Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Necip Fazıl'ın, Rüyası ve Hülyası Olan 'Büyük Doğu Fikriyatı'

-Öncelikle Büyük üstat Necip Fazıl Kısakürek'e ait olan, Büyük Doğu Tezi ve Projesi nedir?  Sorusuna cevaben, kısaca şöyle bir açıklama yapabiliriz:

-Doğu ve Batı ayrımı bağlamında, Necip Fazıl'a göre, "Büyük Doğu; tasfiye edilmiş Doğu medeniyetinin en son temsilcisi olan Türklerin şahsında, kaybedilen İslami ruhu ihya etmenin sistemidir."

-Bu büyük ülkü doğrultusunda; 1943-1978 yılları arasında, Necip Fazıl Kısakürek'in yayımladığı Büyük Doğu dergisi ile Necip Fazıl Kısakürek'in ortaya koyduğu  ideoloji, anlatılmaya ve açıklanmaya çalışılmıştır.

–Ayrıca Necip Fazıl, Büyük Doğu'yu ana hatlarıyla "İdeolocya Örgüsü" adlı eserinde açıklamıştır. Bu eserde "Büyük Doğu'yu, İslam'ın yeni zaman ve mekân problemlerine uygulanışından doğan bir dünya görüşü olarak sunar."

-Uzun ve meşakkatli bir süreçte, dergi vasıtasıyla; o günkü çok zor şartlara rağmen, son derece ciddi faaliyetler yürütülmüştür.

-Bu Dergi yazarları, kendilerine "Büyük Doğucular" olarak adlandırdı. Dergi İslami bir bakış açısına sahipti.

-Büyük Doğu, aynı zamanda Necip Fazıl'ın kurduğu “Büyük Doğu Hareketi” düşünce sisteminin de adıdır. Ana hatlarıyla dergideki “İdeolocya Örgüsü” köşesinde açıkladığı bu düşünce sistemiyle Necip Fazıl, "özgül bir tarih muhasebesi, devlet anlayışı, estetik bakış ve fikrî duruş ortaya koymaya çalışır."

-Necip Fazıl'ın kaleme aldığı Büyük Doğu Marşında şöyle seslenilir:

-"Güneşten başını göklere yükselt! Avlanır, kim sana atarsa kement, Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet."

-Büyük Doğu, Necip Fazıl Kısakürek'in ortaya koyduğu İslamcı ideoloji. Necip Fazıl, Büyük Doğu'yu ana hatlarıyla İdeolocya Örgüsü eserinde açıklamıştır. Bu eserde Büyük Doğu'yu, İslam'ın yeni zaman ve mekân problemlerine uygulanışından doğan bir dünya görüşü olarak sunar.

-Yaptığı sanat ve fikir sohbetlerinde, Necip Fazıl çevresindekilere şöyle bir yakarışta bulunmaktadır. "Keşke; insanlarımız, şiirlerimin edebi yönüyle ilgilendikleri kadar, ortaya koymaya çalıştığım düşünce ve fikriyatla ilgilenselerdi."

-Mekânı Cennet olsun, büyük düşünür ve sanat adamı olan Necip Fazıl, bu siteminde, son derece haklıydı.

–İnsanlarımız genelde; ambalaja ve zarfa, süslü püslü yazılara, süslü nutuklara heves etmektedirler. Bu nedenle içerik ve ulaşılmak istenen maksatlar arka planda kalmaktadırlar.

-O günden bugüne değişen fazla bir şey yok. İnsanlarımız, şimdi de öyleler maalesef. Kim güzel konuşuyor, kim güzel yazıyorsa; hayranlıkla ona takılmaktadırlar.

-Oysa burada retorik ve yazın, yani; kullanılan edebiyat. Sözlü ve yazılı anlatımı destekleyen birer araçtan ibarettir.

-Necip Fazıl da; sanatını çok güzel icra eden bir üstat olmanın avantajıyla, duygu ve düşüncelerini daha etkili bir biçimde aktarmayı arzuluyor ve düşlüyordu.

-Bugün için bizlere düşen görev; şu anda yakın çevremizdeki komşularımız Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve Filistin'de ayyuka çıkan batı kurgulu ve destekli zulüm ve fitnelere son verecek irade ve gücü ortaya koymak için, kutsi değerlerimiz etrafında birleşmek. Ait olduğumuz kültüre sarılmak. Doğunun aslanları olarak, batının sırtlan ve çakallarına karşı durmaktır.

Sırat-ı Müstakim üzere yaşamak. -Bütün bunları yapabilmek için büyük alim ve düşünürlerimizin bizlere tuttuğu ışığa yönelmek ve onların hissiyat ve fikriyatlarına sarılarak, doğru yolda ilerlemektir.