RACON KESMEK!

(RACON KESMEK) deyiminin sözlükteki karşılığı (bir anlaşmazlığı kabadayılık dünyasında geçerli kurallara göre sonuca bağlamak)tır.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın (Racon kesilecekse bu raconu bizzat ben keserim) şeklindeki beyanatı kamuoyunda b

(RACON KESMEK)

deyiminin sözlükteki karşılığı (bir anlaşmazlığı kabadayılık dünyasında geçerli kurallara göre sonuca bağlamak)tır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın

(Racon kesilecekse

bu raconu bizzat ben keserim)

şeklindeki beyanatı kamuoyunda büyük yankı yaptı. Cumhurbaşkanımız için kullanılan

(KASIMPAŞALI)

deyimi de zaten aynı manayı içermektedir. Kasımpaşalı demek, bir yerde

(RACON KESEN)

anlamına gelir.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Habertürk TV Ankara Haber Müdürü Aysun Torun'un sorularını yanıtlayarak Cumhurbaşkanının

'racon kesmek'

söylemine açıklık getirdi.

Ünal,

"Sosyal medyalarda, gazetelerde, televizyonlarda, öyle televizyon yorumcuları, öyle sosyal medya fenomenleri ortaya çıktı ki, AK Parti sözcüsü gibi konuşuyor. Bir gazetecinin AK Parti ile ilgili konuşması başka, AK Parti adına konuşması başka bir şeydir. ‘Talimat vermek’ ifadesinden tutun da ‘Siz gününüzü göreceksiniz’ diyorsanız, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti buna izin vermez. Bu konuşmayı sayın Cumhurbaşkanımız 2. kez yapıyor. Sert bir şekilde yaptı, net bir şekilde"

dedi.

Ünal'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile siyaset yeni bir biçim kazandı. Siyaset kurumu aracılığı ile seçilen bir Cumhurbaşkanı'nın bir siyasi parti ile ilişkisi olması kadar doğal bir şey olamaz.

Değişim siyasetin fıtratında var. Doğal olarak siyaseten yol yürürken bir bayrak değişimi her zaman yaşanır bu normal. Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın kullandığı kavramlardan bir tanesi metal yorgunluğu. Metal yorgunluğu ile bu değişimleri aynı yorumlamamak gerekir. O yüzden değiştirildi şeklinde bir yorumu biz parti olarak kabul etmiyoruz. Biz 15 yıldan beri bunu yapıyoruz. Zaman zaman il, ilçe teşkilatını değiştiririz. Bu, bu değişimin bir bayrak yarışı olmadığı anlamına gelmez. Bakanlıklarda da değişiklikler oluyor.

Cumhurbaşkanımızın metal yorgunluğundan kast ettiği, bizim içimizde, AK Parti'nin temel değerlerinden uzaklaşmış ve bunu artık içselleştirmeyen birileri varsa, bunlara dönük bir uyarıydı. Bu ilkesel bir uyarı. Siz temel değerlerinizi hatırlatmazsanız istikamet üzeri kalamazsınız. Sanki bunu yapanlar var da bunlara dönük bir uyarı.

Cumhurbaşkanımız herkesle anladığı dilden konuşur. Birileri racon kesiyorsa, Cumhurbaşkanımız o racon kesenlere kendi dillerinden konuşmuştur.”

Evet, RACON KESMENİN lügat anlamını ve AKP’liler tarafından yapılan açıklamayı yazdık. Kararı vatandaşlar verecek, artık.

KÖTÜ NİYETLİ HÜLLECİ!

Geçmiş yıllarda, köylere hayvan sırtında aktariye eşyaları götürüp satarak geçimini sağlayan

AMMO CEVHER

adlı Siirtli, gittiği köyün birinde bir hülle işinde, hülleci olarak kullanılmak istenmiş. Tabii, memnuniyetle kabul etmiş.

Yapılan anlaşmaya göre,

ÜÇ TALAK İLE BOŞANMIŞ KADIN

ile şahitlerin huzurunda, imam nikâhı kıyılan Hülleci Siirtli, gece kadının yanında yatacak ve ertesi gün yine şahitlerin huzurunda boşanacakmış.

Ancak, Siirtli Hülleci uyanık davranmış. İmam nikâhlı olarak kadının yanında geceledikten sonra, söz vermiş olduğu halede, kadını boşamadan sabahın erken saatinde kalkarak ve kimselere görünmeden köyden ayrılmış.

Kadının asıl kocası, köy imamı ve şahitler sabahleyin hülleciyi bulamayınca telâşlanmışlar. Siirt’e dönmüş olacağını düşünerek, Şehre gelmişler. Sorup, soruşturup, hülleciyi bulmuşlar.

Köyün imamının ve diğer köylülerin ne için geldiklerini bilmekle beraber, Hülleci onlara:

-Hayrola, Şehre niçin gelmişsiniz?

diye sormuş.

Bunun üzerine köyün imamı:

-Biz, yarın kadını boşayacaksın, köyden öyle ayrılacaksın diye kavilleşmedik mi?

deyince,

Hülleci:

-Bu işte pazarlık olur mu, nikâhımı sen kıymadın mı. O kadın, şimdi benim nikâhlı karım değil mi! Sen bana karımı zorla mı boşatacaksın! O zaman, sen de karını boşa, ben de boşayayım!

diyerek işi yokuşa sürmüş.

İmam ve diğer köylüler her ne kadar dil dökerek kadını boşamasını istemişlerse de Hülleci yine de

“Nuh der, Peygamber demez!”

bir tavır sergilemeğe devam etmiş. İmam, bu işin içinde bir

PARAGÖZLÜK

olduğunu kestirerek, sormuş:

-Peki, kadını boşaman için ne verelim?

Hülleci:

-Ben kadını boşayacağım ama, eski kocasının güzel bir kısrağı var. Kadına karşılık, kısrağı bana vereceksiniz

demiş.

İmam ve köylüler çârnaçâr Hüllecinin bu teklifini kabul etmek zorunda kalmışlar.

Siirtli Hülleci, önce kısrağı almış, sonra kadını boşamış…

Bakmadan Geçme