- Haberler
- ORGAN NAKLİ, DİNEN CAİZ Mİ!
ORGAN NAKLİ, DİNEN CAİZ Mİ!
Bilindiği gibi 3-9 Kasım tarihi arası günler Organ Bağış Haftasıdır.Böyle bir haftanın ihdas edilmesinin amacı, organ bağışının önemine dikkatleri çekmektir.
Bilindiği gibi 3-9 Kasım tarihi arası günler Organ Bağış Haftasıdır. Böyle bir haftanın ihdas edilmesinin amacı, organ bağışının önemine dikkatleri çekmektir. Yapılan organ bağışları sayesinde binlerce insan hayata tutunmakta ve yaşamını sürdürebilmektedir. Organ Bağışı konusunda yaşanan tereddütlerin başında DİNEN CAİZ OLUP OLMADIĞIDIR. Bu konuda fetva vermeye en yetkili kurul şüphesiz Diyanet İşleri Yüksek Kuruludur. Kurul tarafından konuyla ilgili olarak verilen karara göre organ veya dokusu alınan kişinin, ölmüş olması, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekmekte.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı ölen kimselerden alınacak organ ve dokuların, tedavilerinin ancak bu yoldan yapılabilecek hastalara nakli konusunda istenen fetvayı verirken, Kuran-ı Kerim ve Hadisler'de organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmadığına da vurgu yaparak:
"Dinimizde, kitap ve Sünnet'in delaletlerinden çıkarılmış umumi hüküm ve kaideler de vardır. Bilindiği üzere, insan mükerrem bir varlıktır. Mahlukatı içinde Allah onu mümtaz kılmıştır. Bu itibarla normal durumlarda ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması, insanın hürmet ve kerametine aykırı görüldüğünden, İslam alimlerince caiz görülmemiştir. Ancak, zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına göre bu hüküm değişmektedir. Nitekim dinimiz, bir kısım fiil ve davranışları yasak kılmış, kitap ve sünnet bunları tespit etmiştir. Sözgelimi murdar hayvan (meyte), kan, domuz eti, şarap... vb. şeylerin yenilip içilmesi, alınıp satılması, ilaç olarak kullanılması haram kılınmıştır. Ancak, zaruret halinde bunlardan ölmeyecek kadar yenilip içilmesinin (el-Bakara, 173; el-Maide, 3; el-En'am, 119) meşru olduğu beyan buyurulmuştur."
Ayrı Fetvanın devamında İslam alim ve hukukçularının zorunluluk durumunda bir ölçüde dinen yasaklanmış şeyleri mubah kıldığı ve zaruret halinde, başka bir çare olmayan bütün yasakların zaruret miktarınca işlenmesinin caiz ve mubah olduğu sonucuna vardıkları ifade edildi. Fetvanın devamında şöyle denildi:
"O halde, ölmüş kimselerden tedavi maksadıyla organ ve doku alma ve bunları hasta veya yaralı kimselere nakletme konusunda bir hükme ulaşabilmek için; zarurete binaen, cesedin kesilmesi, organ ve dokularından bir kısmının alınmasının caiz olup olmadığı, hastalığın tedavisinin zaruret sayılıp sayılmayacağı, organ ve doku nakli caiz ise, hangi şartlarla caiz olduğunun bilinmesi gerekmektedir. İslam alim ve hukukçuları, karnında canlı halde bulunan çocuğun kurtarılması için ölü annenin karnının yarılmasına, başka yoldan tedavileri mümkün olmayan kimselerin kırılmış kemiklerinin yerine, başka kemiklerin nakline, bilinmeyen hastalıkların öğrenilmesi ve hayatta bulunmaları sebebiyle hastaların tedavilerinin sağlanabilmesi için, yakınlarının rızası alınmak suretiyle, ölüler üzerinde otopsi yapılmasının caiz olacağına, fetva vermişler, canlı bir kimseyi kurtarmak için, ölünün bir parçasını itlaf etmeyi caiz görmüşlerdir. O halde, hayatı veya hayatî bir uzvu kurtarmak için başka çare olmadığında, kan, doku ve organ nakli yolu ile de bazı şartlara uyularak, tedavinin caiz olması gerekir. Yurdumuz dışında, çeşitli İslam ülkelerinin yetkili kişilerince de aynı yolda fetvalar verildiği bilinmektedir. Kurulumuzca da aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varılmıştır. Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi, Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin kesin kararının bulunması, Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması, Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir."
Görüldüğü gibi, zaruret halinde organ naklinde dinen hiçbir sakınca yoktur. O halde, daha hayattayken, organ bağışı konusunda hassas davranıp, zaten toprakta çürüyecek olan uzuvlarımızı, başkalarına hayat versinler diye bağışlamamızda hiçbir sakınca yoktur.
“HAMSİ HAZRETLERİ” ANEKDOTU
3 Kasım 2018 Cumartesi günü bu sütunlarda
“Hamsi Hazretleri”
başlığı altında sunduğum tarihi anekdotu eksik yazdığımı bilahare fark ettim. Tarihi olması açısından eksikliği gidererek yeniden yazmak ihtiyacını duydum. Anekdotun doğrusu şöyle olacak:
Osmanlı Padişahlarından 5. Sultan Murat Han bir askeri birliği teftişe gidecekmiş. Birliğin komutanı
“olur ya, padişah askerlerden birini kaldırıp ‘benim ismim
ne!’ diye sorarsa!”
düşüncesiyle sultanın adını askerlere ezberletmek için defalarca tekrarlayarak:
-Padişah Efendimizin adı “HALİFE-İ RUY-İ ZEMİN SULTAN MURAT HAN HAMİS HAZRETLERİ!”
diye gün boyu tekrarlamış, durmuş. Amma, içlerinden hiç biri Padişahın adını ezberleyememiş. Sonunda, birlik komutanı artık pes edecekken ve tam umudunu kesmişken, bir
LAZ UŞAK
parmak kaldırarak, Padişah’ın adını öğrendiğini söylemiş. Komutan büyük bir sevinçle:
-Ha aferin oğlum! Söyle bakalım Padişah Efendimizin adı neymiş!
deyince, Laz uşağı, büyük bir heyecanla ve ciddiyetle cevap vermiş:
-Komutanım, Padişah Efendimizin adı “HAMSİ HAZRETLERİ”dir!
TAŞLAMALAR
HALA BULUNAMADI
KAŞIKÇI’NIN CESEDİ
CENNETE MİDİR DERSİN
YOKSA CEHENNEMDE Mİ
“ERİTİLMİŞ” DİYORLAR
BULUNAMAZ ELBETTE
KİMBİLİR RUHU BELKİ
HURİLERLE HALVETTE
ABD’YE VATANDAŞ
OLANDAN HAYIR GELMEZ
HELE AH-VAH EDEREK
AĞLAMAMIZ GEREKMEZ
KAŞIKÇI’NİN ÖLÜMÜ
DANIŞIKLI DÖVÜŞTÜR
ABD İLE SUUD
KATLİNDE ANLAŞMIŞTIR
Bakmadan Geçme





