(ÖLEN ÖLÜR KALAN SAĞLAR BİZİMDİR)

Zeytin Dalı Harekâtını destanlar yazarak, büyük bir başarıyla gerçekleştirmekte olan kahraman güvenlik güçlerimiz Afrin’e tamamen hâkim olmuş durumdalar.  Afrin’den sonrası ne olacak, şimdi sorulan budur.

Afrin’e, 18 Mart 2018 günü girildi. Bilindiği gibi bu tarih Çanakkale Zaferi’nin de kutlandığı gündür. İddialar odur ki, 16 Mart günü Afrin’e girilebilecekken, 18 Mart tarihi özellikle beklenmiş, böylece Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü, Afrin’e girilerek bir zafer, bir zaferle taçlandırılmak istenmiştir!

Afrin’e girilmeden önce terör örgütünün fazla kayıp vermemek için Şehri terk ettiği ortaya çıktı. Bu bakımdan, Afrin’de bir direniş yok. Ancak, kurulan bubi tuzakları var. Türkiye’de yaşanan hendek savaşlarından bu işte uzmanlaşan terörle mücadele güçlerimiz, bubi tuzaklarını büyük bir hassasiyetle imha ediyorlar ama bu arada istenmeyen gelişmeler olmakta, bubi tuzaklarının patlaması sonucu şehit düşen güvenlik güçlerimiz ve siviller bulunmaktadır.

Bu bir gerçektir ki, Ortadoğu coğrafyası sözün tam anlamıyla bir bataklıktır ve biz de, bu bataklığın tam ortasındayız. Afrin’in alınmasıyla iş bitmiş değildir.

(Bu hamur daha çok su kaldırır)

deyiminde olduğu gibi bu bataklık da kolay-kolay kuruyacak değildir.

ABD’nin, Büyük Ortadoğu Projesinden vazgeçmediği ve vazgeçmeyeceği kesindir. Rusya’nın da bölge üzerinde kendisine göre hesapları vardır. Yani, Ortadoğu’daki sorun Türkiye için TERÖRLE MÜCADELE sorunundan çok daha büyük boyutlardadır. Suriye’ye terörle mücadele için kendi isteğimizle girdik ama öyle anlaşılıyor ki kendi isteğimizle çıkabilecek değiliz. Bu işi asıl tezgâhlayan ABD ve İsrail’dir. Gerçeği görmemiz gerekir.

Afrin’i, PYD'nin kontrolünden çıkarmakla iş bitmiş değildir. PYD Afrin’den çekildi ama Suriye’den kolay-kolay çıkarılabilecek değildir. Unutmayalım ki, ABD (KARA GÜCÜM) dediği terör örgütüne her türlü desteği verecektir. Şimdi, TSK’nın hedefinde Afrin’de de Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi yerel halkla birlikte yeni bir idari düzen kurulması için çalışmalar yapmak vardır. Bunun sağlanması Suriye'deki muhalif grupların Türkiye'ye olan desteğinin artmasına ve bölgedeki Türkiye etkinliğinin kalıcı haline gelmesine önemli katkı sağlayacaktır.

Harekât devam edeceğine göre, elbette şehitlerimiz de olacaktır. En iyisi, Dadaloğlu’nun meşhur bir deyişinin son dörtlüğünü sunarak yazımızı noktalayalım:

Dadaloğlum yarın kavga kurulur

Öter tüfek davlumbazlar vurulur

Nice koç yiğitler yere serilir

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir

ÜÇ KÂĞITÇI İKİ SİİRTLİ

İkisi de birbirinden üçkâğıtçı olan ve bununla övünen Siirtlilerden biri, bakkal olan diğerine gitmiş. Silinmiş bir mecidiye vererek pekmez vermesini istemiş.. Silinmiş mecidiyeler, günümüzde miadını dolduran ve piyasadan toplattırılan paralar gibi geçersizmiş. Bakkal da, mecidiyenin geçersiz olduğunu fark etmesine rağmen, anlamamış görünerek dostu olan müşterinin kabını almış ve pekmez doldurarak sözde tartıp, vermiş.

Bu iki üç kâğıtçının bir huyları da aradan bir süre geçtikten sonra, yaptıkları üç kâğıtçılıkları kalabalık meclislerde dile getirerek karşılarındakini nasıl oyuna getirdiklerini anlatarak övünmeleriymiş.

Bir süre sonra, silik mecidiyeyi yutturduğunu zannettiği bakkalla aynı mecliste bir araya gelen üç kâğıtçı:

-Sahte mecidiyeyi sana nasıl da yutturdum!

diye böbürlenmek isteyince, karşısındaki kahkahalarla gülmüş ve cevap vermiş:

-Senin mecidiyenin sahte olduğunu çok iyi fark etmiştim. Amma, sen bana sahte mecidiye verince, ben de ceza olarak içine fare düşmüş ve zaten dökeceğim pekmezden verdim. Sen gittikten sonra, küpte kalan pekmezi de döktüm. Şimdi, sen mi beni oyuna getirdin, ben mi seni! Hadi, yediğin pekmez afiyet olsun!

TAŞLAMALAR

ÇANAKKALE RUHUNA

MUHTAÇTIR İNSANIMIZ

KARDEŞ, KARDEŞE DÜŞTÜ

HALİMİZE BAKINIZ

ELLİYEDİBİN ŞEHİT

VERDİK ÇANAKKALE’DE

TÜRKÜ, ARABI, KÜRDÜ

BERABERDİK CEPHEDE

BERABER OLSAK BİZİ

HİÇ BİR DÜŞMAN YENEMEZ

TARİH BUNUN ŞAHİDİ

ÇANAKKALE GEÇİLMEZ

AZİZ RUHU ŞADOLSUN

CÜMLE ŞEHİTLERİMİN

ÇANAKKALE RUHUNA

SAHİP BU MİLLET BİLİN