• Haberler
  • RANT UĞRUNA DOĞAYA VERDİĞİNİZ ZARAR YETMEZ Mİ!!!

RANT UĞRUNA DOĞAYA VERDİĞİNİZ ZARAR YETMEZ Mİ!!!

'Kalan son ağaçları kestiğimizde, son nehirleri kuruttuğumuzda, son balıkları avladığımızda ve bu ormanlık alanları talan edip, yerine rezidanslar, AVM'ler, oteller kurduğumuzda rantımızın büyüklüğünü daha iyi kavrayacaksınız!' Rantçı Türk Atasözü(!) 'Son

“Kalan son ağaçları kestiğimizde, son nehirleri kuruttuğumuzda, son balıkları avladığımızda ve bu ormanlık alanları talan edip, yerine rezidanslar, AVM’ler, oteller kurduğumuzda rantımızın büyüklüğünü daha iyi kavrayacaksınız!”

Rantçı Türk Atasözü(!)

“Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık avlandığında, İşte o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız”

Kızılderili Atasözü

Yukarıda sunduğumuz iki cümleden ilki bizim uydurmamız, ikincisi, gerçek bir Kızılderili atasözüdür. Çevremize şöyle bir göz attığımızda, yaşadığımız toplumun sözde medeni insanlarının, vahşi zannedilen  Kızılderililerden çok daha gerilerde kaldıklarını ve asıl vahşeti sergileyenlerin kendilerini medeni zanneden bu insanlar olduklarını anlarız.

Kızılderililer, medeni geçinen insanlar gibi doğayı böyle acımasızca katletmezlerdi. Hele, Türkiye ayağında rant uğruna öylesine bir doğa katliamı yaşanıyor ki, sormayın gitsin!

(Milletin anasına koymakla!)

ünlenen biri,  hala doğayı katletmekle uğraşıyor! Bu arada, bir gerçeği vurgulamakta yarar var. Rantçılar, sadece AKP’liler değiller! CHP’li, MHP’li, HDP’li belediyeler de aynı haltları işliyorlar!

Belediyelerde, zaman-zaman

(imar planı değişikliği)

adı altında sözde çalışmalar yapılır, meclislerden kararlar çıkarılır. Bu değişikliklerin hiç biri, doğayı korumak amaçlı değildir. Kararlar, tahlil edilecek olursa, sonuç olarak ya bir yeşil alanı daha katlederek veya kat irtifakını yükselterek birilerine rant sağlamak amaçlı yapıldıkları anlaşılacaktır!

(Kedi, ulaşamadığı ciğere mundar dermiş)

deyiminde olduğu gibi, gücü yeten rantçılar, doğayı tahrip etmek işinde(!) adeta yarış halindeler. (Neden bu işlerde AKP daha önde görünüyor) derseniz, onun da cevabını verelim. Çünkü AKP’li belediyelerin sayıları, diğerlerini katlıyor. Haliyle rantçıları da, diğer siyasi partilerin rantçılarının sayılarını katlamaktadır. Bu arada, bir de bakanlıklar eliyle kotarılan doğa katliamları vardır. 13 yıldan beri bu gibi bakanlıkları yönetenlerin başında AKP’li siyasiler bulunduğuna göre, haliyle bu işleri de onlar kotarmaktadırlar.

Tarihi dokuları da yok etmek pahasına, doğaya verilen zararlar öylesine büyük ki, bu gidişe

(dur)

denilmediği ve bu konularda ağır cezai müeyyideler uygulanmadığı takdirde

KIZILDERİLİ ATASÖZÜNDE

olduğu gibi çok geç kalınmış ve iş işten geçmiş olacaktır!

Bu açıdan, doğayı korumak için, çok açık hükümler içeren ve boşlukları olmayan yasaların bir an evvel çıkarılması gerekir!

Doğaya sahip çıkmazsak, bu gidişle kendi sonumuzu hazırlamış olacağız. Unutmayalım ki, uğradığı tahribat, doğanın umurunda değildir. Sonuç itibarıyla tahribattan zarar görecek olan doğanın kendisi değil, insanoğludur.  Bu gerçeği de asla akıllarımızdan çıkarmayalım. Doğadaki diğer bütün canlılar da, insanoğluna hizmet için yaratılmışlardır! Onların telef olmaları, gerçekte insanlığın telef olmasıdır!

Şimdi de, sağlıklı bir referandum yapılırsa halkın yüzde 80’inin karşı olacağı KANAL İSTANBUL adı verilen çılgın bir proje dillerden düşmüyor. Bu projenin de ranta dayalı bir proje olduğu ve İstanbul’un doğasını tahrip edeceği bilim insanları tarafından ön görülmektedir. Buna rağmen “çatlasanız da, patlasanız da yapacağız” deniliyor. Beyler, RANT uğruna doğaya verdiğiniz zarar yetmez ki!!!

ANEKDOT

Adamın biri, Siirt Arapçasıyla adına

SIRSOR

denilen hayvanları görüp:

-Bilmem ki, Hazret-i Allah bu gibi pis hayvanları neden yaratır!

diye içinden geçirmiş.

Aradan bir süre geçmiş, aynı adam hastalanmış. Aldığı hiçbir ilaç işe yaramamış. Sonunda zamanının Lokman Hekimini bularak yanına gitmiş ve kendisinden ilaç istemiş.

Zamanın Lokman Hekimi de, kendisine ilaç olarak

“Bilmem ki, Hazret-i

Allah bu gibi pis hayvanları neden yaratır!”

dediği ve tiksindiği hayvanın salgıladığı salgıyı ilaç olarak kullanmasını önermiş!

Bakmadan Geçme