ONLARINKİ ÇIKAR, BİZİMKİ BEKA

Emperyal güçler, sadece çıkarlarını hedeflerler ve bu hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik senaryoları devreye sokarlarken umursamazlar hedef tahtasına oturttukları yörelerin kan deryasına dönüşmesini… “Arap Baharı” senaryosunun acımasız güçler tarafından Ortadoğu’da yaşama geçirilmesi sonucu, yüz binlerce insan yaşamını yitirmiş ve başka ülkelere sığınmak mecburiyetinde kaldı milyonlarcası… Yıllardır komşu Suriye’de devam eden iç savaş da “Arap Baharı” senaryosunun bir halkasıdır ve bu ülkede yaşanan gelişmelerden en çok zarar gören ülke, bizim ülkemizdir maalesef…

Mevcut Esad yönetimini devirerek kendisine itaat edecek bir yönetim oluşturmak isteyen ABD, Rusya’-nın vetosu nedeniyle ulaşamadı hedefine ve yeni senaryolar üretmeye başladı bu nedenle… Türkiye olarak başlangıçta müttefik diye ifade edilen ABD ile birlikte hareket ettiysek de, daha önceleri sayısız davranışlarıyla güvenilir olmadığını tescil eden bu ülke, bekamız için tehdit oluşturacak terör gruplarına destek vermekte bir sakınca görmedi ve Barış Pınar’ı Harekatına destek vermezken küstahça tehditlerde bulundu aynı zamanda…

ABD yönetiminin ülkemize ekonomik yaptırımlar yapacağına yönelik alındığı belirtilen kararın yanı sıra Başkan Trump’ın TWitter’de yer verdiği diplomatik nezaketten yoksun açıklamaları ve Barış Pınarı Harekatı’ndan hemen önce Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a yazdığı ve ABD basını tarafından sızdırıldığı belirtilen mektubunun içeriği, kamu oyumuzun müttefiklikten uzak bu ülkeye karşı duyduğu nefreti büyüttü daha da ve bu nefret duyguları içinde izleniyor Barış Pınarı Harekatı ile ilgili gelişmeler…

Bugün yazımı karalarken ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından kabul edilmeleri beklenmekteydi ve aldıkları talimat doğrultusunda yapılacak görüşmede ateşkes önerisini dile getirmelerinin kuvvetle muhtemel olduğuna muhakkak gözüyle bakmaktaydım başkaları gibi… Yazım okunduğunda görüşme konusunda ilgililerce bir açıklama yapılmış olabilir derken, emperyal güçler olarak tanımlananların hiç birine güvenilmemesi gerektiğinin de altını çizmek isterim ayrıca…

Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu ayın 22’sinde Rusya Devlet Başkanı Putin’in davetlisi olarak Soçi’ye giderek günübirlik bir ziyaret gerçekleştirecek ve Barış Pınarı Harekatını da içeren Suriye konusu görüşülmüş olacaktır şüphesiz… ABD ve Rusya’nın Suriye için birbirleriyle karşı karşıya gelmek yerine çıkarları noktasında uzlaşmaktan yana olduklarını gözler önüne seren gelişmeler var ve bunun farkında olan kamu oyumuz; “Onlar kendi çıkarlarından başak bir şey düşünmezler ve bizlerse bekamız için tehdit oluşturacak durumları önlemeyi hedeflemek mecburiyetinde kaldık.. Hiçbir emperyal güce güvenilmemesi gerektiği, Suriye’de karşı karşıya kalınan gelişmelerden çok iyi anlaşılmıştır…” derlerken,  Erdoğan’ın diplomatik nezaketten uzak söylemlerde bulunan Başkan Trump”un davetine gitmemesi görüşlerini de yinelemekteler bir araya geldikleri mekanlarda…