SÜPER MARKETLERE RAMAZAN ÇAĞRISI!

Mübarek Ramazan yaklaşıyor. Ramazan, gerçekten fırsatlar ayıdır. Amma, kimilerinin zannettikleri gibi, artacak olan tüketimden yararlanarak vatandaşlara kazık atmak ve karaborsaya yönelecekler için değil, gerçekte, Allah ile ticaret yapmak isteyenler için fırsattır. Fıtır sadakası yanında, zenginlerin, servetlerinin zekâtını da bu ay içinde vermelerinin gelenekselleştiği, fakirlere, muhtaçlara,  miskinlere sadaka verilmesinde artış olduğu dikkate alınırsa, Ramazan ayının, gerçekten bir fırsatlar ayı olduğu ve uhrevi ticarete yol açtığı ortaya çıkmaktadır.

Bazen birileri için

‘Filan adam büyük tüccar’

dediklerini duyarız. ‘Nereden biliyorsunuz, büyük tüccarlığını?’ diye sorduğumuzda  ‘birinci eldir.’ Yani, Türkiye’nin en büyük iş adamı olan filan firmanın ürettiği malı, birinci elden bu adam alır/satar. Adamın büyüklüğü, ticaret yaptığı kişinin büyüklüğünden gelmekte, denilir. Ya da Dünya devi filan firmanın mallarının Türkiye’deki distribütörü (dağıtıcısı) bu adamdır, derler. Bu adamın büyüklüğü, doğrudan temasa geçip alış veriş (ticaret) yaptığından dolayıdır, diyorlar.

Peki, öyle ise, Müslümanlara deniliyor ki: En büyük ticareti siz yapın! Türkiye’nin veya dünyanın en zengin adamı ile doğrudan ticarete girseniz bile, büyük adam olamazsınız. Çünkü bütün zenginleri, sermaye sahiplerini yaratan Yüce Allah’tır.

Bize denilmiştir ki; ticaretiniz Allah ile olsun!

Allah’ın yarattıklarıyla ticaret yapın amma, büyük ticaret yapmak istiyorsanız, ticaretiniz Allah ile olsun. Allah ile ticarette mal ve can karşılığında cennet alınır. Sonu gelmeyecek bir hayata ulaşmanın yolu, mal ve canı Allah yolunda vermekten yani Allah ile ticaretten geçer.

Allah ile ticaret yapmak, can ve malı, sahibine vermekle olur. Hem, Allah yolunda harcanan mal ve can bizim mi? Harcadığımız sermaye bizim mi? Bir baba, oğluna sermaye veriyor, sonra da; ‘Bak bu sermayeyi sana verdim ki, bana şu kadar ver’ diyor. Zaten sermaye, babasının, anasınındır. Bu infak oğluna bir iyiliktir.

Allah Celle Celeluhu, daha merhametlidir. Çünkü babaların merhametini yaratan Allah’tır .

“Merhamet yüz parçaya ayrıldı, bir parçası, yeryüzüne indirildi” buyuruyor Peygamber Efendimiz.

Babanın, annenin yavrusuna; köpeğin eniğine, tavuğun civcivine, kısrağın tayına, ineğin danasına, koyunun kuzusuna, keçinin oğlağına, devenin potuğuna merhameti, bu merhamettendir. Onun için civcivini korumak için, aslana karşı kanat çırpıyor tavuk.

Allah-u Teâlâ, kalan doksan dokuzuyla, ahrette Müslümanlara merhamet edecektir. Rabbim bize önce can vermiş, sonra mal vermiş, sonra da:

“Hiç şüphesiz Allah müminlerden karşılığında mutlaka cenneti vermek üzere canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler, bu Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da onun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip, müjdeleşiniz. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur”

buyurmaktadır.

Yukarıda, meallerini sunduğumuz ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere

YÜCE

ALLAH

mümin kullarından mallarını ve canlarını satın almaktadır. Allah için yapılan bir bağışın karşılığı en az bire ondur. Hibeyi yapanın duygusuna, düşüncesine, maksadına ve hibeyi alan kişinin durumuna göre karşılık yüz, ikiyiz, yediyüz ve ilanihaye olur. Bu bakımdan, Ramazan ayında özellikle zenginlerin, mümkün mertebe mallarıyla ticaretin en güzel olanını, yukarıda mealini sunduğumuz ayet-i kerimenin ışığında yapmaları gerekir.

Yaklaşan Ramazan ayı ile ilgili bir temennimiz ve tavsiyemiz var. Başta süper marketler olmak üzere, özellikle gıda ticareti yapan bütün iş yerlerinin, Ramazan ayı boyunca fiyatlarında asgari yüzde onluk bir indirime gitmeleridir. Böyle bir davranış, kendileri açısından uhrevi ticaretlerin en güzeli olacaktır.

Ramazan ayında, gıda maddesi satışı yapanların (lokantalar dahil) asgari yüzde on oranında indirime gitmelerini, bunun sağlanması için Valiliğin, Belediye Başkanlığının, Ticaret ve Sanayi Odasıyla, Esnaf ve Sanatkârlar Odasının işbirliği yapmalarını, gerekirse, özellikle ve öncelikle süper market sahiplerinin bu konuda  ikna edilmeleri gerekeceğini anımsatalım.

Gıda maddesi satan hemşerilerimize biz de seslenerek diyoruz ki, gelin, ticaretin en güzelini

ALLAH

ile olanını yapınız. Hem siz kazanınız, hem, İftar yemeğinde, sahurda bir lokma fazla almak gücüne kavuşacak, fakirler kazansın!

İşte,  TİCARET-İ LENTEBUR (kesada

uğramayan ticaret)

budur…

Bakalım, sesimize kulak veren çıkacak mı!