Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Kurtuluş Mücadelesi Tamam, Eksiklik Kurtuluş Siyasetinde

-Adı üstünde, Kurtuluş Savaşında Anadolu'da gösterilen kurtuluş mücadelesi, dillere destan olarak, birçok milletin örnek aldığı büyük bir kahramanlık örneğidir. Yine 15 Temmuz'da FETÖ’nün tezgahıyla yapılmaya çalışılan kanlı darbe girişimi, halkın tarihte görülmemiş bir biçimdeki kahramanca karşı koyuşuyla engellenmiştir.

Gösterdiğimiz bu destansı mücadeleler, diğer milletlere örnek olmuştur.

-Gelgelim bu ve bunun gibi, birçok haksız müdahaleye gösterdiğimiz güçlü reaksiyonu, işin sonrasındaki siyaset kısmında sürdürememekteyiz. Bunun en büyük sebebi; batının dümen suyuyla sürdürülen, itaatkâr siyasetlerdir. Bize karşı Haçlı seferlerinden buyana, batının sürdürdüğü ve sürekli tekrarladığı bu saldırgan tutum ve gösterilen bütün art niyetlere rağmen; biz halen, NATO da, Avrupa Birliğinde; orda burada, batının kuyruğuna takılmış, edilgen ve tutuk bir siyaset izliyoruz.

-Batı Dünyası ve özellikle ABD'ye karşı, esas duruş siyasetinden çıkarak, esaslı duruş siyasetini, mış gibi yaparak değil de, gerçekten yaptığımız zaman.

-Terör meselesi yılan hikayesi olmaktan çıkar, 50 yıla yakın sürdüğü gibi, onlarca yıl daha uzamaz; sınırımızın kenarına çöreklenmiş dışarıdaki teröristler dahil olmak üzere, bunu bir iki yılda bitiririz.

-Enflasyon devamlı nükseden kronik bir sorun olmaktan çıkar.

-Toplumsal gerilimi azdıran provokatif söylem ve eylemler zemin bulamaz.

-Önde gelen büyük şirketlerimiz; batının güdümündeki acenteler olmaktan çıkıp, reel bir üretim ekonomisiyle; ülkemize somut katkılar sağlamış olurlar.

-Eğitim sistemimiz yerli ve Milli bir eğitim anlayışına kavuşarak, gerçek özüne döner. Kendi kültürüne yabancı ve karşı olan garip nesillerin yetişmesi son bulmuş olur.

-Batıya mahkûm kalmayarak, dünyanın geniş pazarlarına ulaşırız.

-İnsanlarımız, batılı ülkeler tarafından kolayca devşirilemez.

-Tarihte olduğu gibi; hak ettiğimiz lider ülke statüsüne kavuşuruz.

-Onun bunun yamağı ve partneri olmaya can atmaktan sıyrılır, kendi kendimize olan ve başkalarının bize duyacağı güven artar.

-Ülkemizin stratejik konumunun avantajlarından, en iyi şekilde faydalanırız.

-Dünyaya daha reel ve faydalı hizmetler sunma yetisine ve yetkinliğine kavuşuruz.

-Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı peşkeş çekmekten kurtulur, bu zenginlikleri kendi namı hesabımıza işleterek, biran önce kalkınırız.

-Üretime katacağımız genç ve dinamik nüfus sermayemizi daha iyi kullanır; dışarıya beyin göçü başta olmak üzere, teknik iş göçü vermekten kurtuluruz.

-Daha onurlu ve haysi

yetli yaşar, dinimiz ve diyanetimize daha iyi sahip çıkabiliriz.

-Muhtaç, mağdur ve mazlum ülkelerle; akraba milletlerle, dindaş ülkelere, daha ciddi yardımlarda bulunabilir ve sürekli iletişim ve işbirliği halinde kalabiliriz.

-Rusya'nın güdümündeki Sovyetler Birliğini dağıtıldıktan sonra, can derdine düşen Rusya'yı ekarte ederek, Yahudi ve mason localarının direktifleri doğrultusunda; dünyaya yön verme bahanesiyle; başta Ortadoğu, Balkanlar ve Latin Amerika bölgesi olmak üzere; dünyanın dörtbir tarafını yapboza çevirerek birbirine katan, önce haydutluk yaptırıp, sonrasında jandarmalığa soyunan ABD'nin hegemonyasındaki dünya düzeni, gayet berbat bir duruma da.

-Günümüzde; Amerika’nın kartelinden kurtulma adına, "çok kutuplu ve kanatlı bir dünyaya geçiş arayışı" var. Tam da bu aşamada, ağırlığımızı ortaya koyabilirsek. Bu vesileyle; adamlığımızı gösterir, adam olmayanlara adamlık öğretiriz. Tarihte olduğu gibi, diğer ülkelere önderlik ederek, iyi bir "rol model" oluruz.

-Gerçek anlamda; askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel bağımsızlığı yaşayarak, özgürlüğün huzuru ve rahatlığıyla, çağımızın nimetlerinden gereğince faydalanır, ulusça; hayatın zenginliğinin tadını çıkarırız.