• Haberler
  • Siirt Haber
  • Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Göçlerin ve Kentlerin Sosyal Yapıya Etkisi

Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Göçlerin ve Kentlerin Sosyal Yapıya Etkisi

-Türkiye'de doğum ve ölüm oranları arasındaki farktan dolayı ortaya çıkan doğal nüfus artışının kırsal kesimde, kentlerden daha yüksek seviyede seyretmesi ve bunun uzun süre bu şekilde devam etmesi.Traktör vs tarım makinelerinin kullanımının gitgide artm

-Türkiye’de doğum ve ölüm oranları arasındaki farktan dolayı ortaya çıkan doğal nüfus artışının; kırsal kesimde, kentlerden daha yüksek seviyede seyretmesi ve bunun uzun süre bu şekilde devam etmesi. Traktör vs tarım makinelerinin kullanımının gitgide artması ile birlikte, makinenin insan gücünün yerini alması sonucu; köylerde çalışmak üzere eskisi gibi fazla insana ihtiyaç duyulmaması.

-Şehirlerde; sanayileşme faaliyetleri, ticaretin ve ulaşım sektörünün sunduğu geniş iş imkânları. Yerine göre; turizm potansiyeli yüksek olan şehirlerdeki ek ekonomik imkânlar.

-Köylerdeki, sınırlı eğitim ve sağlık imkânları; kalabalık insan kitlelerini köylerden şehirlere çekmiştir.1960-70 yıllarda belili bir seviyede seyreden bu göç hareketleri,1980'li yıllarda hızlanmıştır.1990’lı ve 2000’li yıllarda Güneydoğudaki terör kırsal kesimdeki güvenliği yok etmiş, ekstra biçimde milyonlarca insan; D.Bakır, Van ve Siirt başta olmak üzere, köylerden bölgedeki şehirlere ve bölgenin dışındaki Mersin, İstanbul ve Bursa gibi şehirlere göç ederek, adeta oralara yığılmıştır. Tabi; bu olağan dışı hacimde gerçekleşen hızlı göçün oluşturduğu birtakım Sosyal meseleler kaçınılmaz olmuştur.

-Bu normal sınırların ötesinde seyreden hızlı göç, nüfusu katlanarak artan şehir belediyelerinin yükünü büyük ölçüde arttırarak; konut açığı ve gecekondulaşma ile çarpık yapılaşmayı ortaya çıkarmakla kalmamıştır. Aynı zamanda kentlerin sosyal dokusunu bozarak, adeta köy görünümlü şehir öbekleri oluşturmaya başlamıştır.

-Maalesef bu işten nasibini fazlaca alan Siirt; dikey binaların abartılı biçimde arttığı modern bir iki semtinin dışında, son yıllarında kent sosyolojisinden uzaklaşarak,  büyük bir köy görünümüne girmiştir. Örneğin;  tarım ve hayvancılık gibi kırsal faaliyetlerle ilgili bir aralar Eruh yolundaki mıntıkaya isale edilen kanalizasyon sularını ve atıklarını bahçelerde kullanmak gibi gayet sağlıksız bir tarım biçimi şehir varoşlarını kaplamaya başlamış, sürülerle inek; Siirt’in en işlek caddelerinde gezinmeye başlamıştı. Uluorta işportacılar, sokak satıcıları gezinmekle kalmayıp; yoğurt bakraçları vs ile kaldırımları bir bir işgal etmeye başlamıştı. Çayhaneler sandalye ve masalarını kaldırımlara atarak ailelerin, çoluk çocuğun geçişine engel olacak oranda yolları işgal etmeye başlamış. Kaldırımda yürümesi gereken bir grup insan ise arabaları hiçe sayarak yolun ortasından yürümeyi alışkanlık haline getirmişlerdir.  Yolun ortasından yürümekle ilgili olarak dilden dile dolaşan bir küçük hikayeyi anlatmadan geçemeyeceğim. D.Bakır'da olsa gerek; ana caddenin tam ortasında yürüyen bir adamın arkasından gelen arabanın şoförü, birkaç sefer kornaya bastığı halde adamın çekilmediğini görünce, hemşerim o kadar korna çaldığım halde niye kenara çekilmiyorsun ki, araba geçebilsin; deyince. Adamın şoföre cevabı aynen şöyle; farz etki ağacım, farz etki kalasım. Allah kimseyi şehirlerdeki yontulmamış kalaslardan eylemesin. Şehirlerimize; huzur ve sükunet versin.

Bakmadan Geçme