- Haberler
- Siirt Haber
- Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: İletişim Çağındaki Sosyal Özürlüler
Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: İletişim Çağındaki Sosyal Özürlüler
-Gözlemlediğimiz üzere insanların birbirleriyle olan diyalogları gitgide azalıyor.-Oysa, görüşme ve haberleşmenin çok çok kolaylaşması nedeniyle, adına 'iletişim çağı' adını verdiğimiz bir çağda yaşıyoruz.
-Gözlemlediğimiz üzere; insanların birbirleriyle olan diyalogları gitgide azalıyor.
-Oysa, görüşme ve haberleşmenin çok çok kolaylaşması nedeniyle, adına "iletişim çağı" adını verdiğimiz bir çağda yaşıyoruz.
-Telefon ve sosyal medya araçları üzerinden, bir tıkla; dünyanın her yeri ile irtibat kurmamız mümkün.
-Peki, görüşebilme imkânları bu kadar yaygınlaşmış ve kolaylaşmış iken; neden, böyle akla ve mantığa ters bir durum zuhur etti, acaba.
-İnsanlarla arkadaşlık edip, dostluklar kurmak. Arapça; karip yani yakın kelimesi anlamında olup, kan bağı ya da evlilikler neticesinde sahip olduğumuz akrabalar. Ayrıca konu komşularımız.
-Tüm bunlarla yakınlık münasebetlerimizi koparmadan daha da ilerletmek ve onlara muhabbet ile sevgi beslemek; tamamen duygularımız tarafından yönetilen eğilim ve saiklerdir.
- "Telekomünikasyon çağı" adı verilen çağımızda; gelişen teknolojilerin yardımıyla, neredeyse mükemmel ötesi bir seviyeye ulaşan iletişim ve gitgide hızlanarak modernleşen ulaşım imkanları söz konusu iken; dünyamızda aynı periyot içinde ve teknolojik ilerleme ile tamamen doğru orantılı bir biçimde; paralellik arz ederek sürüp giden, para toplumu ve düzeni şeklinde Türkçeleştirebileceğimiz "Kapitalist" bir düzen ve sistem hakim olmuş durumdadır.
-Bu kilit durum; insanları, sosyal bir canlı olmaları ve duyguları gereği kurmaları gereken yakınlık ve dostluklarla, para ve maddiyat arasında sıkıştırıp bırakmıştır. Hatta; en marjinal biçimde vicdan ile cüzdan arasında sıkışıp kalanların sayısı gitgide arttığından; duygusal ve sosyal yönü zayıflaya zayıflaya bir kapitalist canavar haline gelenleri sayısı gitgide artmaktadır.
-Mal ve para meşguliyeti, insanları o kadar sarmaya başladı ki; en yakınlarına bile ayıracak zamanları kalmadı, bazı insanların.
-Tüketim toplumu haline evrilen ve çevrilen insanların, normal ihtiyaçlarının yanı sıra, gerçek ihtiyaçlarının çok çok öteside olduğu halde, kendilerine ihtiyaç gibi gösterildiği için durmaksızın karşılamaya çalıştıkları mal ve hizmetler. Kapıldıkları mal ve para hırsının ortaya çıkardığı doyumsuzluk, yani tabiri caizse "açgözlülük" bunların hepsi insanların sosyal ve manevi yönlerini zayıflatıp, gitgide birbirlerinden uzaklaşmalarına sebep olmaktadır.
-Adeta Siirtli büyük mutasavvıf Fakirullah' ın dediği gibi ; "anlamazsa yakınım uzağımdır" durumuna düşmüş insanlar. Bu kadar iletişim imkânına rağmen, bırakınız uzağı falan, en yakınlarıyla bile iletişim kurmamaktadırlar.
-Maalesef ve maalesef; günümüzde böylesi sosyal özürlü insanların sayısı gitgide artmaktadır.
Bakmadan Geçme





