• Haberler
  • Genel
  • Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu'nun Kaleminden: Türkiye ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Stratejik Ortaklıktan Bağımsızlık Tanımına Giden Yol

Prof. Dr. Ümit Yazıcıoğlu'nun Kaleminden: Türkiye ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi, Stratejik Ortaklıktan Bağımsızlık Tanımına Giden Yol

Barzani'nin Türkiye Ziyareti: Bölgesel İşbirliği ve İç Siyasette Normalleşme Barzani'nin Türkiye ziyareti, bölgesel dengeler ve iç siyasetteki normalleşme adımları açısından önemli bir döneme denk gelmiştir.Barzani'nin Türkiye'ye ziyareti, iki ülke arasın

Barzani’nin Türkiye Ziyareti: Bölgesel İşbirliği ve İç Siyasette Normalleşme

Barzani’nin Türkiye ziyareti, bölgesel dengeler ve iç siyasetteki normalleşme adımları açısından önemli bir döneme denk gelmiştir. Barzani’nin Türkiye’ye ziyareti, iki ülke arasında süregelen ekonomik, siyasi ve güvenlik iş birliğinin bir devamı olarak görülmektedir, ancak bu ziyaretin zamanlaması ve içeriği daha derin bir bağlama oturtulabilir.

Türkiye’de yerel seçimler sonrası siyasette yumuşama ve iç cephenin tahkimi arayışlarıyla ilgili tartışmalar yaşanırken, Barzani’nin Türkiye ziyareti bu süreci destekleyici bir unsur olarak değerlendirilebilir. Özellikle Devlet Bahçeli’nin “milli birlik” çağrısı ve iç cephenin güçlendirilmesine dair attığı adımlar, bölgedeki Kürt liderliği ile ilişkilerin stratejik bir boyuta taşınmasının işareti olabilir. Türkiye, Barzani ile geliştirdiği yakın ilişkiyi, hem Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile olan bağlarını pekiştirmek hem de PKK’ya karşı mücadelede Kürt siyasi hareketlerinin desteğini kazanmak için kullanmıştır.

Barzani’nin ziyareti, Türkiye’nin iç siyasetinde terör sorununu çözme iradesiyle paralel bir süreç olarak değerlendirilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli’nin iç cepheyi güçlendirme adımlarını desteklemesi gibi, Barzani ile Türkiye arasındaki temaslar da bölgedeki dengeleri gözeterek yeni bir stratejik ortaklık modelini yansıtmaktadır. Bu ziyaret, Türkiye’nin sadece kendi iç meselelerini çözme değil, aynı zamanda bölgesel aktörlerle olan ilişkilerini güçlendirme ve İran’ın etkisini dengeleme stratejisi kapsamında önemli bir adım olarak öne çıkmaktadır.

Sonuç olarak, Barzani’nin Türkiye ziyareti, hem iç siyasetteki normalleşme ve yumuşama tartışmalarına hem de Türkiye’nin bölgedeki uzun vadeli stratejilerine katkı sağlayan kritik bir gelişmedir. Bu ziyaret, Türkiye’nin bölgesel ittifaklarını güçlendirme ve iç sorunlarına çözüm bulma sürecinde önemli bir mihenk taşı olabilir.

Barzani ve Türkiye arasındaki ilişkiler, yıllar içinde hem ekonomi hem de güvenlik temelli bir ortaklık haline gelmiştir. 1990’ların sonlarından itibaren Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani ile Türkiye, PKK’ya karşı iş birliği yaparak bölgesel güvenlik konusunda yakınlaşmışlardır. KBY’nin zengin petrol ve doğal gaz kaynakları, Türkiye için önemli bir enerji kaynağı olmuştur. Türkiye, Irak merkezi hükümetini bypass ederek KBY ile doğrudan enerji anlaşmaları yapmış, bu da iki taraf arasında güçlü ekonomik bağlar oluşturmuştur.

Barzani’nin PKK’ya karşı tutumu, Türkiye ile güvenlik iş birliğini derinleştirmiş ve iki tarafın karşılıklı çıkarlarını güçlendirmiştir. Türkiye, ayrıca KBY’yi İran’ın bölgedeki etkisine karşı dengeleyici bir aktör olarak görmüş, bu yüzden Barzani ile ilişkilerini stratejik bir düzeyde tutmuştur.

2017’deki bağımsızlık referandumu sonrası kısa süreli bir gerginlik yaşansa da, ekonomik ve güvenlik alanındaki çıkarlar bu ilişkilerin kopmasını engellemiş ve iki taraf, iş birliğini sürdürmüştür. Sonuç olarak, Türkiye ile Barzani arasındaki ilişki, bölgedeki istikrarı korumaya yönelik karşılıklı bir denge üzerine kuruludur.

