Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Dünya Çevre Günümü Dediniz
5 Haziran tarihi adet olduğu üzere, mış gibi yapılarak, her yıl Dünya Çevre Günü olarak anılıyor.Anılıyor da ne oluyor.
5 Haziran tarihi; adet olduğu üzere, mış gibi yapılarak, her yıl Dünya Çevre Günü olarak anılıyor. Anılıyor da ne oluyor. İşte sözüm ona günün anlam ve önemine dair konuşmalar, yazıya dökülenler, göstermelik etkinlikler, demeçler vs vs. Eee, sonra ertesi gün başka bir gündem, artık moda olduğu üzere, o günün takvimine yapıştırılmış ve yakıştırılmış, bilmem ne günü falan filan. Ne olduysa oldu, ertesi gün bir anda en önemli konulardan biri, belki de birincisi olan, çevre duyarlılığı eski deyimle çevre hassasiyeti bir anda unutuldu.
-Oysa çevre konusu bir süreç halinde ele alınması gereken ve bir bilinç meselesidir. Çevre bilinci zayıf olanların, biranda unutup ihmal ettiği, arka planlara attığı çevre, sonuçları itibarı ile çok ağır bedeller ödeten hayati bir meseledir.
-Çevre, bütünsel ve çok geniş perspektiften bakılarak ele alınması gereken, son derece hassas bir konudur.
-Çevre hassasiyeti gösterilmeyip, çevrenin İhmal edildiği durumlarda geri dönüşü olmayan, büyük felaketler ortaya çıkabilmektedir.
-İnsanların tetiklediği çevre sorunlarının bir kısmı lokal seviyede, yani yerel bazda olumsuz sonuçlar doğurur.
-Örneğin, katı atık, yani çöp sorunu genelde belediyelik bir sorundur ve bazı belde ve belediyelerde öyle bir sorun neredeyse hiç ortaya çıkmazken, bazı yerleşim yerleri adeta çöp içerisindedir. Bu durum farkı, mahalle seviyesinde hatta sokak bazlı bile olabilmektedir. Meskun mahallerde yaşayan insanların birtakım alışkanlıkları ve çevreye karşı olan duyarlılıklarında ortaya çıkan farklılıklar bile, durumu epeyce değiştirebilmektedir.
-Dünyayı tehdit eden küresel ölçekteki çevresel afet ve felaketlere gelince, bunlardan en önemli iki tanesi; "Küresel Isınma" ve "Ozon Tabakasında oluşan tahribattır".
- Küresel ısınmayı had safhaya ulaştıran ana sebep, gitgide daha da artan miktarlarda kullanılan kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlardan dolayı, atmosferde miktarı çok çok artan karbondioksit ve karbonmonoksittir.
-İnsanların çok büyük miktarlarda yayılmasına sebep olduğu bu tür gazlar, sera etkisiyle dünyamızın gitgide daha fazla ısınmasına sebep olmaktadır.
-Yeryüzünde yaşayan canlıları, güneşin radyasyon içeren ultraviyole ışınlardan koruyan ozon tabakası, insanların yaydığı klorofloro karbon gazları, yani klor, flor ve karbon içeren gazlar yüzünden, yapısal olarak bozulup, zarar görmektedir. Bu da şimdilik başta cilt kanseri olmak üzere, birçok kanser türünün artışına sebep olmakta ve bütün canlıların hayatı radyasyon gibi öldürücü ışınların tehdidi altına girmektedir.
- Çevre sorunları öyle lafla aşılacak şeyler, bozulan çevre ise sadece konuşarak düzeltilecek bir meseleler değildir. Böylesi hayati ve önemli konulara her şeyden önce yapmacılıktan uzak durup, samimiyetle yaklaşmak lazım.
-Kuru laf değil, icraat gerekir.
Bakmadan Geçme





