PARLAMENTER SİSTEMİN İDAM FERMANI!

Meclis-i Mebusan'ın (Türkiye Büyük Millet Meclisi) kuruluşunun 98.Yıldönümünü kutlarken, bir yandan da parlamenter sistemin idam fermanı sayılacak bir baskın seçim hazırlıkları içindeyiz.

Meclis-i Mebusan’ın (Türkiye Büyük Millet Meclisi) kuruluşunun 98. Yıldönümünü kutlarken, bir yandan da parlamenter sistemin idam fermanı sayılacak bir baskın seçim hazırlıkları içindeyiz.

Mustafa Kemal Atatürk’ün (Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur, Yalnız bir makam vardır, o da milli egemenliktir. Yalnız bir makam vardır, o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir) vecizesi, parlamenter sistemin önemi vurgu yapan açık bir ifadedir.

Baskın bir seçime gidilirken, muhalefet partilerinin

(PARLAMENTER SİSTEME

DÖNÜŞ)

argümanını işlemeleri oldukça isabetlidir. Çünkü 24 Haziran 2018 seçimleri parlamenter sistem ile başkanlık seçiminin yarışması olacaktır. Millet, ya parlamenter sistemin devamından yana tercihini kullanacak, ya da vereceği oylarla tek adam rejimine geçit verecektir.

Konu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsı da değildir. Bugün Erdoğan var, yarın kim olacak kim bilebilir. Bunca yetkilerle donatılmış bir Başkan, bu ülkeyi ne gibi maceralara sürükleyebilir, bunu düşünmek, buna göre karar vermek gerekir. Yani,

RECEPSEVERLERİN

iyi düşünmeleri ve verecekleri yetkinin Sayın Erdoğan’dan sonra kimlerin ellerine geçebileceğini akıllarından çıkarmamaları lâzımdır. Başkanlık sistemiyle Türkiye kanun hükmünde kararnamelerle yönetilen bir ülke haline dönüştürülebilir. Çok geniş yetkilerle donatılmış bir Devlet Başkanının yol açabileceği sorunları düşünmek ve buna göre ya parlamenter rejimin devamına, ya da başkanlık sisteminin perçinlenmesine karar verilecektir.

Olağanüstü hal’den memnun olanlar varsa, başkanlık sistemine devam desinler. Ülkenin olağanüstü hâl koşullarından çıkmasını isteyenlerin tercihlerini parlamenter sistemden yana kullanmaları şarttır. Bunun böyle bilinmesi ve 24 Haziran seçimlerinde oy kullanacak seçmenlerin buna göre hareket etmeleri gerekeceğini anımsatırız.

AÇIK OY, GİZLİ TASNİF)

1950 yılı öncesindeki seçimler için (AÇIK OY, GİZLİ TASNİF) deyimi kullanılırdı. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli 100 bin imzanın toplanması için getirilen şartlar, aynı çağrışımı yapıyor. İstediğimiz aday için gidip toplanması, sağlanması nasıl olacak bilmeden kimliğimizi, ikametgâhımızı ibraz ederek imza vereceğiz. İşte açık oy, gizli tasnif bu olsa gerek…

Bakmadan Geçme