Ekonomik İş Birliği: Karşılıklı Bağımlılık

Türkiye, enerji kaynaklarına olan ihtiyacı doğrultusunda KBY ile derin ekonomik bağlar kurmuştur. Kürdistan Bölgesi’nin sahip olduğu zengin petrol ve doğalgaz rezervleri, Türkiye’nin enerji güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. KBY’den gelen enerji Türkiye’nin ekonomisine önemli katkılar sağlarken, KBY de bu ekonomik bağımlılık sayesinde bağımsızlık yolunda ekonomik özgürlüğünü sağlamlaştırmaktadır.

Türkiye’nin KBY ile doğrudan yaptığı enerji anlaşmaları, Irak merkezi hükümetini devre dışı bırakarak iki taraf arasındaki ilişkilerin derinleşmesine yol açmıştır. Bu iş birliği, Türkiye’nin KBY’ye olan yaklaşımında köklü bir değişimin göstergesidir. Türkiye, artık KBY’nin bağımsız bir ekonomik aktör olmasını yalnızca bir tehdit olarak görmemekte, aksine bu bağımsızlığı bölgedeki stratejik çıkarları doğrultusunda bir fırsat olarak değerlendirmektedir.

Güvenlik ve Stratejik Ortaklık

PKK ile mücadelede KBY’nin Türkiye ile iş birliği, iki taraf arasında güvenlik temelinde sağlam bir ortaklık oluşturmuştur. Barzani yönetimi, PKK tehdidine karşı Türkiye’nin desteğini önemli bulmuş, Türkiye ise KBY’nin bu tutumunu bölgede istikrarı korumak için bir fırsat olarak görmüştür. Türkiye’nin, KBY’nin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamadaki rolü, Kürdistan’ın bağımsızlık sürecine dair tutumunda yumuşamaya yol açmıştır.

Türkiye’nin Bağımsızlık Konusundaki Yeni Perspektifi

Geçmişte KBY’nin bağımsızlık taleplerine mesafeli yaklaşan Türkiye, bölgesel dengeleri ve ekonomik çıkarlarını göz önünde bulundurarak bu konudaki tutumunu yeniden değerlendirmiştir. KBY’nin güçlü bir müttefik olarak kalması, Türkiye’nin hem ekonomik hem de jeopolitik çıkarları için vazgeçilmez hale gelmiştir. Türkiye, KBY’nin bağımsızlık yönündeki adımlarını artık bir tehditten ziyade, bölgede istikrarı sağlayabilecek ve İran’ın artan etkisine karşı dengeleyici bir unsur olarak görmeye başlamıştır.

Bağımsız bir Kürdistan, Türkiye için bölgedeki çıkarlarını koruyabileceği ve iş birliğini sürdürebileceği bir müttefik olma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle Türkiye, KBY’nin bağımsızlığını içine sindirebilecek ve bu süreci destekleyebilecek bir noktaya gelmiştir. Türkiye’nin, KBY’nin bağımsızlık hedeflerine karşı daha anlayışlı bir tutum sergilemesi, iki taraf arasındaki stratejik ortaklığı daha da pekiştirecek ve bölgesel dengeleri olumlu yönde etkileyecektir.

Sonuç

Türkiye ve KBY arasındaki ilişkiler, sadece ekonomik ve güvenlik boyutlarıyla değil, aynı zamanda geleceğe yönelik siyasi hedeflerle de şekillenmektedir. Türkiye, KBY’nin bağımsızlık yolundaki adımlarını artık bir tehdit olarak değil, bölgesel istikrarı güçlendirecek bir gelişme olarak değerlendirmekte ve bu yeni perspektif doğrultusunda KBY’yi desteklemeye hazır görünmektedir. Bu stratejik iş birliği, her iki taraf için de uzun vadeli kazançlar sağlayacaktır.

Barzanilerin ve KDP’nin ABD politikalarıyla özdeşleştirilmesi, bölgedeki güç dengelerinin ABD’nin çıkarları doğrultusunda şekillenmesine dayanıyor. Barzaniler, uzun süredir ABD ile yakın ilişki içindedir ve bu ilişkiler, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) bağımsızlık ve güvenlik politikalarını şekillendirmiştir. Bu nedenle Barzanilerin iktidardan gitmesi, ABD’nin bölgedeki etkinliğini kaybetmesi anlamına gelebilir.

Eğer Barzaniler ve KDP devrilirse, bölgedeki güç boşluğunu İran ve Rusya’nın dolduracağı düşüncesi, özellikle İran’ın Başur üzerindeki etkisinin artmasıyla alakalıdır. ABD’nin desteği olmadan, Kürdistan’ın İran etkisine girmesi an meselesi olabilir. İran’ın zaten bölgede tarihsel bir nüfuzu var ve bu, ABD’nin varlığıyla dengelenmiştir. Bu bağlamda, Barzaniler sadece yerel bir güç değil, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki çıkarlarının savunucusu olarak da görülmektedir.

17 Ekim 2024 Ankara

Bakmadan Geçme