ÖNEMLİ KONUDAKİ DUYARSIZLIK…

Türkiye'mizin her noktasında deprem riski altında bulunduğu gerçeği biliniyorsa da, bu önemli konuda gereken duyarlılığın gösterildiği, söylenemez maalesef… Dün sabah saat 03.34'te Adıyaman ilimizde meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki depremle ilgili haberle

Türkiye'mizin her noktasında deprem riski altında bulunduğu gerçeği biliniyorsa da, bu önemli konuda gereken duyarlılığın gösterildiği, söylenemez maalesef… Dün sabah saat 03.34'te Adıyaman ilimizde meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki depremle ilgili haberleri izlerken ülkemiz ve halkımız için büyük önem arz eden deprem gerçeğini anımsadım ve geçmiş dönemlerde yaşanan depremler sonrasında dile getirilen felaket senaryolarının bir kenara itmeyip gerçekçi önlemlerin ihmal ediliyor olmasından duyduğum üzüntü, tazelendi tekrardan…

Merkez üssü Adıyaman'ın Samsat ilçesi olan 5,1 büyüklüğündeki depremde can kaybının yaşanmamış olması, teselli etmiştir ve sevindirmiştir bizleri oralarda ikamet eden vatandaşlarımız adına… Geçen yılın Mart ayında da aynı ilçenin 5,5 büyüklüğünde bir depremle sarsıldığını anımsadığımın altını çizerken, insanlarımızın ölümüne yol açan deprem afeti için gereken duyarlılığın gösterilmediğine de dikkat çekmek isterim ayrıca…

Kimi zaman yetkililerce de yapılan açıklamalara göre; Türkiye'miz genelinde 7 milyonun üzerinde deprem riski taşıyan yapı mevcuttur ve bu yapıların depreme dayanıklı hale getirilmeleri için , 15 yıllık bir zaman dilimine ihtiyaç bulunmakta… Bu kadar ucuz olmamalıdır insanımızın hayatı!.. Çok mükemmel bir bloktasınız ve önünüzdeki cadde asfalt, çok yakınınızda da çocuklarınızın vakit geçirebilecekleri güzelim bir park var, geçim sıkıntısı yok ama oturduğunuz blok depreme dayanıksız… Allah muhafaza, hiç ummadığınız bir anda can ve mala zarar verecek büyüklükte bir deprem ile karşı karşıya kalma riskiniz bulunduğuna göre, anlamsızlaşmaz mı sahip olduğunuz tüm güzellikler?... İşte, her noktasında deprem riski taşıyan ülkemizin bu gerçeğini dikkate almamak; insan yaşamının önemsenmemesi anlamına gelir ve bu duyarsızlığa tepki duymamak imkansız... Doğa afetine karşı bizlerin hayatını korumaya öncelik tanımayı hedeflemeyenlerin millet ve memleket menfaatlerini her şeyin üstünde tuttuklarına yönelik söylemleri olsa da samimi görülemez süslü ifadeleri…

İnsanın hayatı her şeyden önemlidir ve hiçbir hizmet, insan yaşamına yönelik alınacak önlemler gibi öncelik arz edemez kesinlikle… Bunun içindir ki, ülkemizde deprem riski taşıdıkları ilgililerimizce de vurgulanan yaklaşık 7,5 milyon riskli konumdaki yapıları riskten kurtarmak için 15 yıllık süreç gerektiğini dile getirmek yerine “İnsanımızın canı her şeyden önemlidir. Bu nedenle ülkemizde deprem riski taşıyan binaları mümkün mertebe en kısa zaman dilimi içinde depreme dayanıklı hale getirmeyi hedefliyoruz. Bazı hizmetlerin aksaması pahasına da olsa sizin yaşam hakkınız bizim önceliğimizdir…” denilmelidir kanımca da…

9 büyüklüğünde depremlerin yaşandığı bazı ülkelerde can kaybı yaşanmıyor olması nedeni, oradaki binaların depreme dayanıklı hale getirilmiş olmalarıdır ve ilgililerimiz herkesten daha çok bilirler bu gerçeği… Şu halde duyarlılık içine girmeyi bir görev olarak telakki etmeliler artık!.

Bakmadan Geçme