PARAYA TAPANLAR!

1970'li yıllarda ROMAN yazmağa heveslenmiştim.Gazetede, hem mürettip hem yazar olarak çalışıyordum.

1970’li yıllarda

ROMAN

yazmağa heveslenmiştim. Gazetede, hem mürettip hem yazar olarak çalışıyordum. O zamanlar bilgisayar zaten hiç yoktu. Daktiloya ise gereksinim duymuyordum. Mürettip olduğum için hurufat kasasının başına geçer, yazılarımı, haberlerimi, hatta şiirlerimi müsvedde yapmadan irticalen har bi harf dizmeğe başlardım. Tabii, bu yüzden çok yanlışlar yaptığım olmuştur. Yine bu minval üzere tefrika halinde müsvedde yapmadan adını

(PARAYA TAPANLAR)

olarak koyduğum bir roman yazmağa başlamıştım. Başlangıçta, bu işi kolay götüreceğimi zannetmiştim ama tefrikalar yayınlandıkça

ROMAN

yazmanın gerçekte ne kadar zor bir iş olduğunu anlamıştım. Müsvedde yapmadığım için, Romandaki kahramanların adlarını bile unuttuğum olurdu. Böylesine boynumu aşan bir işe kalkıştığım için bin pişman olmuştum ama iş işten geçmişti!

Romanın ismini büyük mutasavvıflardan

VAHDET-İ VÜCUT

görüşünün sahibi

MUHYİDDİN’İ ARABİ

Hazretlerinin

bir anekdotundan esinlenerek koymuştum. İbn-i Arabi Hazretleri, gerçekte İslam Dininin en büyük âlimlerinden ve mutasavvıflarındandır. Ancak, fikirlerini benimsemeyen ve İslam dinine karşı gibi gösteren yobazlar yüzünden öldürülmüştür. Muhyidin-i Arabi Hazretleri kendisini öldürenlere son söz olarak

"Sizin

taptığınız tanrı benim ayaklarımın

altındadır"

demişti. Tabii, yobazlar onun bu deyişini küfürde ısrar olarak algılamışlardı.

Muhyiddin-i Arabi’nin öldürülürken “İZE DEĞEL IS (SİN) FİŞ (ŞİM) INZAHAR SIRRI MUHYİDDİN” dediği rivayeti de vardır.

Nitekim, yıllar-yıllar sonra Muhyiddin-i Arabi’nin eserlerinden, söylemlerinden ve katledilişinden haberdar olan Yavuz Sultan Selim, Şam’a gittiğinde ilk iş olarak büyük mutasavvıfın öldürüldüğü yere götürülmesini istemiş ve

(sizin taptığınız

benim ayaklarımın altındadır)

dediği öldürüldüğü yeri kazdırmış, kazdırılan yerde küpler dolusu altın ve ziynet eşyaları bulunduğu görülmüştür.

(SİN)

den murat Selim adının ilk harfi,

(ŞİN)

ise

(ŞAM)

şehrinin ilk harfidir. Bu şekilde Muhyiddin-i Arabi Hazretlerinin ileriki yıllarda adının baş harfi

(S)

olan birinin Şam’a girmesiyle ne demek istediğinin anlaşılacağına vurgu yaptığı bir kerameti olarak nakledilir.

EVET, İNSANLARIN PARAYA TAPMALARI YENİ BİR DURUM DEĞİLDİR.

İCAT EDİLDİĞİNDEN BERİ, HEP TAPANLARI OLMUŞTUR. İSTER ALTIN, İSTER GÜMÜŞ, İSTER SİKKE, İSTER MADENİ, İSTER KÂĞIT OLSUN, PARA, PARADIR. ONUN İÇİN DİNLERİNİ İMANLARINI DEĞİŞTİRECEK ÖLÇÜLERDE ÂŞIKLARI VARDIR!!!

Bilindiği gibi adına

(PARA)

denilen bu meretin icadı tarih öncesine dayanır. Madeni paranın mucidinin Lidyalılar oldukları kabul edilmektedir.

Kâğıt para ise Çinliler tarafından icat edilmiştir. Avrupa ülkelerinin kâğıt para kullanmaları 17. Yüzyıllardadır.

Evet,

PARA

denilen nesne icat edildiğinden beri hep

TAPANLARI

vardır. Bu dün de böyleydi, bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır. İnsanlığın bozulmasının temelinde

PARAYA TAPANLARIN

bulunması başı çeker.

Savaşlar, katliamlar, zulümler hep PARA İÇİN YAPILIR!

İyisi mi yazımızı,

PARA

ile ilgili bir şiirimizi sunarak noktalayalım:

HER KAPININ ANAHTARI

PARA, PARA İLLA PARA

İNSANLARIN İTİBARI

PARA, PARA İLLA PARA

NAMUS, HAYSİYET, MEZİYET

BOŞ LÂF BÜTÜN BUNLAR ELBET

HAKİKATİ SORSAN ŞÂYET

PARA, PARA İLLA PARA

VUR SIRTINA ALTIN SEMER

EŞEĞİ DE ADAM EDER

BİL KIYMETİN PARAN KADAR

PARA, PARA İLLA PARA

İSTER VURGUN, İSTER TALAN

PARAN OLSUN MATLUP OLAN

DEĞERİN YOK, YOKSA PARAN

PARA, PARA İLLA PARA

HER NE İSE TEDAVÜLDE

İSTER KÂĞIT, İSTER SİKKE

ALTIN, GÜMÜŞ OLSA HELE

PARA, PARA İLLA PARA

YEDİ LİSAN BİLSEN BİLE

YEDİ İLİM YUTSAN BİLE

DEĞER VERMEZ SANA KİMSE

PARA, PARA İLLA PARA

ÂBİD SEN DE BUNU ÖĞREN

ÖLÜNCE DE LÂZIM İNAN

CEPSİZ BİLE OLSA KEFEN

PARA, PARA İLLA PARA

TAŞLAMALAR

PARAYI SEV VELÂKİN

TAPARCASINA DEĞİL

GÖZÜNÜ DOYURACAK

BİR AVUÇ TOPRAKTIR BİL

HIRSIZ, NAMUSUZ YAPAR

PARA HIRSI KİŞİYİ

VE HER İNSAN ÖLÜMLÜ

KEFENİN CEBİ YOK Kİ

“NE VERİRSEN ELİNLE,

O GİDECEK SENİNLE”

MERDOL, ELİ AÇIK OL

CEP BUDUR KEFENİNE

TAMAHKÂR KİŞİLERİN

TAMAHINA SON YOKTUR

BU YÜZDEN İNSANLARIN

BİNİ AÇ, BİRİ TOKTUR

Bakmadan Geçme