• Haberler
  • Siirt Haber
  • Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Siirt'ten İzlenimler (5)

Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Siirt'ten İzlenimler (5)

-Kaplıca suları, fay hatlarında oluşur.Fay adı verilen derin yer kırıklarından magmaya doğru inip ısınan ve aynı zamanda sıcak olduklarından dolayı, yer altındaki taşlardan eriyen mineraller sayesinde zenginleşen kaplıca sularıbir yandan sağlık ve turiz

-Kaplıca suları, fay hatlarında oluşur. Fay adı verilen derin yer kırıklarından magmaya doğru inip ısınan ve aynı zamanda; sıcak olduklarından dolayı, yer altındaki taşlardan eriyen mineraller sayesinde zenginleşen kaplıca suları;bir yandan sağlık ve turizm açısından fayda sağlarken, öte yandan üzerinde bulundukları faylardan dolayı; yakın çevrelerinde deprem riski vardır,kaplıcaların. Nitekim Billoris Kaplıcasına oluşmasında; Eruh'tan, Başur Köprüsüne doğru uzanan "Eruh Fayı"nın. Hesta Kaplıcasını oluşumunda ise; Dicle çevresindeki "Cizre Fayı"nın rolü ve etkisi büyüktür. Daha önceki çalışmalarda aktif olmadıkları varsayılan bu fayların, son tespitlere göre deprem üretme bakımından tehlike arz ettikleri ortaya çıkarılmıştır. Nitekim son Şırnak depremi de bunu göstermektedir. Tabi büyük Maraş Depremleri; "Doğu Anadolu Fay Zonu" adıyla tüm bölgede uzanan fayları tetiklediğinden; daha fazla dikkatli olmak gerekir. Her ne kadar Eruh Fayı nispeten küçük, Cizre Fayı ise; Siirt’ten uzak ise de, yine de; dikkatli olmak gerekir. Zira; Siirt'in aşağı kesimlerinde kurulan yeni mahalleler, zemin bakımında hiç de sağlam olmayan, eskiden tarla ve bağ olan ham arazilere yapılmış çok katlı binalardan oluşmaktadırlar.

- Siirt, gerçekten çok ilginç bir memleket. Etrafında onca akarsu varken; uzun yıllar su sıkıntısı çekmiştir. Bir damla suya hasret kalınan yılları dün gibi hatırlıyorum. Oysa su hayattır. Susuz şehir diye adlandırılmıştı. Siirt. Ta; 1960'ların başlarından, 1990'ların ortalarına  kadar, susuzluktan inim inim inlemiştir adeta. Garzan, Başur (Bitlis Çayı), Kezer (Güzel Dere), Zorava ile dünyanın en hızlı akan sularından olan Botan. Bütün bu sular; Siirt'in yanı başından akıp, Iraktaki Bağdat'a, Kerbelaya velhasılı çöllere bile hayat veren Dicle’yi beslerken; Siirt'in susuz kalması hangi mantıkla açıklanabilir. Antik çağlardan bu yana Mezepotamya’nın kuzeydoğu ucunda bulan Siirt, uzun yüzyıllar öncesinden beri çevresindeki yeraltı su kaynakları bostanlara ve camilere taşınabilmişken, modern dönemde Siirt nasıl bu kadar susuz kalmıştır.Gerçekten izahı mümkün değil.

Nehirlerden bahsetmişken,derin kanyon vadilerde akan Botan'ın her biri 100-150 kiloyu bulan Botan balıklarından bahsetmeden geçmek olmaz.Yağlı ve lezzetli bir ete sahip olan Botan Balıklarının, Coğrafi İşaret adına başvurusunun yapılıp,Siirt adına tescil ettirilmesi gerekir. Doğal sit alanı olarak tescillenen Botan Kanyonunun bu devasa tatlı su balıkları ile anılması, elzemdir.

Bakmadan Geçme