TEFECİLİK TERÖRİZMİ

Öncelikle terörizmin tanımını yapmak gerekirse, tefecilik Topluma korku salma, insanları korkutma ve yıldırma eylemlerinin tümü desek yanlış bir tanım yapmış olmayız..

Öncelikle terörizmin tanımını yapmak gerekirse, tefecilik; Topluma korku salma, insanları korkutma ve yıldırma eylemlerinin tümü desek yanlış bir tanım yapmış olmayız.. Nitekim, Siirt ölçeğinde tefeciliğe baktığımızda yerinde bir tanım yapmış oluruz. Siirt’teki tefecilerin insanları darp etmesi, ailelerinden zorla para alması, gayrimenkullerine el koyması, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, yağma, tehdit ve adam kaçırma örnekleri göz önüne alındığında ne demek istediğim tam olarak anlaşılacaktır.

Siirt Üniversitesi “tefeciliğin politik ekonomisi ve mekansallığı” konferansında tefeciliğin tarihi akademik olarak araştırılmıştı. Konferansta söylenenlere tam olarak katıldığımı belirtmekle beraber bazı eksik ve tamamlayıcı nitelikteki gözlemlerimi paylaşmak isterim.

Konferans özetle şunları belirtiyordu; Hinduizm, Budizm, Yahudilik ve İslamiyet’in tefeciliği yasakladığını ki, özellikle İslamiyet’in tefeciliği haram kıldığını biliyoruz. Siirt’teki tefecilerin Cuma hutbelerinde en ön saflarda yer aldığı ve kendilerini dini bütün olarak tanımlamaları oldukça ironiktir. Konferansta Siirt’teki tefeciliği ilk olarak Ermenilerin yaptığını, tehcirden sonra da Arapların tefecilik yaptığı, sonrasında Kürtlerin tefecilik yaptığı ve özellikle de Kürtler içerisindeki ‘Koçerlerin’ tefecilik yaptığı belirtildi. Burada belirtmek isterim ki, özellikle 1990 ve 2000 yılları arasında yerinden zorla göç ettirilen köylü Kürtler; şehir hayatına, politik ve sosyal yapısına, yasalarına uyum sağlamayı ve bir arada yaşama uyum sağlamayı başardılar; ama Koçerler şehir hayatına uyum sağlayamadılar. Hayvancılık dışında hiçbir ekonomik faaliyet bilmeyen Koçerler çözüm olarak tefeciliğe yöneldiler.

Konferansta değinilen bir diğer önemli konu ise atanan yerel yöneticilerin Koçer olgusunu anlayamaması ve garipsemesi idi. Aşiret şeklinde yapılanmış olan Koçerler yerel yöneticiler tarafından iktidara potansiyel destekçiler olarak bakıldı. Örnek vermek gerekirse Siirt’in valileri ve sözde kanaat önderleri olarak bir araya geldiklerinin hepsi tefeciydi. Siirt’te alışıla gelmiş bir olgudan bahsetmeden olmaz, o da şu; Tefeci Koçerler, tefe ile para verdikleri kişilerin ailesine ‘bizim yasalarımıza göre biz parayı veririz ailesinden alırız’ eminim ki, sırf bu tefeci Koçerlerin mağdur ettiği ailelerin sayısı hiç de azımsanacak sayıda değildir. Bu tefeci Koçerler yüzünden Siirt’te intihar eden kişilerin sayısı da oldukça fazla.

Peki çözüm ne? Bu sorunun birden fazla cevabı var ama en önemlileri şunlar: Öncelikle valiler, savcılar ve kolluk kuvvetleri Siirt’teki en önemli sorunun sağlık, eğitim, yol değil de tefeci Koçerler olduğunu bilmeliler. Öte yandan merkezi hükümetin tefeciliği terörizm olarak kabul edip caydırıcı cezalar almalarını sağlayacak yasal düzenlemenin yapılmasını sağlamalılar.

Bize de halk olarak tefeci Koçerlere hiçbir şekilde prim vermemek ve bu tefeci Koçerlere boyun eğmemek düşüyor. Tefeci Koçerlerle hiçbir şekilde alışveriş yapmamak da çok önemli…

EMRAH TURGUT

Bakmadan Geçme