'ÖYLEYSE, YA NEDİR?..'

Müttefikliği ve stratejik ortaklığı sadece kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta olan ABD'nin, sınırımızda 30 bin kişilik 'Sınır Güvenlik Gücü'ne vücut bulduracağı açıklamasına karşı ülkemiz yetkililerinin sert mesajlar vermesinden sonra, bu konudaki

Müttefikliği ve stratejik ortaklığı sadece kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta olan ABD’nin, sınırımızda 30 bin kişilik “Sınır Güvenlik Gücü”ne vücut bulduracağı açıklamasına karşı ülkemiz yetkililerinin sert mesajlar vermesinden sonra, bu konudaki kararlılığın icra edileceğini dikkate aldığı Milli Savunma Bakanlığı ve ardından Pentagon tarafından peş peşe yapılan açıklamalarla aydınlığa kavuşunca, kamu oyumuzda; “Geri adım atma gibi görünen bu tutuma güven duyulacak mı?..” sorusuna yönelik değerlendirmeler yapılıyor şimdi de…

“Yurtta sulh, cihanda sulh” parolasından yana olan halkımız, emperyal güçlerin çıkarlarına yönelik olarak ülkemizin de yer aldığı Ortadoğu coğrafyasında tezgahladığı ve binlerce insanın ölümüne, milyonlarca insanın göç etmesine yol açan çirkin senaryolardan duydukları rahatsızlık içinde devam eden üzücü gelişmeleri izlerken, yetkililerimizce şu an sınırlarımızda ülkemizin bekasına son vermeyi amaçlayan bir oluşuma asla izin verilmeyeceğine yönelik kararlı açıklamaları üzerine ABD yönetiminin geri adım atmış olmasını da samimiyetten uzak gördüklerine vurgu yapıyorlar bir araya geldikleri yerlerde…

Milli Güvenlik Kurulumuzun iki gün önce gerçekleştirdiği toplantı sonrasında yayınlanan bildiride; Suriye’nin  batısından ülkemize yöneltilecek tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulandığından ABD’li yetkililerce bu kararlılığımız nedeniyle; “Suriye’de eğittiğimiz güçler yeni bir ordu, ya da sınır gücü değil...” sözleriyle yapılan açıklamayı samimi görmeyen Siirt’li hemşerilerim; “Öyleyse ya nedir?..” diyorlar aynı zamanda…

Ülkemiz yönetiminde söz sahibi olma şansını bulan yönetimlerin tümüne yakını, ABD denen emperyal ülkeyi “Dost ve müttefik” olarak görmüşlerdir ve ülkemize karşı sergilediği sayısız olumsuzluğa rağmen, durumu ciddi şekilde sorgulayan olmamıştı akan yıllar içinde… “Arap Baharı”nın ardından hedef tahtasına oturtulan komşu Suriye’de yaşanan gelişmelerin başlangıcında da mevcut Esad yönetimini devirmek isteyen ABD’nin yanında yer almamıza rağmen, yetkililerimizce bu ülkede DEAŞ dışında bulunan ve ülkemizin bekası açısından tehdit unsuru olarak görülen terör gruplarına yapılan silah ve mühimmat yardımının kesilmesi ısrarla istendiği halde bildiğini okumaya devam etti “Stratejik ortak” ve sınırımızda 30 bin kişilik “Sınır güvenlik gücü” ne vücut bulduracağını dile getirmişti birkaç gün önce…

ABD’nin bu söyleminden çark etmesi, hemşerilerimin belirttikleri gibi; samimiyetten uzaktır kanımca da… ABD yetkilileri, daha önce bu konudaki tepkilerimize verdikleri yanıtlarda; “Bu silah yardımını DEAŞ’ı yok etme amacıyla vermekteyiz.. Gönderdiğimiz silahların envanterini tutuyoruz, DEAŞ yok edildikten sonra geri alacağız…” ve benzer söylemlerle uyutmaya çalışıyorlardı bizleri… Bu gerçeklere bakıldığında ABD’li yetkililerin; “Suriye’de eğittiğimiz güçler; yeni bir ordu, ya da sınır güvenlik gücü değil!..”açıklamalarına güven duymanın, gerçekçi olmayacağına hükmedilecektir mutlaka… Bunun içindir ki ABD, YPG’ye verdiği silahları geri almaya başlamadıkça, bizleri ilgilendiren önemli konuda geri adım attığı düşünülemez elbet!...

Bakmadan Geçme