OSMANLI HAYRANLIĞI!
Son yıllarda, Osmanlı hayranlığı hortladı.Dizi filmlerle Osmanlı Padişahları adeta kutsanmakta.
Son yıllarda, Osmanlı hayranlığı hortladı. Dizi filmlerle Osmanlı Padişahları adeta kutsanmakta. Özellikle Sultan Abdulhamid Han, Fatih Sultan Mehmed’in bile önüne geçirilmiş durumda. Osmanlı hayranlığı hortlarken, Osmanlıca konuşma merakı da kendisini hissettiriyor. Ben de kendimi bu rüzgâra kaptırarak Osmanlıca birkaç cümle yazmak ve günümüz Türkçesiyle tam olmasa da anlamlarını okuyucularımızla paylaşmak istedim:
*
“Şeref-ül mekan-u bil mekin!)
Mekanın şerefi, o mekanda oturanın şerefiyle eş değerdir.
*(Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma
Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir.)
Üniforma kimseye şeref vermez. Eşeğin sırtına altın semer bile koysan, eşek olmaktan kurtulmaz!
*(Eşref-ül ümmeti Ğadimuhe!)
Milletin şereflisi ona hizmet edendir.
*(Şeb-i hicran yanar canım
Döker kan çeşm-i giryanım)
Gece, gündüz canım yanıyor, gözlerimden kanlı yaşlar dökülmekte!
*(Ey dide, nedir uyku, gel uyan gecelerde
Kevkeplerin seyrini kıl seyran gecelerde)
Ey göz bu uyku nedir. Gece vakti uyanık ol da yıldızları seyret.
*(Bir kadeh-i lebriz, ab-ı hoş guvar nuş ile teskini ateş-i dilfikar.)
Bir kadeh su içtim, gönlümün ateşini dindirdim.
*(Nihansın dideden ey mest-i nazım
Bana sensiz cihanda can ne lazım)
Ey gözlerden uzak şiir gibi sevgili, sensiz dünyayı neyleyeyim. Sen olmazsan bu cana ne lüzum var.
İşte, Osmanlıca dedikleri böyle bir şey. Aslında, şiir dili olarak ideal. Eğer gerçekten okuyup yazabileceksek, öğrenelim. Ancak bu Osmanlıca ile hangi ilim dalını öğreneceğiz. Feza ilmi mi yazılı. Yoksa Osmanlıca mühendislik, mimarlık, jeoloji, fizik, kimya kitapları mı yazılı. Bunların hiç biri yok!
“GEÇ KALDIN EBE HANIM, GEÇ KALDIN!”
Geçmiş yıllarda, Siirt’in Pervari ilçesine atanan bir ebe, tayin kararını elden almış ve Siirt Sağlık Müdürlüğüne giderek, tayin kararını içeren zarfı Müdüre vermiş.
Zarfı açıp okuyan Sağlık Müdürü:
-Geç kaldın ebe hanım, hem de çok geç kaldın!
demiş.
Ebe Hanım, büyük bir telâş ve şaşkınlıkla:
-Efendim, tayin yazısındaki tarihe bakın, mehil hakkımı bile kullanmadan, otobüse bindiğim gibi geldim!
diye söylenecek olmuş.
Bunun üzerine Sağlık Müdürü gülümseyerek, sözlerine açıklık getirmiş:
-Ebe Hanım, sen bundan 40 yıl önce gelecektin. Pervarili ….. Ağa doğduğu gün annesinin ebesi olacaktın! Doğar doğmaz boğacaktın. O zaman Pervari’ye de, Siirt’e de, Türkiye’ye de en büyük hizmeti yapmış olacaktın!
diyerek, esprisine açıklık getirmiş. Yeni tayin edilmiş ebe de espriyi anlayarak rahatlamış. Amma, Sağlık Müdürünün bu esprisine, espriyle karşılık vermiş:
-O zaman gelmiş olsaydım, şimdi 60 yaşlarında bir KOCAKARI olacaktım. İyi ki o zaman gelmemiştim…
Bakmadan Geçme





