• Haberler
  • SURİYE KONUSUNDA HATADAN DÖNMEK!

SURİYE KONUSUNDA HATADAN DÖNMEK!

Suriye politikası konusunda hatadan dönülebileceğinin işaretleri veriliyor.Son yıllarda Suriye'nin meşru hükümetine karşı olumsuz tavırlar içinde olan yetkililerimiz, sonunda anlamış olacaklar ki, bir inat yüzünden Esad'la didişmek Türkiye'ye yarar değil,

Suriye politikası konusunda hatadan dönülebileceğinin işaretleri veriliyor. Son yıllarda Suriye’nin meşru hükümetine karşı olumsuz tavırlar içinde olan yetkililerimiz, sonunda anlamış olacaklar ki, bir inat yüzünden Esad’la didişmek Türkiye’ye yarar değil, zarar vermektedir. Bunun böyle olduğunu Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun konuya ilişkin açıklamalarından anlıyoruz. Suriye'ye konusunda  konuşan Bakan Çavuşoğlu,  Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile birlikte çalışabileceklerini söyledi. Bakan Çavuşoğlu’nun, "Suriye'de Beşar Esad demokratik bir seçimi kazanırsa, onunla çalışmayı değerlendiririz" ifadelerini kullanması bu açıdan Türkiye’nin dış politikası açısından olumlu bir gelişmedir.

Fırat'ın doğusuna yönelik muhtemel operasyonlara ilişkin de konuş Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kısa süre içinde başlayacağını duyurduğu Fırat'ın doğusundaki terör hedeflerine yönelik operasyonun hedefinde PKK/YPG olduğunu söyleyerken "ABD askerlerinin hayatını tehdit etmiyoruz" ifadelerini kullanması da dikkatleri çekicidir.

Evet, Devlet yetkililerimizin bir

(ESED)

takıntısı var. Bu yüzden, Suriye’de işler istenilen düzeyde yürümüyor. Oysa Türkiye’nin menfaati Esad rejimiyle ortak hareket etmeğe bağlıdır. Esad yönetimi Birleşmiş Milletler nezdinde Suriye’nin meşru yönetimidir. Rusya askerleri, Suriye’de nasıl kalıyor derseniz cevabı belli. Esad tarafından davet edildikleri için! Bugün Suriye’de gayri meşru bir güç varsa, terör örgütleri yanında duran ABD askerleridir. ABD, Birleşmiş Milletler yasalarına göre Suriye’de işgalci konumundadır. Türkiye’nin de durumu pek farklı değildir. Oysa meşru hükümeti tarafından yapılacak davet üzerine Suriye’ye girmiş olsak, kimse askerlerimize işgalci gözüyle bakamaz.

Suriye’nin meşru hükümetiyle aramız iyi olursa ve faraza Esad, Türkiye’yi ülkesindeki terör unsurlarını tasfiye için yardıma çağırsa, o zaman elimiz güçlenir, Birleşmiş Milletler hukukuna göre meşru konuma gelirdik.

Hem ülkemizin menfaatleriyle, Suriye’nin meşru hükümetinin menfaatleri bir yerde kesişmektedir. Türkiye olarak Suriye’nin birlik ve beraberliğinden yana olduğumuz bir gerçektir. Çünkü Suriye’nin birlik ve beraberliğinin sağlanması, Türkiye’nin de birlik ve beraberliğinin pekişmesi neticesini doğuracaktır. Suriye’nin birliği bozulmadıkça, Türkiye’nin birlik ve beraberliğinin bozulmasına imkân yoktur.

Şu gerçeği görmek ve kabul etmek zorundayız ki, Büyük Ortadoğu Projesinin amaçlarından biri Irak’ta olduğu gibi önce Suriye’yi bölmek, akabinde Türkiye’de aynı oyunu oynamaktır.

Yani, Suriye’nin birlik ve beraberliğinin sağlanması, Türkiye’nin de birlik ve beraberliğinin teminatıdır.  Birleşmiş Milletler nezdinde Suriye’nin temsilcisi Esad rejimi olduğuna göre, bizim de bu rejime destek vermemiz ve yanında yer almamız daha akıllıca olmaz mı.

Unutmayalım, hatadan dönmek fazilettir. Artık, bu

ESED

takıntısından kurtulmamız ve

ESAD

ile işbirliği içinde olmamız gerekeceğini bilelim.

TAŞLAMALAR

TÜRKİYE’DE BEŞ MİLYON

GÖÇMEN VARDIR DENİLİR

BU KADAR AĞIR YÜKÜ

BAŞKA KİM ÇEKEBİLİR

GÖÇMENLER (MUHACİRİN!)

BİZ İSE (ENSAR!)MIŞIZ

HEPTEN CENNETLİK OLDUK

DÜNYAYI BOŞAMIŞIZ

ÇEKİLMEYECEK YÜKÜ

ALLAH, KULA YÜKLEMEZ

BEŞ MİLYON MUHACİRİN(!)

BELLİ ENSARA YETMEZ

DEVLET İŞLERİNDE DE

DİNİ REFERANS ALMAK

AKP DÖNEMDE

TAVAN YAPMIŞTIR EL HAK

Bakmadan Geçme