• Haberler
  • Siirt Haber
  • Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Kendi Kültürünün Hayatını Yaşamak

Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Kendi Kültürünün Hayatını Yaşamak

Maalesef, eskiden baskın bir kültür yapısına sahip iken taklitçi anlayışlar ve batı başta olmak üzere yabancı hayranlığı ve özentiler nedeniyle, büyük bir kültür erozyonu ve yozlaşması ile karşı karşıyayız.Her geçen gün kimliğimizden ve benliğimizden dah

Maalesef, eskiden baskın bir kültür yapısına sahip iken; taklitçi anlayışlar ve batı başta olmak üzere yabancı hayranlığı ve özentiler nedeniyle, büyük bir kültür erozyonu ve yozlaşması ile karşı karşıyayız. Her geçen gün kimliğimizden ve benliğimizden daha fazla uzaklaşıyoruz. Bu yanlışın düzelmesi adına, Eğitim ve manevi dünyamızla ilgili yapılması gerekenlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz; kendi yapımıza, din ve diyanetimize, değerlerimize,geçmişteki yapımıza,coğrafi şartlarımıza uyan politika ve uygulamalar oluşturmak. Yasaları kendi toplum yapımıza uyacak şekilde hazırlamak, bu konularda zengin tarihi altyapımızdan faydalanmak. (Batılılar; Roma Hukukunu ve Aristo mantığını nasıl bugüne taşıdılarsa, biz de Osmanlı ve eski Türk Kültürünün altyapısından faydalanmalıyız)

-Giyim kuşam konusunda: keten ve yün vs gibi organik malzeme içeren ürünlerimizden elde edilmiş kumaşlarla ve yöresel motiflerle bezenmiş, iklim şartlarımıza uyan yöresel giysileri yaygınlaştırmak için moda ve tasarım faaliyetleri gerçekleştirmek,medya üzerinden reklamasyon.(Coğrafi işaretlemeler ve marka çalışması gibi). Bu kıyafetlerin; şalvar,yelek vs. gibi rahat ve kullanışlı olanlarını özendirmek. .Yastık, Yorgan,pike vs gibi ev tekstili, Şapka,şal başta olmak üzere yerli  yöresel tarzda üretim yapan şahıs ve firmaları teşviklerle desteklemek. Bu alanda çalışacak ustaların eğitimlerini sağlamak. Tekstil sektöründe yerli tarz üretim yapan şahıs ve firmalara ekipman ve kredi gibi teşvikler sağlamak.

-Yemek ve yemişlerle, meyvelerde; kendi zengin coğrafyamıza ait ürünleri öne çıkarmak. Yöresel yemek yapan aşçılar yetiştirmek,mevcutların işyeri açmalarını kolaylaştırmak. Endemik tarım ürünlerimizi desteklemek ve yaygınlaştırmak.

- Mimaride iklim ve çevre koşullarımıza ve tarihi dokumuza uygun yapıların oluşmasını sağlamak.Bakımsız kalmış ve yıkılmaya yüz tutmuş binalarımızı, aslına uygun restore etmek. Kütür turizmini öne çıkarmak. Hıdırellez vs gibi yöresel gün ve şenlikleri canlandırıp,yaygınlaştırmak. Gelenek ve ananelerimizi yaşatmak. Müzik ve folklorumuzu yaşatmak ve yozlaşmasını önlemek. Ülkemizin yüksek  potansiyelini ve güzelliklerini sadece dışarıdakilere değil, aynı zamanda büyük küçük demeden bütün vatandaşlarımıza etkili bir biçimde aktararak; kendilerine olan saygılarını ve özgüvenlerini arttırmak. Konularla ilgili fuarlar, festivaller, paneller, şenlikler, kermesler ve çeşitli organizasyonlar tertiplemek.

-Not:

Doğu ne kadar cahil ve kaba kuvvetçiyse, batı o kadar sinsi ve ikiyüzlüdür. Bilhassa;son 50-60 yılda nüfus artışı yüksek olan doğunun nüfusu, kitlesel göçlerle batıya taşınmak suretiyle,şehirlerde kozmopolit ve kopleks (karmaşık) bir sosyolojik yapı oluşmuş. Doğunun cahilliği ile batının sinsiliği birleşince mafyalaşmalar ve cahilce yapılan sinsiliklerin oranı ciddi ölçülerde artmak suretiyle, ahlaki yozlaşmalara zemin oluşturan bu yapı; bilhassa, çocuklarla gençlerin; büyüklerine ve kültürlerine olan saygı ve ilgisini düşürmek suretiyle, modern addedilen yabancı kültürlere hayranlık ve özenmeler çok yaygınlaşmıştır. Bunu aşmak için, tıpkı eskiden olduğu gibi doğunun faziletiyle,batının geleceğe açılan ufkunu,doğunun kadim tecrübeleriyle,batının son keşiflerle oluşturduğu teknikleri birleştirmemiz gerek.Zaten;Türkiye olarak,konumumuz gereği;gövdemiz ve ayaklarımız her ne kadar doğu dünyasına ait ise; ellerimiz batı dünyasını avuçluyor durumda.)

Roman, Yunan, Makedon, Slovan Germenler ve alt grupları olan Norman, Flaman, Volanlar, Danlar, Çigan (Çingene) İtalyan, İspanyan; İran ve Ermeniyan ile aynı kökenden millet; İran ve Ermeniyan;Arian(Ari Irkı) Irkından aynı millet olup, sadece coğrafi komşu değil aynı millettirler,diye düşünüyorum.Onun içindir ki; İraniler ve Ermeniler ve İrani kökenden olan bazı Kürtler,batının taşeronluğunu yapıp; bölgedeki diğer asli kalabalık unsurlar olan Araplara ve Türklere ihanet ediyorlar.Kin ve isyanla yürütülen, fitne ve bölücülük faaliyetlerinin elebaşları bunlar.

Bakmadan Geçme