- Haberler
- Siirt Haber
- Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Varlıklı Bir Ülkenin, Yokluk ve Zorluk Çeken İnsanları
Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Varlıklı Bir Ülkenin, Yokluk ve Zorluk Çeken İnsanları
-Çokça tükettiğimiz petrol ve doğalgazın yeterince bulunmaması haricinde doğal ve beşeri kaynaklar bakımından o kadar zenginiz ki, saymakla bitiremeyeceğimiz kadar doğal ve kültürel varlıklarımız var.-Dünyada bu denli çeşitliliğe ve zenginliğe sahip ülke
-Çokça tükettiğimiz petrol ve doğalgazın yeterince bulunmaması haricinde; doğal ve beşeri kaynaklar bakımından o kadar zenginiz ki, saymakla bitiremeyeceğimiz kadar doğal ve kültürel varlıklarımız var. -Dünyada bu denli çeşitliliğe ve zenginliğe sahip ülke sayısı çok azdır. Üç kıtanın tam ortasında olup, İstanbul ve Çanakkale gibi önemli boğazlara sahip olan ülkemizin; eşsiz konumumuzu da hesaba katarsak; doğal ve beşeri kaynaklar ve harikulade konumumuzdan dolayı; dünyanın en şanslı ülkesi olduğumuz tartışılmaz bir gerçektir.
-O zaman; ticaret, turizm, tarım, hayvancılık, balıkçılık, maden kaynakları, akarsu gücü potansiyeli, iklim ve bitki çeşitliliği bakımından geniş olanakları bulunan ülkemizin, ekstra, çoğu genç ve çalışma çağında olan geniş bir nüfus yapısına sahip olduğu halde; yeterince gelişememesini neye bağlayabiliriz.
-Kuşkusuz ki bu sorunun, birden fazla cevabı vardır.
-Geniş olanaklara sahip ülkemizin, yaşadığı en büyük sıkıntılardan biri belki de birincisi; savaş zamanları ve saldırıya maruz kaldığımız zamanların dışındaki olağan dönemlerde, milli birlik duygularının arka planda tutulması ve gurup ve birey çıkarlarının, ülke çıkarlarının çok çok önünde tutulmasıdır. Bunun adı parti olsun, cemaat ya da aşiret olsun hatta köylü kesim ile şehirlisi, farklı yöre ve bölgelere ait hemşeriler bile, hemşeriliğin dozunu çok arttırarak, ülke genelini kapsayıp birleştirecek olan ortak payda etrafından uzaklaşılıp, ciddi gevşemelere ve hatta bazen karşı karşıya gelip gerilim ve çatışmalara bile yol açmaktadır. Her gurup ve zümre kendi istek ve çıkarlarını fazlaca ön planda tutarken; aslında bilerek ya da bilmeyerek milli bütünlüğün yeterince oluşup olgunlaşmasına ciddi zararlar vermektedirler.
-İkinci önemli sebep; bir türlü duygusallığı bırakamayarak, mantık dairesinde uygulanacak kanunlarla oluşacak ve yürütülecek bir düzeni benimsememizdir. Kanun ve kuralların bir türlü oturtulup, uygulanmaması da; daima bir kargaşa ve düzensizlik ortamının yaşanmasına yol açmakta, bu da istikrar ve sürekliliği sektelere uğratarak büyü bir verimsizliğe yol açmaktadır.
-Üçüncü husus; büyük küçük demeden; hemen hemen herkesin ve kesimin fazla yorulmadan, az çalışıp çok kazanmanın peşine düşmesidir. Artık; oturduğu yerden, hatta yattığı yerden; aklımla, kurnazlığımla ya da paramla para kazanırım mantığı o kadar yerleşti ki, büyük çoğunluk zahmeti işlerden kaçarak, başkalarının sırtından kolayca para kazanmanın hırsı ve havası içinde, üretmeden çokça kazanmanın heveslisi ve delisi olmuş durumda.
-Devletin ve milletin sırtından beleş geçinmeyi amaçlayan ve uygulayan o kadar asalak var ki; imkân ve kaynaklarımızın çoğunu bunlar tüketirken, ülkemiz ciddi bir akamete uğratılmakta ve bu denli zenginliklere sahip olan ülkemizin, bir türlü kaynak ve imkânları ölçüsü ve oranınca gelişememesine neden olunmaktadır.
-Verimsizliği marifet, düzensizliği ise adet edinmiş, mikrop bir kitle yüzünden; birçok insanımız yokluk ve zorluk çekmektedir.
Bakmadan Geçme





