırdı. Deyimi Türkçe olarak

“Nisan Yağmuru insanları şişmanlatır”

şeklinde tercüme edebiliriz. Bazı yıllar, kuraklık korkusuyla yağmur duasına çıkıldığı olurdu. Haftanın ilk günü başlayan yağışlar, meteorolojinin tahminleri tutarsa hafta sonuna kadar devam edecek.

Nisan yağmurları, toprak için bereket demektir. Nisan mevsiminde yağmur yağınca,  bolluk, bereket olur. Bolluk bereket olunca buğday, arpa ve diğer tahıl ürünleriyle, sebze ve meyveler bollaşır. Bol olunca da haliyle ucuz olurlar. Ucuz oldukları için insanlar daha çok tüketme imkânına sahip olurlar. Bu bolluk ve bereket sayesinde doyarlar. Sadece insanlar değil, hayvanlar, kuşlar, böcekler bile bu bolluktan ve bereketten nasiplerini alırlar.    Tabii, bu deyimin mecazi anlamda kullanıldığını gerçekte çocukluktan çıkıp, aklımız ermeğe başlayınca anladık. Nisan’da yağan yağmurlar, toprağa aynıyla bereket ve rahmettir. Nisan yağmurunun bol olduğu yıllar, yeşillikler bol olur, ekinlerin verimi artar. Toprak bire 20-30 verir. Dolayısıyla insanlar da, hayvanlar da daha bol gıda almak imkânına kavuşurlar. Bunun sonucu olarak, güçlenirler, kuvvetlenirler. Nisan yağmurlarını bu açıdan hep severim. Bu yağışların

RAHMET

olduğuna inanarak “

YAĞDIR ALLAH’IM, BEREKETLİ YAĞMURLAR YAĞDIR”

diyerek yazımı noktalıyorum.