• Haberler
  • Siirt Haber
  • Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Bizdekileri Unutup da, Batı'dan Araklamaya Çalıştıklarımız

Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Bizdekileri Unutup da, Batı'dan Araklamaya Çalıştıklarımız

-İmrendiğimiz bazı batı toplumları var, sabahları erkenden kalkıp sporlarını ve yürüyüşlerini yapıyorlar.-Tabiri caizse 7' den 77' e herkes, yaşları ne olursa olsun sabah saatlerinde ve özellikle hafta sonları kendilerini sahalara, parklara, bahçelere a

-İmrendiğimiz bazı batı toplumları var, sabahları erkenden kalkıp sporlarını ve yürüyüşlerini yapıyorlar.

-Tabiri caizse; 7' den 77' e herkes, yaşları ne olursa olsun; sabah saatlerinde ve özellikle hafta sonları kendilerini sahalara, parklara, bahçelere atmak suretiyle, temiz hava soluyup; yürüyüş vs gibi egzersizler yapmaktadırlar.

-Başka bir husus da; bu, milletlerin yemek yemedeki ölçü ve düzenleridir.

-Zararlı yiyeceklerden azami derecede imtina edip, yemeklerinde ölçüyü kaçırmıyorlar.

-Maddi imkanları çok iyi olduğu halde; yemek için yaşamıyorlar, yaşamak için yiyorlar.

-Böyle bir iradeyi gösterip, disiplin içinde ve doğru tarzda yaşamaları örnek alınacak cinsten.

-Lakin, bu tip batılıların; sağlıklarını koruma adına sürdürdükleri ölçülü yaşamalarının bir neticesi olarak; tasarruf edip arttırdıklarının bir kısmını; tatil, gezi, konser, maçlar, içkili mekanlar vs. gibi gönlünü eğlendirmek için orada burada harcayarak. Kalan ekstrasını da; bankalara, faize, fonlara, oraya buraya koyarak biriktirmek suretiyle; yine kendilerine kullanıp kendilerine sakladıkları görülmektedir.

-İslam dinimizin gereği; zaten, israf haramdır. Saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir.

-Nitekim Allahuteala elinizi çok sıkı tutup cimrilik etmeyiniz, ama; büsbütün açıp, savurgan olmayınız, yoksa elinizdekini kaybeder öylece oturursunuz, mealinde emirler buyuruyor.

-Yine, başka bir ayette buyurulduğu gibi; "Allah, aşırı gidenleri ve bozguncuları sevmez."

-İslamiyet'te ölçü ve ölçülü yaşamak esastır. Çalışmak ve dolayısıyla hareket halinde olmak ise; ibadet sayılmaktadır.

Nitekim; "çalışmak ibadettir" ibaresiyle, bu durum; etkin bir biçimde vurgulanmaktadır.

-Batılı kendini düşündüğü ve kendine endeksli yaşadığı için, bir ölçü ve nizam doğrultusunda yaşamaktadır. Ama; fazla imkanlarından dolayı arta kalanı sadece kendine tahvil etmekte, moralman kendini iyi hissettirecek eğlence ve etkinlere harcamaktadır. Kalan fazlanın tamamını ; yine kendi güvencesi için saklamaktadır.

-Onlarda düşküne, yetime, fakire, komşuya, hatta yakınlarına yardım etmek, elinde kalandan onlara vermek diye bir duygu ve düşünce yok.

-Büyük bir kısmı; biraz yaşını almış çocuklarına bile sahip çıkmayıp; onları evlerinden ayırmakta ya da kendi istekleriyle ayrılacak olanlara hemen yol vermektedirler.

-Oysa dinimiz, hem ifsad olmadan yani aşırıya kaçmadan her açıdan ölçüyle davranıp yaşamayı, hem de artan mal ve imkanlarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmayı emretmektedir.

-Çalışmak vesilesiyle, hem vücudu hareket ettirmeyi, hem de üretip faydalı olmayı emretmektedir. Onlarca kişi bir topun arkasından boşu boşuna koşmayı değil, çalışarak, koşturup üretmeyi ve insanlara faydalı olmayı emretmektedir.

-Hangisi, daha faziletli ?

Bakmadan Geçme