• Haberler
  • SİYASETTE, YENİ YÜZLER LÂZIM!

SİYASETTE, YENİ YÜZLER LÂZIM!

AKP'nin bağrından iki siyasi parti doğdu.Ahmet Davutoğlu'nun (GELECEK PARTİSİ) ve Ali Babacan'ın (DEVA)SI! Partiler yeni ama kurucular ve yönetimde yer alanlar genelde eski! GELECEK PARTİSİNİN Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu yıllardan beri tanınan bir sima.

AKP’nin bağrından iki siyasi parti doğdu. Ahmet Davutoğlu’nun

(GELECEK

PARTİSİ)

ve Ali Babacan’ın

(DEVA)SI!

Partiler yeni ama kurucular ve yönetimde yer alanlar genelde eski!

GELECEK PARTİSİNİN

Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu yıllardan beri tanınan bir sima. AKP’de milletvekilliği, Bakanlık, Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık yapmış bir isim. Başbakanlık dönemlerinde Abdullah Gül’e ve Recep Tayyip Erdoğan’a Başbakanlık Başdanışmanı olarak siyasete adım attı. 18 Ocak 2003’te kendisine büyükelçi unvanı verildi.

11 Mayıs

2009

tarihinde, meclis dışından yapılan atamayla

T.C. Dışişleri Bakanı

oldu.

27 Ağustos 2014’te, Adalet ve Kalkınma Partisi 1. Olağanüstü Büyük Kongresinde Genel Başkan seçildi ve 28 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Başbakanlık görevini alarak 62. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini kurdu.

12 Eylül 2019’da AKP’den istifa ederek, yeni bir siyasi parti kuracağının işaretini veren Davutoğlu, 12 Aralık 2019’da liderliğinde kurulan

(GELECEK PARTİSİ)

için İçişleri bakanlığına müracaatta bulundu ve partisini kurdu. Kurucular kurulundaki isimlerin büyük çoğunluğu tanıdık isimler. Yani eski tas, eski hamam!

DEVA’yı (Demokrasi ve Atılım Partisi)

Ali Babacan da AKP kökenli bir siyasetçi. 2001 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi ve MKYK üyesi oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi 22., 23., 24. ve 26. Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi'nde Ankara milletvekilliği, 58. ve 59. hükûmetlerde ekonomiden sorumlu devlet bakanlığı yaptı. 60. hükûmette 1 Mayıs 2009'a kadar dışişleri bakanı olarak görev aldı ve Mayıs 2005 – Ocak 2009 arasında Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliği konusunda görüşmelerin yürütüldüğü makam olan başmüzakerecilik görevinde bulundu. 1 Mayıs 2009'da gerçekleştirilen kabine değişikliğinde başbakan yardımcısı olarak atandı. 61. ve 62. hükûmetlerde başbakan yardımcılığı yaptı. 8 Temmuz 2019'da kurucusu olduğu AK Parti'den istifa etti. 11 Mart 2020 Çarşamba günü (Demokrasi ve Atılım Partisi)nin kurucu lideri olarak İçişleri Bakanlığına müracaatta bulundu. Kurucular Kurulunda isimlerin çoğu yine eski AKP’lilerden oluşmakta.

Şimdi, sorulması gereken soru şudur. Yeni kurulan her iki partinin liderleri konumundaki Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da, uzun yıllar AKP’nin sinesinde hizmet vermişlerdir. AKP’nin, bugün ülkeyi soktuğu durumda her ikisinin de veballeri vardır. Çünkü konumları itibarıyla önemli ve etkili mevkilerde olmuşlardır. Ahmet Davutoğlu Bakanlık, Başbakanlık ve AKP Genel Başkanlığı yapmıştır. Ali Babacan da aynı partide üst düzey görevlerde bulunmuş, yıllarca ekonomiyi yöneltmiştir.

Denilebilir ki, AKP’nin tek adamı durumundaki Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına karşı koyamamış,  onun emrinden çıkamamışlardır. Şimdi, kendi inisiyatiflerindeki yeni partilerinde, kendi programlarını tatbik etmek için kolları sıvayacaklar!

Doğrusunu isterseniz, yıllarca denenmiş olanlarla yola çıkmanın, Türkiye’nin durumunu değiştireceği inancında değiliz. Bunun için de diyoruz ki, Türkiye’nin denenmemiş siyasileri denemesinin vakti çoktan gelmiş, geçiyor bile. Sıra denenmemiş siyasilerde…

ANEKDOT

Kânî, 1712 doğumlu Tokatlı bir şairdir. Mizahî ve nüktedan kişiliğe sahiptir. Bir ara Trabzon’dan İstanbul’a gelirken devrin tanınmış sadrazamlarından

Hekimoğlu Ali Paşa

’nın yolu Tokat’a düşmüş ve Kânî de

“fırsat bu fırsat”

diyerek yazmış olduğu bir kasideyi Paşaya takdim etmiş. Hekimoğlu Ali Paşa şiirden anlayan biri olduğu için bu gencin sahip olduğu yeteneği farketmiş ve onu beraberinde

İstanbul

’a götürmüş.

İstanbul’da çeşitli memuriyetlerde vazife alan Kânî, eskilerin tabiriyle

serâzâd

(kendi hâlinde takılan ve pek söz dinlemeye gelmeyen) biri olduğu için

Silistire

’ye gitmiş. Rumeli’de gezdiği birçok bölgede yüksek rütbeli beylerin kâtipliğini (bugün için özel kalem diyebiliriz) yapmış,

Ulah

beylerinin ve bazı voyvodaların yanında bulunmuş. Bir ara

Bükreş

’te iken gönlünü Hıristiyan bir güzele kaptıran Kânî bu güzel ve genç kıza evlenme teklifi yapmaya karar vermiş, bir fırsatını bularak evlenme teklifinde de bulunmuş.

Kızın da Kânî’de gönlü var amma ailesinin isteği doğrultusunda:

-Seninle evlenmeyi kabul ederim ancak, Hıristiyan olursan!

diye cevap vermiş.

Kızın bu teklif karşısında genç şair cevap vermiş:

-

Kırk yıllık Kâni, olur mu Yani…

TAŞLAMALAR

ESKİYE RAĞBET OLSA

BİTPAZARI NURLANIR

(DEĞİŞMİŞİZ) DİYORLAR

BU SÖZE KİM İNANIR

KIRK YILLIK (KÂNÎ) ELBET

(YANİ) OLMAYACAKTIR

KIRK YILLIK (YANİ) OLAN

(KÂNÎ) Mİ OLACAKTIR

YENİ YÜZLER, ÇEHRELER

GEREKTİR SİYASETE

DENENMEMİŞ OLANLAR

DENENSİNLER BİR HELE

SİYASET ZOR SANAAT

KOTARAMAZ HER KİŞİ

YALAN DOLAN SANILIR

SİYASİLERİN İŞİ

Bakmadan Geçme