- Haberler
- (RIZKINI VERMEDİKTEN SONRA!)
(RIZKINI VERMEDİKTEN SONRA!)
Türkiye'de işsizlik zirve yapmışken, ailelere çok çocuk yapmaları konusunda telkinler hala devam ediyor.Bir yandan Cumhurbaşkanı, diğer yandan bakanlar ha bire yükleniyorlar.
Türkiye’de işsizlik zirve yapmışken, ailelere çok çocuk yapmaları konusunda telkinler hala devam ediyor. Bir yandan Cumhurbaşkanı, diğer yandan bakanlar ha bire yükleniyorlar. Hükümete kalsa, kadınlar, evlere kilitlenecek ve kendilerine tek işlerinin annelik yapmak olduğu söylenecek. Hatta bunun Allah’ın ve Peygamberin emri olduğu iddiasında bulunacaklar!
Erdoğan’ın, hemen her fırsatta, düğün şahitlikleri ve benzeri etkinliklerde bayanlardan (en az üç çocuk) istediğini sıklıkla duyduk. Bir ara Sağlık Bakanı olduğu dönemde Ziya Müezzinoğlu da “Anneler, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamalıdır” vecizesini yumurtlamıştı! Bu sözler, kadınlar için uyarlanan (Kariyer yaparım, çocuk da) reklamını boşa çıkarmaktadır!
Peki, bir taraftan Kız İmam Hatip Okullarını yaygınlaştırırlarken, diğer taraftan, kadınlara adeta (iş hayatından çekilin, evlerinize kapanın) anlamına gelen bu çelişkilere ne demeli! Başörtülü olarak üniversitelere değil, ilkokullara dahi gidişin yolunu açtılar. Başörtülü üniversite mezunu kadınların çoğu, diplomalarını evlerine asarak, çalışmıyorlar. Peki, çalışmayacaksanız, fakültelere girerek, neden çalışacakların önlerini kapadınız!
Bakın, kadınları (EN AZ ÜÇ, SONRASI ALLAH NE VERDİYSE) diyerek çok sayıda çocuk sahibi olmaya teşvik edenlerin çocuk sayısı 2-3 çocuktan ibaret. Kadınlara (çok doğurun) diye teşvik eden ülkenin bu en kodamanlarının çocuk sayısı 2-3’ken, fakir-fukara, garip-gureba, karınlarını doyurmaktan aciz, işsiz insanlarımızı 5-10 çocuk sahibi olmaya teşvik etmenin tutarlı tarafı nedir!
Diyelim ki kadınlar, hükümetimizin ileri gelenlerinin sözlerine ve uygulanan sadaka ekonomisine kanarak çok sayıda çocuklar doğurdular. Peki, bu çocuklar büyüdüklerinde hükümet kendilerine iş imkânı sağlayabilecek mi! Bir ara, Şehrimize gelen bir Devlet büyüğünün, (On çocuğum var! Onu da işsiz. Çocuklarıma iş istiyorum!) talebine karşılık o devlet büyüğünün (Öyle it gibi çocuk doğurmanın ne anlamı vardı!) dediği anlatılır da!!!
Türkiye’de, iş arayan ve bulamayan en az 1 milyon üniversite mezunu var. Atanmayı bekleyen 350 bin öğretmen adayı bulunmakta! Peki, bu durumda işsizler ordusunun sayısını arttırmanın bir anlamı var mı!!!
Çoğu zaman olduğu gibi, yazımızı yine bir anekdotla noktalayacağız. Anekdot şu:
İmam, camiin kapısı önünde çamurdan heykelcikler yaparak, kurusunlar diye duvarın önüne dizen Bektaşi’ye sormuş.
-Ne yapıyorsun hazret!
Bektaşi cevap vermiş:
-Çamurdan heykelcikler!
İmam, üstelemiş:
-Peki, onlara (haşa) ruh verebilecek misin?
Bektaşi cevap vermiş:
-Elbette ruh veremem. Ruh vermek, Allah’a mahsus!
İmam üstelemiş:
-Peki, o halde bu yaptığın ne?
Bektaşi, taşı gediğine koymuş:
-Ne olacak işte! Yap yap sal. Rızkını vermedikten sonra!
***
İş veremeyecek olduktan sonra, hükümetin, kadınlara çok çocuk doğurun demesinin cevabı, bu Bektaşi anekdotunda saklı olsa gerek!
Bakmadan Geçme





