ÖNEMLİ SORUNLARLA BOĞUŞULURKEN…
Türkiye'mizde önemli sorunlarla boğuşulurken gündeme giren ve düşündüren bazı gelişmelerin, kafa karışıklığına yol açtığını gözlemliyorum uğradığım mekanlarda… 35 yıldan beri mücadele edilen PKK terörü yanı sıra 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi sonucund
Türkiye’mizde önemli sorunlarla boğuşulurken gündeme giren ve düşündüren bazı gelişmelerin, kafa karışıklığına yol açtığını gözlemliyorum uğradığım mekanlarda… 35 yıldan beri mücadele edilen PKK terörü yanı sıra 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi sonucunda kendi içimizde de yıllarca sürdürülen sinsi faaliyetlerin ürünü olarak peydahladığı anlaşılan bir başka terör örgütü ile mücadele etmek durumunda kalındı ve her iki terör örgütünü bitirmeye yönelik mücadele, devam ediyor halen… Ülkemizin en önemli sorunu, insanlık dışı terördür ve şüphesiz yanı başımızdaki Suriye’de yaşanmakta olan gelişmeler de, ülkemizin bekası açısından büyük önem taşımakta…
İnsanlık dışı terörün her şeyden önemli olduğu görüşünü paylaşan yurttaşlarımız, önemlilik açısından ikinci sırada yer alan başta işsizlik olmak üzere, diğer beklentilerine bir an önce gerçekçi çözümler üretilmesinin hasreti içindelerken, başka konuların ülke gündeminin birinci sırasında yer almasına üzülüyor ve söz konusu konular için dile getirilen söylemler nedeniyle kafaları karışıyor ister istemez…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülke gündemine taşıdığı ve partisinin grup
ataşehir escort
toplantısında elindeki kağıtları göstermek suretiyle seslendirmeyi sürdürdüğü malum iddiadan konuşmakta olan vatandaşlar; “Bu iddianın doğru, ya da yanlış olduğunun çok net şekilde aydınlığa kavuşturulması gerekir ki, zihinlerimizdeki kafa karışıklığı giderilmiş olsun. Bu konuda söylenenleri dikkatle izliyoruz ve gerçeğin gün ışığına çıkması için gereken neyse mutlaka yerine getirilmelidir…” diye seslendiriyorlar görüşlerini…
Önemli sorunlara boğuşulurken ülkemiz gündeminin birinci sırasına giren Reza Zarrab’la ilgili ABD’de start alan duruşmaya gelince; itirafçılığı kabul ettiği kesinlik kazanan bu şahsın, iftiracılığı da kabullenecek bir rezil olabileceği gerçeğiyle karşı karşıyayız ve bunun olumsuz yansımalarının olabileceği, tanık olarak verdiği ilk ifadelerden anlaşılmaktadır kanımca da… Zarrab, Zafer Çağlayan’a yaklaşık 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini iddia ettiğinden, sonraki ifadelerinde başka isimlerden söz edip-etmeyeceği, ederse neler iddia edeceği merak ediliyor kamu oyumuzda… Zarrab davasında sanık olarak ifadesi alınan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atila’nın avukatlarınca dile getirildiği belirtilen; “Ayakkabı kutularında rüşvet yollayan Atilla değil, Zarrab’dı…” şeklindeki söylemler ise “Düşündürücü” diye yorumlanmakta…
Zarrab ile ilgili duruşmaların, halkımıza yıllardır “Dost ve müttefik” olarak lanse edilen ABD’nin, gizli istihbaratlarınca hazırlanan bir senaryonun sonucu olduğu net şekilde aydınlığa kavuşmuş olmakla birlikte, bu konuda yaşanan gelişmelerle gelinen noktanın ülkemiz için önemli bir talihsizlik olduğu da muhakkak… Keşke, Zarrab’ın ABD’de yargılanması sürecine meydan verilmeseydi diyorum bu düşünceler içinde…
Bakmadan Geçme





