- Haberler
- TANIDIĞIM ENGELLİLER
TANIDIĞIM ENGELLİLER
3 Aralık günleri (Dünya Engelliler Günü) tüm dünyada engelli haklarına dikkat çekildiği, sivil toplum kuruluşlarının etkinlikler düzenlediği gündür.Günümüzde dünyada 1 milyardan fazla engelli bulunmaktadır.
3 Aralık günleri (Dünya Engelliler Günü) tüm dünyada engelli haklarına dikkat çekildiği, sivil toplum kuruluşlarının etkinlikler düzenlediği gündür. Günümüzde dünyada 1 milyardan fazla engelli bulunmaktadır. Yani, dünya nüfusunun yaklaşık 8’de 1’i engelli insanlardan oluşmaktadır. Tabii, engellilerin durumu kademe kademedir. Kişinin engellilik oranıyla tanımlanır. Gerçekte, engelli olmayan tek insan dahi yoktur. Çünkü tutkular, aşırı eğilimler, fanatik yapılanmalar da birer engeldir. Herhangi bir futbol takımına fanatik derecede tutkusu olan kişi de aslında bir engellidir.
Bizim asıl konumuz, toplumun engelli olarak kabul ettiği kişilerdir. Bunları bedensel, ruhsal ve fiziksel engelliler gibi gruplara ayırabiliriz. Evet, toplum olarak engellilere sahip çıkmak gibi bir sorumluluğumuz vardır. Engellileri, topluma adepte etmek için eğitim tesisleri kurmak, seminerler, konferanslar düzenlemek, dernekler, federasyonlar aracılığıyla bu gibi işleri üstlenmek, toplumsal görevler arasındadır. Engelli kişilere ufak bir dokunuş bile çok işleri değiştirmeğe yetebilir.
Siirt gibi yerde, çok sayıda engelli hemşerilerimizle tanıştığımız, görüştüğümüz olmuştur. 50-60 yıl öncesinden bahsedeyim. Şehrimizde trahomun yaygın olduğu o yıllarda çok sayıda ama (iki gözü görmeyen) hemşerilerimiz vardı. Bunların büyük bir ekseriyeti, Kur’an-ı Kerimi hıfzederek, HÂFIZ olur, Kur’an bülbülü kesilir, ve Kur’an dersi verirlerdi. Özellikle Ramazan aylarında başka illere giderek, zengin ailelerin evlerinde hatimler okuyarak geçimlerini sağlayan hafızlar vardı. Bu gibiler, kimselere yük olmak şöyle dursun, bu çalışma metotlarıyla Kur’an-ı Kerimin yayılmasına da büyük katkı sağlarlardı.
(MELLE ŞIKRİ, MELLE FIĞRİ, MELLE
ETHEM VE DİĞERLERİ.)
İki gözü de görmeyen engellilerimiz arasında Tellalık yapan (Ammo Musa), nohut pişirerek çarşı-Pazar dolaşıp satanlar (Ammo Abdalla) vardı. Ammo Musa’nın Cuma günleri, Cuma namazı konusunda halkı uyarmak için yaptığı çağrısı meşhurdu.
(YA ZEKİRİN IZKIRU ALLAH = EY ZİKİR EHLİ,
ALLAH’I ZİKRE KOŞUN…)
diye başlayan söylemi meşhurdu! Hele Ammo Abdalla’nın bardak usulü sattığı pişirilmiş nohudun tadı hala damağımdadır.
(HIMMOS-IL ĞAVĞ, SEĞNİN U MEHRUSİN = ŞEFTAL GİBİ NOHUT, HEM SICAK, HEM DE
KIVAMINDA PİŞMİŞ)
diye seslenerek başta helvacılar çarşısı olmak üzere, çarşıları adımlar, haşlanmış nohut satarak kendisinin ve ailesinin geçimini sağlardı.
Şehrimizde işitme engelliler de vardı. Onlara toplumun hitap şekliyle ve Siirt Arapçasıyla
(LELO = DİLSİZ)
derdik. Bu dilsizlerin hiç birinin el açıp dilendiğini görmedim. Siirt’in 50-60 yıl öncesinin en tanınmış çayhanesi
(KAHVIT-IL LELO =
DİLSİZİN KAHVESİ)
olarak bilinen, bugünkü Cumhuriyet Caddesinin üzerindeydi. Siirt’in ekabirinin uğrak yeriydi.
Sabahın erken saatlerinde, yine Cumhuriyet Caddesi üzerinde köşe başında kış mevsiminin soğuklarına aldırmadan süt, simit satarak geçimini sağlayan dilsiz kardeşler hala gözlerimin önündedir. Orada, ayaküstü süt içip, simit yediğimi dün gibi anımsıyorum. Kasaplığı, terziliği, ayakkabıcılığı meslek edinen dilsiz hemşerilerimiz vardı. En güzel, en sağlam ve fiyatı en uygun ayakkabıyı bu dilsiz hemşerimize sipariş edebilirdiniz.
Bedensel engelli
AMMO ABDALLA
adında bir hemşerimiz vardı. Fahr camiinin
KULLATEYN HAVUZUNUN
SORUMLUSUYDU.
Havuzun dış avlusunda bir döşek üzerinde oturur, havuza girenlerin verdikleri ücreti toplar, yarısını kendisi alır, yarısını camiin ihtiyaçlarının giderilmesi için görevlilere verirdi.
Evet, bizim 50-60 yıl öncesi Siirt’imizde engellilerin ne el açtıklarını ne dilendiklerini görmedim. Hemen hepsi de aktif ve çalışkan insanlardı. Engellileri koruyup gözetlemek elbette toplumsal bir görevdir. Onları, pazifize etmeden ve rencide edecek davranışlar sergilemeden toplumun aktif bireyleri haline getirmek mümkündür. Aslında, engellilerin toplumdan istedikleri de budur. Bunu bilelim ve engellilere bu duygularla yaklaşalım…
TAŞLAMALAR
ENFLASYON DÜŞÜYORMUŞ
HAYDİ, GÖZÜMÜZ AYDIN
SOĞAN SOYUP BU İŞİ
SULANDIRMAYIN SAKIN
ENFLASYONLA TOPYEKÜN
MÜCADELE DENİLEN
HALKI BASKI ALTINA
ALMAK İŞİDİR İNAN
YA FİYAT İNDİRİRSİN
YA DA BAŞINDA SOPA
KIRARIZ BİLMEN GEREK
İKİ YOL VARDIR SANA
DELİ DUMRUL GİBİDİR
BİLİN Kİ İŞLERİMİZ
SEVE-SEVE VERMEZSEN
DÖVE-DÖVE ALIRIZ
Bakmadan Geçme





