SEMBOLLER...

Bazı değerler vardır, korunması gereken bu eserler bulundukları ülkeler için ne kadar önemliyse dünya mirası için de o kadar önemli ve korunması gereken baş yapıtlardır..

Bazı değerler vardır, korunması gereken bu eserler bulundukları ülkeler için ne kadar önemliyse dünya mirası için de o kadar önemli ve korunması gereken baş yapıtlardır.. Tıpkı Ayasofya gibi UNESCO’nun da listesinde özel bir yeri olan ve korunması gereken tarihi ve mistik kokusu, aynı zamanda bizim de geçmişimizin iftiharla kazanıp bizlere armağan ettiği bir baş yapıttır.. Hal böyleyken Ayasofya'nın ibadete açılıp-açılmaması kararı doğru sorgulanabiliyor mu? Bizim için önemi ile birlikte birçok medeniyete ev sahipliği yapmış İstanbul'un ve ülkemizin de sembollerindendir ve hal böyleyken ne yapılmalı da nasıl karar verileceği hakkında değişik kanaat ve sesler yükselmektedir.. Öncelikle şunu belirtelim ki, Ayasofya bizim statüdeki ve kayıtlardaki tam adı ile bir camimizdir.. Burada ibadet yapılmıyor olması bu gerçeği değiştirmez ve üstelik burada her zaman ezanda okunuyor.. Zaman-zaman ibadetlerde yapılıyor, Diyanetin bünyesindeki envantere kayıtlı ve görevlilerin de içinde bulunduğu bir ibadethanedir, hal böyleyken Yunanlılar ve onların kışkırttığı bazı batı devletleri neden buranın şimdiki hali ile kalmasını istiyorlar diye sorgulamadan geçemiyoruz.. Üstelik bunu isteyenin Yunanistan olduğunu ve bu konuda ne kadar sabıkalı bir ülke olduğunu düşünürsek, bize telkinde bulunan Yunanistan'ın hala geçmişte yaşadığını ve asla bugünlere gelemediğini, üstelik belki de tekrar bir gün bizim olabileceği umuduyla zaman içerisinde ülkemiz içindeki pontus kalıntılarının ve onlarla birlikte çalışan PKK’lı teröristleri Yunanistan'da nasıl eğittiklerini bilmeyen yoktur sanırım.. Onlardaki bu kuyruk acısını kendi Baskanları da ve yetkilileri de zaman-zaman açıklıyor ve dünyadaki ağlayan Batı'nın şımarık çocukları bunu her platformda ortaya koyuyorlar.. En büyük sabıkaları ise hala Yunanistan’ın başkenti Atina'da bir caminin olmamasıdır.. Böyle anti İslamcı bir düşüncede olan, üstelik Rumlara destek vererek Kıbrıs’taki Müslüman kesimi barış harekâtından önce nasıl katlettiklerini ve batı Trakya’daki Müslümanlara edilen zulmü unutmamışken, bizim bu insanlara verilebilecek en güzel cevabımız burayı açmak ve günde 5 vakit ibadet edilmesini sağlamak olacaktır.. Bizim için getirisi-götürüsü ne olur ona bir bakmak lazım.. Bizim için önemi olduğu kadar İstanbul'a turistik gezi ziyaretinde bulunan tüm Hıristiyanların olmazsa olmazı ve uğradığı yerlerdendir..Bu bakımdan önemli bir gelir kapısıdır ve sadece bu açıdan ele almayacağız, elbette bir takım değerlerde bu bakımdan önemli ve hassasiyetle üstünde durulup ona göre bir karar alınmalıdır.. Eğer burası açılacak ve mevcut sistemden gerçek anlamda bir ibadet yapılacak ve bir cami olarak kabul edilecekse; o zaman bunun bir pazarlık olarak ortaya konulmaması ve sembollerin asla yıkılmaması gerekir diye düşünen insanların çok olacağını varsayıyorum.

Bu kararın alınması elbette zor olduğu kadar çok da kolaydır.. Danıştay'da bununla ilgili 1934 yılında alınmış olan kararın iptalini ister, konuyu meclise taşır ve bu kararın çıkmasını sağlarsınız.. Bu yapılacak en kısa yoldur, yalnız bunu yaparken amacımızı ve tavrımızı net olarak ortaya koymuş olacak mıyız? Acaba her platformda Türkiye'nin laik yapısından uzaklaşıyor ve İslam Cumhuriyeti adı altında yeni bir oluşuma doğru gidiyor diyen ve her fırsatta bizim önümüze bunu ortaya koyan Batı devletlerine karşı bir koz vermiş olmuyor muyuz? Veyahut şöyle düşünelim, bu kadar çalışma ve hazırlık eğer Ayasofya için mevcut düzenin devamı yönünde bir karar çıkacak ise bu durumunda mevcut hükümetin bir geri adımı olarak düşünülmeyecek mi? Hangi karar çıkarsa çıksın zor bir karar olacağını düşünüyor, bu işin fazla dillendirilmeden ne yapılacaksa bunun bir an evvel ülkenin milli ve manevi değerlerinin yıpratılmadan yapılması gerektiğini düşünüyorum.. Galiba bu da uzun bir süre ülke gündemini meşgul edecek. Bu konuda atılacak adımın herkesin hassasiyetini giderecek ortak bir akıl ile ele alınması ile giderileceğine inanıyorum.. Allah’a emanet olun…

Bakmadan Geçme